25
Yorum
38
Beğeni
5,0
Puan
645
Okunma

İsmini sayıklıyor, yine suskun dudağım
Yine aylardan Kasım, yaprak daldan düşüyor
Yakın da kar da düşer, soğuktur gönül dağım
Saranım mı var benim, bak yüreğim üşüyor
Ayrılık rüzgârı var, yanıltmayan his gibi
Aşka mahkûm edilen, gönülde hapis gibi
Karamsarlık çöküyor, dağılmayan sis gibi
Ne talihsiz kulmuşum, dert boyumu aşıyor
Bilsen nasıl özledim, sevgiyi bölüşmeyi
Her insan zevkle yapar, gülmeyi, gülüşmeyi
Koşulsuz istiyorum, yâr senle buluşmayı
Niye vuslat gelmiyor, aklım buna şaşıyor
Yıllar sonra beğenip, can cananı bulmuşken
Hep el ele, göz göze, sevgili de olmuşken
Hele ki mutluluğa, böyle ramak kalmışken
Ömrünün baharında, neden hüznü yaşıyor
Akıp giderken zaman, hicrandan yürek sızlar
Özlemler çiçek açar, boşa gider avazlar
Bülbüller serenatta, meşkteyken bütün sazlar
Benim zavallı gönlüm, hep çileye koşuyor
Sevdim diyorsun amma, sevildiğin bilmedin
Gözlerimde ki yaşı, bir gün olsun silmedin
Gün, ay ve mevsim değil yıllar oldu gelmedin
Eyüp’ün sabrı olsa, isyan edip, taşıyor
Ne hayal ne rüyada, cananın gözleri yok
Ruhumu okşayan yok, o tatlı sözleri yok
Kaldırımlar bile boş, bastığı izleri yok
Lüzumsuz yanıyorken, gönlü közde pişiyor
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
5.0
100% (28)