2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
561
Okunma

/Öncesi
-Bu günlerde-
Dudağım göz çukurları’m çok kuru
Bedenimde ki damarlar ise çekilmiş sanki
Gülmüyorum ağlamıyorum konuşmuyorum!
Saçlarım ise vıcık vıcık yağlı kıyafetlerim ise yırtık pırtık toz içinde.
Öyle ki bazen yatağa yatmaktan
Sabah kalkmaktan işe gitmekten
Tabağa yemek koymaktan ayakkabımı boyamaktan
Mecbur kaldıkça sokağa çıkmaktan yoldakilere selam vermekten çekiniyorum!
Hatta hiç doğmamış
Çocuk olmamış askere gitmemiş gelmemiş
Bir kızı sevip evlenmemiş gibi hissediyorum!
Yani yine gülmüyorum ağlamıyorum konuşmuyorum...
-Bu günlerde-
Bedenimde ki tüm kemiklerim
Öfkeden aciz zıplayan sinirlerim
Elime yüzüme bulaştırdığım işlerim
Kurmasını bile beceremediğim hayallerim
Gülmesini ağlamasını
konuşmasını unuttuğum uzuvlarım
Beyin köküme saplanan yüreğimi parçalayan ağrılarım
Ve tüm hayatım kırık dökük paramparça sanki!
//Sonrası
Hey siz!
İnsanı suçsuz yere ceza evine atanlar
Şehitlerin kanıyla vicdan simsarı olanlar
Ötekileştirip mezhep mezhep ayıranlar
-Size diyorum! Hu duyuyor musunuz beni?-
Her ne kadar öldürseniz de
Derin çukurlara gömseniz de
Eserlerinizle övünseniz de
Elbet bir gün ki ’o’ bugün
Unuttuğumu sandığınız ne varsa
Sizlere hatırlatmak adına bayrağımla
Bir bir burnunuzdan getirmek için
Önce şehit ettiğiniz canlarımın yakınlarıyla
Ve savunucusu olduğum Cumhuriyetimle dikileceğim karşınıza...
02.08.2016
Adnan Bilgiç