0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1035
Okunma
Kara topraklar sardı, çürür tenin bedenin
Eşe dosta yayıldı, yürek yakan haberin
Annen bacın yol bekler, yastadır teyzelerin
Uyan Cihanım uyan, ölüm yakışmaz gence
Tezden kara haberi, ulaştırdılar bana
Al dedim bu canımı, yalvardım Yaradan’a
Oy topraklar başıma, mezarımız yan yana
Uyan Cihanım uyan ölüm yakışmaz gence
Gençliğine doymadın, yirm yaşında
Tabutuna sarıldı, feryat eden anan
Kırılmış kol kanadın, oynamaz gözün kaşın
Uyan Cihanım uyan ölüm yakışmaz gence
Kader gözün kör olsun, aldın delikanlımı
Felek ocağın şen mi, niye kırdın dalımı
Düşmüşüm bir girdaba, sormayın halımı
Uyan Cihanım uyan ölüm yakışmaz gence
Yazgı yolunu kesti, ecel düşürdü ağına
Temmuzda karlar yağdı, yiğidimin dağına
Gittin gelmez bir yola, yazık gençlik çağına
Uyan Cihanım uyan ölüm yakışmaz gence
Yiğidim civan boylum, bu kaza sonun oldu
Bir can kurtardım derken, Azrail seni buldu
Murat gözünde kaldı, dalında gülün soldu
Uyan Cihanım uyan ölüm yakışmaz gence
Dünyam hicrana döndü, çiçek isteksiz açar
Sensiz geçmez ki zaman, saatler kalır naçar
Yıldızlar boyun büker, güneş erkenden kaçar
Uyan cihanım uyan ölüm yakışmaz gence
Artan derdimi çekmez, döksem derin dereye
Yiğidim küsmüş gidiyor,Sorun yol iz nereye
Hazırlık vardı düğün, olacaktı seneye
Uyan Cihanım uyan ölüm yakışmaz gence
ADEM BİLİCİ= KELKİT BABAKONAĞI KÖYÜ.