ne olursun aşkım
canım benim biriciğim
seni bu akşam
yine çok çok çok özledim
düşlerimi bağışla;
bekleseydin biraz daha
gitmeseydin
göçer giderdik sen ve ben
belki kuzey
belki güney yarıkürede
bulurduk bize uygun bir köşe!..

ne akşamı soran olurdu
ne sabahın olduğunu bize
ne olursa olsun
yeterdik birbirimize
gittin diye bu yalnızlık
yüreğim sanki
ıssız ada; Robenson Crusoe!..

görüyorsun işte ülkede
Ali Baba ve Kırkharamiler
sanmaki bir masal
soygun, eşkiyalık, hırsızlık
cana kıymak
aklına gelen her şey yasal!


gece yarısı es kaza
bir motosiklet
egsoz patlasa yüreğin hoplar
-yine mi birini vurdular?!
diyelim ki acil vaka
ambulans geçse yoldan
önce yüreğine iniyor sirenler
-yine mi birini vurdular?!
güzellik düşünemiyor insanlar
önümüz uçurum
ve artık tutmuyor frenler!

biliyorsun sevgili
minareyi çalan
kılıfını da hazırlar
işte böyle
hınzır oğlu hınzırlar
eskiden böyle değildi
elan olabildiğince berbat
kedinin, çakalların
sırtlanların aslanı boğduğu yer!..

insanca yaşamak adına
ne tutunacak dal var
ne de geçerli kural;
yetiyorsa gücün vur al!

o yüzden gına geldi bana
fakat sen mutlu ol aşkım
olabildiğin kadar
mutlusundur da umarım
devam et yaşamana!

düşlerimde ben yine
seninle aşkı savunurum
kuş üzümü gözlerin
bakar bakar avunurum.

Şaban AKTAŞ
04.08.2016