3
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1280
Okunma
...............................
[Sualde hüznün tortusunu barındıran bir enkaz,
tualde efkarın sorgusunu sınayan bir bilge şimdi sabrım....
Eşgalim bir eşkıya sessizliği,
kışlara yoldaş şimdi baharım......]
Artık ellerim sigara,
kadınlarım ihanet kokarken,
nefsine yenilen dostlar
yüzlerini riyalarla yıkıyor...
[yalnızlık yine bana kaldı.]
Kirvem ihanet tesbihime yine sabır doğruyor......
Kahpelik her sabah havlu tutuyor........
[kahrın gergefi anama kaldı.]
Deşilmeye hazır yaralarım,
inkara ezelden ezelden meyilli
tanrılarım var.
Acılara sarılmış tütünüm,
öfkeme gemli
paslı dizginlerim var.
Bu yüzden dizelerimi yakıyorum
bir ömrün arifesinde,
en zorlu hasretimin
yüreğimi terkisinde.
Ahu zar kardeşim şimdi
kahpeliğin rahlesinde
ve acınası suretim dostlarımın
gözbebeklerinde.......
[tövbeler hep dilime kaldı.]
Ve ben şimdi her mağlubiyeti
ciğerime tırnaklarımla kazıyorum,
söz bitti sükutumu artık dostlar bile anlamaz.
Bildiğim ne varsa tövbelerimle yazıyorum
samimiyet talan,
kelebeği bilirsin
asla iki gün yaşamaz.
[kelebekler koza kaldı.]
Dost dosta tanıştırırken
en taze yaralarını,
unutmuşlar bir zamanlar
yaralarını kimin sardığını.
Yalnızlığı öyle yakıştırmışlar ki
dillerine
gelip vurmuş onları bir kış akşamı.....
[yalnızlık hep bana kaldı.]
Sende yoksa artık fecrin sükutu,
son kehanetim sana hicvin tabutu,
meyvelerim haramdır,
buhranım eşkıya yakutu,
Rabb-i kelam mihmanım
farz-ı sualim bir dağ haydutu.......