Boşluğunda güneş ay koydu araya
sularda başlayan yaşam
ay çekimi ile sıçradı karaya
güneyden kuzeye kademe kademe
basamak basamak
gelmeden evvel Havva ile Adem’e
canını dişiyle tırnağına taktı


Keşfedince ateşi d/evrim ile
defans dişlerini yolda bıraktı
el yaptı önayaklarını
yükseldi arka ayaklarına basarak
geçti milyonlarca yıl ötesine...

Neanderthal, Homo Sapiens
Beldibi’nden, Karain’den
yürüdü Hasandağı’na
korkutan, ürküten ateşi, külü
dumanı gördü Çatalhöyük’ten
bolca obsidiyen
çanak çömlek, kırılmış kemikler
kaldı toprağında katmanlanarak
etini yiyip, derisini giydiği geyikten


Yangınlar depremler
nice yağmurlar, tufanlar gördü insan;
gele gele geldik Göbeklitepe
kuşun taşın, düşün taşın öyküsü
zulme karşı direnişi Ebabilin...


Geçince biraz öte; sönmez ateşler,
uçanatlar, saraylar saltanatlar
Asma Bahçeleri Babil’in
ne zaman ki insan toprağa düştü
başladı kavgası Kabil ile Habil’in!..


Kavimler Kapısından çıkıp yola
Anadolu köprüsünden geçti zaman
yayıldı uygarlık Asya’dan Avrupa’ya
bereketli topraklarıyla
Ana Tanrıça Kybele gibi doğurgan
ışıtıyor her sabah karanlığını gecenin
güneşiyle dünyayı doğudan!


Şaban AKTAŞ
19.09.2016