0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
644
Okunma
Bir mezar , mezarda bir ayna ,
Üzerinde bir ağaç , ağacın dalları dikenli .
Hem mezara gölge yapıyor dallarıyla ,
Hem dikenleri , dalları koruyor kuşlardan .
Mezarda yatan aynadan seyrediyor yeryüzünü .
Rüzgârla düştükçe dikenler ,kapatıyor gözünü .
Bir yandan kendini görüyor aynada ,
Bir yandan düşen dikenli dalların gölgesini .
Ve derin bir ürpertiyle buruyor yüzünü .
Sanki aynadaki ağaç gölgesi batıyor sırtına ,
Bütün dikenleri toprağına serpiyor fırtına ,
Fırtınalı havaları pek sevmiyor bu yüzden .
Ama alışmış olması gerekirdi fırtınaya ,
Çünkü bütün hayatı fırtınalı geçmişti .
İniş ve çıkışlarıyla , günah ve sevaplarıyla ,
İçinden çıkılmaz bir hal almıştı hayatı dünyada .
Ancak dinmişti hayatının fırtınası burada ,
Tam bir sükunete kavuşacaktı yeni mekanında ,
Ne olurdu daldan düşen dikenler batmasaydı sırtına ,
Bir de şu ayna olmasaydı yanında .