0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
853
Okunma

*
Karanlığa yüzünü serse yıldızlı gece
Yeniden alevlenir son akşam kızıllığı
Güneşini sabaha dek arandığım ece
Yanıbaşımda bende hasretin ıssızlığı
Aramıza girerek seneler çalan koldu
Ümidin uzağında bulutsuzluk sofrası
Kuraklığı salalı açan her çiçek soldu
Gözlerini inletir başka hâldir sonrası
Zemheri tembihli gelir kışın en serini
Savurur çöllerine yakar kum fırtınası
Zamanı boğa durur denizin en derini
Tuz bastığı yaradır kanlı gönül kınası
Eksikliği yok asla değdiği belli nazar
Ayrılık çığlığında günlüğe düşen ünü
Arafın yolu gibi ilk gömüldüğü mezar
Hatırla bir diyordu anılar yazan dünü
Aşıktı için için çok seviyordu madem
Eski halim soruyor neşeli âdem hani
Gri bulutla konuşur gibi sürer matem
Nar çiçeği bulalı gülüştüğü dem hani
Bir yel harmanı çıra etti sarardı güzü
Rüya âlemine çekmeden sefâlet tülü
Sevgiyle baharını kâlbe taşıyan yüzü
Çağrımı işit te gel Ey vuslatımın gülü
.
25.09.2016
.
.