Gün...
Suhuletiyle karşıladı
Sır olan sayfalar beni bırakmadı
Her gece fecre kadar zihnim ayaktaydı
Gözler kapansa, mecal kalmasa, sıkıntı başkaydı
Bekleyen sualler, nedensiz talepler, haz için bahaneler sıradaydı
Yanılan, avunan, savrulan, kanan, sanan nasıl bir insandı, akıl perişandı
Çıkar peşinde koşturan akıl değil, her mahlukta olan zekaydı, lakin kim farkındaydı

Ben...
İstiyorum diye
Seni mecbur edemem
Seni dinlemeden karar veremem
Ruhi ve kalbi muvazenen nasıldır bilemem
Haz alacağım diye senin düşüncelerini öteleyemem
Kul, hayır talep ederse ruh, akıl, vicdan, irade ittifakı vardır bilirim
Şer için ısrar ederse akıl istese de vicdan, irade meyletmez hissederim
Yanlış ve kerih olan bir tercih talep ediliyorsa, o vakit akıl, irade, vicdan pasif hale gelir
Bilmediğin, anlamadığın, öğrenemediğin müddetçe hayrı, şerri tercih edeceğin her murat meşkuk vaziyetindedir

Mustafa Cilasun