5
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
849
Okunma
Bir kadın geçmişti içimden ve
bilmediğim zamanların
çok ötesinden.
Şiirler boğazımda düğümlenmişti.
Bin şiire bedeldi bir hecesinin değeri.
Bir gülüşüyle yedi cihanı sarardı yedi veren
gülleri.
Bülbüller sustururdu büyülü sesinin ahengi.
Duyulmaz olurdu ta uzaklardan gelen yanık
kavalın sesi.
Gökyüzüne yazmıştı adımı
Papatyalardan yapmıştı yatağımı
Yıldızlardan yorganımı
En tasalı günlerimde öylesine güldürürdü ki beni
Sesim taşardı tasasız sokaklara çocukluğumdaki gibi.
Nabzımın atışını en doğru o sayar o bilirdi.
Beni benden çok daha iyi tanırdı.
Hiç bilmediğim yanlarımı ondan öğrenmiştim
hayretle.
Bir bilge bir medyum bir mucizeydi o.
Öyle çok öyle çok sevmişti ki beni
Gelmiş geçmiş bütün aşklar önünde eğilmişti.
İşte…
Öyle bir kadın geçti ki bu çilekeş ömrümün
garip gönlünden…
Yaradan’ı tanımasaydım yalnız ona
kulluk ederdim ben!
5.0
100% (9)