Kurşunla değil gülle vuruluruz biz
Düşmanın dost maskesini taktığı günde ..


Sırtında yumurta küfesi
Yelelerinde kırkikindi yağmurları ıslaklığı
Hüznü gözyaşında taşıyan Aslan
Titrek adımlarla caddelerden geçiyor
Caddeler endamından titriyor
Dilinde bahar türküsü
Bağrında sarımtırak ülküsü

Bir sirk sahnesinde botokslu canbaz
Masallar anlatıyor ,efsunlar saçıyor
Etrafında raksediyor yüzlerce suzan
Sureti afitap sireti çıyan
Seyircilerde sahi bu neyin neşesi
Oysa ki emareler yağıyor kaçınılmaz sondan

Arka bahçede boş bir aslan kafesi
Ve avuçları kan bir avcı
Ağzında cigara, gamzelerinde haz
Bastırılmış kinler tebarüz ediyor av öncesi
Öğrenmişti aslan
kin hasidin döşünde durmaz..

Canbaz masal okumaya,suzanlar raksa devam ederken
Avcı düştü yollara
Kokladı kaldırımları, inceledi kamera kayıtlarını
Dudaklarında asırlık kin
Yürüdü yürüdü
Bir köşe başında Aslan’ı gördü ,
Bir yüküne baktı ,bir hüznüne
Müstehzi bir kahkaha yerleşti yüzüne
Son kurşununu namluya sürdü
Üç damla gül suyu damladı aslanın ayak izine
Titredi Aslan
Titredi zemin
Avcı barbar çığlıklarıyla memnun
"Bu sefer bitirdim dedi "mecnun..
Aslan küfesine baktı mahzun
Yumurtalar güvende
"Adam sende "

Ve yürüdü aslan ardına bakmadan
Dilinde türküsü
Bağrında ülküsü
Sırtında yumurta küfesi
Döşünde Gül kokulu bir yara
Yürüdü
Nisan yağmurları altında
Emin adımlarla bahara..




seyirciler hala alkışlamaya devam ediyordu canbazı..