Önümde ne kadar engel varsa,aştım senin için
Başka baharlara ertelemedim aşkımızı
Fırtınalı denizleri aştım
Yağmurlara yenilip sellerle taşmadım
Kar ve tipi etkilemedi
Sürünerekte olsa geldim senin için

Susma konuş
Paramparça ettim karanlıkları
Geceleri yırtıp geldim senin için
İstersen yıldızları avuçlayıp,serpiştireyim etrafına
Kır çiçekleriyle donatayım dünyayı
Bak,mehtaplar kırıldı,bir bir dökülüyor
ve yanıyor yüreğimdeki alevle

Kanıyor kelimeler dudaklarımda
ve sen sustukça kanıyor hala
Durdur artık kelimeleri kanamasın
Mehtaplar kırılıp yanmasın,bulutlar ağlamasın

Bak serçeler camın kenarına nasıl doluşmuş
Mahzun bakışlarla bizi izliyorlar
Yağmur onları ıslatsada

Rüzgarı hissediyormusun
nasılda hüzünlü namelerle esiyor
Havadan hüzün yağıyor
İliklerime kadar işledi benim
Zaman çürüyor,adım adım benide çürütüyor

Susma konuş konuşta etrafına güller saçılsın
Kuşlar ötsün hüzün yağmuru dinsin
Çürüyen zaman beni bıraksın
Susma konuş yüreğin buzmu tuttu yoksa
Duygularınmı dondu yüreğinde

Sana esir sana düşkün bu yürek
Kaç gece dayanır suskunluğuna
Susacakmısın hala
Kaybolmak üzereyim kırgınlıklar arasında
Eskiden konuşurdun beni susturana dek
Gülme krizlerine benide katardın
Ne hoştu bilemezsin gülüşünün sonunda
dudaklarıma kondurduğun buseler
Unutulmaz anlar yaşadık seninle
Susma konuş ne olur
O,gül dudakların adımı fısıldasın
Gülsün eskisi gibi gözlerin
Benide sarhoş etsin gül rengi dudakların