0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
415
Okunma

Gönlüm...
Sızlar gülemem
İçimi titreten sualden geçemem
Hevesin keyfiyeti için kendimden geçemem
Beni benden uzaklaştıran heyecanı ganimet bilemem
Mazlumun, mahzunun feryadını görmezden gelerek edepsizşelemem
Ruhumu alçaltan, kalbimi karartan, vicdanım yaralayan bir heva için ümitlenemem
Aşk ve sevdada ergenlikten arınmadan, ten ve teri dışlamadan, hak rızasına adanmadan itibar edemem
Fecrin...
En müstesna sahnesi
Aklına ve ruhuna hitap ediyor
Her ses, sessizliğin nezaketinden bahsediyor
Gecenin alıp götüren teslimiyetinden kalp ümit besliyor
Ne kadar nazar/akıl/gahtır sualler vicdanıma hicran zerk ediyor
Gaflet her yanımda, bahaneler nefsimin pervazlarında, iradem tercihe boyun büküyor
Ruhumun gıdası ibadetken, akide arınmayı beklerken, lebbeyk Allahümme lebbeyk derken bilincim şikayet ediyor
Keyfiyete, minnete, heva ve hevese bu kadar rağbet ederken, ezber bozmak, tavaf etmek aklım, vicdanım ve şuurum la çelişiyor
O...
Senin için inendir
Seni muhatap alan Rabbın melalidir
Yarattığı kula, Beşer/insana akıl ve irade bahşedendir
Yaratılan her mahluktan ziyade taltif ettiği, sevdiği, değer verdiği bellidir
Sen onu oku/anlamaktan, tanımaktan ne kadar uzaksan o kadar bizarsın demektir
Kararan ve katılaşan kalp nasıl feraset sahibidir, nazargah olmaya talip olan bir tevhidi ümit midir
Beşer zafiyetlerden tutunursa elbette zan içinde, içgüdülerin derdinde nefsine itaat eden, kendini bilmeyen gariptir
Mustafa Cilasun