Daha dün gibiydi seninle geçen anlar ,
Güneşin batışını izlemek için,

El ele tutuşup tepelere çıktığımızı

Kim nefesini daha çok tutacak diye,
el ele denize dalışımızı.
Sokaklarda dilenen çocukların
açlığını gidermek için
fırından sıcak ekmek çalışımızı

Sokakta yaşayan, yaşlı dedeleri
evimizde barındırmak için,
anne ve babalarımızla,
kavgalarımızın sonunda ağlayışımızı

Avcıların yaraladığı kuşları çalıp,
yaralarını iyileştirme çabalarımızı

Okul dönüşlerinde yolun kenarında,
küçücük bir çatmada tek başına yaşayan,
kimsesiz bir ninenin sobasını yakmak için,
bahçelerden odun topladığımızı,
Sobayı yaktıktan sonra eve koşup,
yemeklerimizi alıp
ninemizle beraber yerken duyduğumuz hazı
Hiç unutmadım Arkadaşım.

Yaşlı bir dedenin, ektiği sebzeleri sulamak için,
kocaman kovalarla dereden su taşırken,
ayağı kayıp düştüğünde,
atletimi çıkarıp kanayan yarasını sardığımızı
Sonra ikimizin kovaları,
yarım yarım da olsa,
dereden su taşıyıp
üç günde bir bahçesini suladığımızı.
O dedenin bize minnet dolu sevgiyle bakışını
.
Denizden kumsala çıkan,
karetta’ların rahat yumurtlamaları için,
küçük çukurlar kazıdığımızı,

hiç unutmadım unutmayacağım,
sevgili çocukluk arkadaşım.

Sabahat Çelik
14.10.2016