Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Selim Temiz
Selim Temiz

TEBLİĞ-İKMAL AYETTİR

Yorum

TEBLİĞ-İKMAL AYETTİR

6

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1818

Okunma

TEBLİĞ-İKMAL AYETTİR

TEBLİĞ-İKMAL AYETTİR

Kaynak:Kur’an-ı Kerim/Fâtiha Sûresi/Sayfa:1/Cüz:1/6. Ayet:
Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil. ﴾6-7﴿اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَق۪يمَۙ ﴿٦﴾صِرَاطَ الَّذ۪ينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْۙ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّٓالّ۪ينَ ﴿٧﴾
Kaynak:Kur’an-ı Kerim/Âl-i İmrân Sûresi/Sayfa:57/Cüz:3/61. Ayet:
Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa de ki: "Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım. Biz de siz de toplanalım. Sonra gönülden dua edelim de, Allah’ın lanetini (aramızdan) yalan söyleyenlerin üstüne atalım." ﴾61﴿فَمَنْ حَٓاجَّكَ ف۪يهِ مِنْ بَعْدِ مَا جَٓاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ فَقُلْ تَعَالَوْا نَدْعُ اَبْنَٓاءَنَا وَاَبْنَٓاءَكُمْ وَنِسَٓاءَنَا وَنِسَٓاءَكُمْ وَاَنْفُسَنَا وَاَنْفُسَكُمْ ثُمَّ نَبْتَهِلْ فَنَجْعَلْ لَعْنَتَ اللّٰهِ عَلَى الْكَاذِب۪ينَ ﴿٦١
Kaynak:Kur’an-ı Kerim/Kâfirûn Sûresi/Sayfa:603/Cüz:30/1-2-3-4-5-6. Ayet:
De ki: "Ey Kâfirler!" ﴾1﴿"Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk etmem." ﴾2﴿"Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz." ﴾3﴿"Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk edecek değilim." ﴾4﴿"Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz." ﴾5﴿"Sizin dininiz size, benim dinim de banadır." ﴾6﴿قُلْ يَٓا اَيُّهَا الْـكَافِرُونَۙ ﴿١﴾لَٓا اَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَۙ ﴿٢﴾وَلَٓا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَٓا اَعْبُدُۚ ﴿٣﴾وَلَٓا اَنَا۬ عَابِدٌ مَا عَبَدْتُمْۙ ﴿٤﴾وَلَٓا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَٓا اَعْبُدُۜ ﴿٥﴾لَـكُمْ د۪ينُكُمْ وَلِيَ د۪ينِ ﴿٦﴾
Kaynak:Kur’an-ı Kerim/Bakara Sûresi/Sayfa:7/Cüz:1/39. Ayet: İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar cehennemliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır. ﴾39﴿وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ۟ ﴿٣٩﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/En’âm Sûresi/Sayfa:149/Cüz:8/Ayet:156-157: Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (yahudilere ve hıristiyanlara) indirildi. Biz onların okumalarından habersiz idik" demeyesiniz, yahut, "Eğer bize kitap indirilseydi biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk" demeyesiniz, diye bu Kur’an’ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah’ın âyetlerini yalanlayan ve (insanları) onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları âyetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız. ﴾156-157﴿اَوْ تَقُولُوا لَوْ اَنَّٓا اُنْزِلَ عَلَيْنَا الْكِتَابُ لَكُنَّٓا اَهْدٰى مِنْهُمْۚ فَقَدْ جَٓاءَكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌۚ فَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَصَدَفَ عَنْهَاۜ سَنَجْزِي الَّذ۪ينَ يَصْدِفُونَ عَنْ اٰيَاتِنَا سُٓوءَ الْعَذَابِ بِمَا كَانُوا يَصْدِفُونَ ﴿١٥٧﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:119/Cüz:6/67. Ayet (Tebliğ Ayeti):
Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir. ﴾67﴿ يَٓا اَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّـغْ مَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَۜ وَاِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُۜ وَاللّٰهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِر۪ينَ ﴿٦٧﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:107/Cüz:6/3. Ayet (İkmal Ayeti):
Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk (Allah’a itaatten kopmak)tır. Bugün kafirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim. Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. ﴾3﴿حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِه۪ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّط۪يحَةُ وَمَٓا اَكَلَ السَّبُعُ اِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَاَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْاَزْلَامِۜ ذٰلِكُمْ فِسْقٌۜ اَلْيَوْمَ يَـئِسَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ د۪ينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِۜ اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَت۪ي وَرَض۪يتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ د۪يناًۜ فَمَنِ اضْطُرَّ ف۪ي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِاِثْمٍۙ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴿٣﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:117/Cüz:6/55. Ayet :
Sizin dostunuz ancak Allah’tır, Resûlüdür ve Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü’minlerdir. ﴾55﴿ نَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّٰهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الَّذ۪ينَ يُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ ﴿٥٥﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/ A’râf Sûresi /Sayfa:154/Cüz:8/36. Ayet:
Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı kibirlerine yediremeyenlere gelince işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. ﴾36﴿وَالَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ ﴿٣٦﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/ Bakara Sûresi/Sayfa:32/Cüz: 2/207. Ayet:
İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’ın rızasını kazanmak için kendini feda eder. Allah kullarına çok şefkatlidir. ﴾207﴿وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْر۪ي نَفْسَهُ ابْتِغَٓاءَ مَرْضَاتِ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ
رَؤُ۫فٌ بِالْعِبَادِ ﴿٢٠٧﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/Ra’d Sûresi/Sayfa:250/Cüz:13/7. Ayet:
İnkâr edenler, "Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" diyorlar. Sen ancak bir uyarıcısın. Her kavim için de bir yol gösteren vardır. ﴾7﴿وَيَقُولُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا لَوْلَٓا اُنْزِلَ عَلَيْهِ اٰيَةٌ مِنْ رَبِّه۪ۜ اِنَّـمَٓا اَنْتَ مُنْذِرٌ وَلِكُلِّ قَوْمٍ هَادٍ۟ ﴿٧﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/ Yasin Sûresi/Sayfa:440/Cüz: 22/12. Ayet:
Şüphesiz biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların yaptıklarını ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Biz her şeyi apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) bir bir kaydetmişizdir. ﴾12﴿ اِنَّا نَحْنُ نُحْـيِ الْمَوْتٰى وَنَكْتُبُ مَا قَدَّمُوا وَاٰثَارَهُمْۜ وَكُلَّ شَيْءٍ اَحْصَيْنَاهُ ف۪ٓي اِمَامٍ مُب۪ينٍ۟ ﴿١٢﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/ Sâffât Sûresi/Sayfa:446/Cüz: 23/24. Ayet:
Allah meleklere şöyle emreder: "Zulmedenleri, eşlerini ve Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir. ﴾22-24﴿اُحْشُرُوا الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا وَاَزْوَاجَهُمْ وَمَا كَانُوا يَعْبُدُونَۙ ﴿٢٢﴾مِنْ دُونِ اللّٰهِ فَاهْدُوهُمْ اِلٰى صِرَاطِ الْجَح۪يمِۙ ﴿٢٣﴾وَقِفُوهُمْ اِنَّهُمْ مَسْؤُ۫لُونَۙ ﴿٢٤﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/NİSA Sûresi/Sayfa:101/Cüz:5/142.Ayet: Münafıklar, Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Allah da onların bu çabalarını başlarına geçirir. Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı pek az anarlar. ﴾142﴿اِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ يُخَادِعُونَ اللّٰهَ وَهُوَ خَادِعُهُمْۚ وَاِذَا قَامُٓوا اِلَى الصَّلٰوةِ قَامُوا كُسَالٰىۙ يُرَٓاؤُ۫نَ النَّاسَ وَلَا يَذْكُرُونَ اللّٰهَ اِلَّا قَل۪يلاًۘ ﴿١٤٢
KAYNAK:Kur’an-ı Kerim/ Tekasür Sûresi/Sayfa:600/Cüz:30/8. Ayet:
Sonra o gün, nimetlerden mutlaka hesaba çekileceksiniz? ﴾8﴿ثُمَّ لَتُسْـَٔلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّع۪يمِ ﴿٨﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/ Muhammed Sûresi/Sayfa:509/Cüz:26/29. Ayet:
Yoksa, kalplerinde hastalık olanlar Allah’ın, kinlerini ortaya çıkarmayacağını mı sandılar? ﴾29﴿اَمْ حَسِبَ الَّذ۪ينَ ف۪ي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ اَنْ لَنْ يُخْرِجَ اللّٰهُ اَضْغَانَهُمْ ﴿٢٩﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/Muhammed Sûresi/Sayfa:510/Cüz:26/ 30.Ayet:
Biz dileseydik, onları sana gösterirdik de, sen onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun, sen onları, konuşma tarzlarından da tanırsın. Allah yaptıklarınızı bilir. ﴾30﴿وَلَوْ نَشَٓاءُ لَاَرَيْنَاكَهُمْ فَلَعَرَفْتَهُمْ بِس۪يمٰيهُمْۜ وَلَتَعْرِفَنَّهُمْ ف۪ي لَحْنِ الْقَوْلِۜ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ اَعْمَالَكُمْ ﴿٣٠﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/ Şûrâ Sûresi/Sayfa:486/Cüz:25/23. Ayet: İşte bu Allah’ın, inanıp salih ameller işleyen kullarına müjdelediği şeydir. De ki: "Ben buna (yaptığım tebliğ görevine) karşılık sizden, akrabalıktan doğan sevgiden başka bir ücret istemiyorum." Kim güzel bir iş yaparsa, onun iyiliğini artırırız. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir. ﴾23﴿لِكَ الَّذ۪ي يُبَشِّرُ اللّٰهُ عِبَادَهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِۜ قُلْ لَٓا اَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ اَجْراً اِلَّا الْمَوَدَّةَ فِي الْقُرْبٰىۜ وَمَنْ يَقْتَرِفْ حَسَنَةً نَزِدْ لَهُ ف۪يهَا حُسْناًۜ اِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ شَكُورٌ ﴿٢٣﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/ Nahl Sûresi/Sayfa:272/Cüz:14/43.Ayet: Senden önce de ancak, kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekleri peygamber olarak gönderdik. Eğer bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorun. ﴾43﴿وَمَٓا اَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ اِلَّا رِجَالاً نُوح۪ٓي اِلَيْهِمْ فَسْـَٔلُٓوا اَهْلَ الذِّكْرِ اِنْ كُنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَۙ ﴿٤٣﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/ Enbiyâ Sûresi/ Sayfa:322/ Cüz:17/7.Ayet: Senden önce de ancak kendilerine vahyettiğimiz bir takım erkekleri peygamber gönderdik. Eğer bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorun.﴾7﴿وَمَٓا اَرْسَلْنَا قَبْلَكَ اِلَّا رِجَالاً نُوح۪ٓي اِلَيْهِمْ فَسْـَٔلُٓوا اَهْلَ الذِّكْرِ اِنْ كُنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ ﴿٧﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/İsrâ Sûresi/Sayfa:290/Cüz:15/81.Ayet:
De ki: "Hak geldi, batıl yok oldu. Şüphesiz batıl, yok olmaya mahkumdur." ﴾81﴿وَقُلْ جَٓاءَ الْحَقُّ وَزَهَقَ الْبَاطِلُۜ اِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقاً ﴿٨١﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/Nebe Sûresii/Sayfa:582/Cüz:30/1-2-3-4-5.Ayet:
Birbirlerine neyi soruyorlar? ﴾1﴿Üzerinde anlaşmazlığa düştükleri büyük haberi (mi)? ﴾2-3﴿Hayır, ileride bilecekler. ﴾4﴿Yine hayır; ileride bilecekler. ﴾5﴿عَمَّ يَتَسَٓاءَلُونَۚ ﴿١﴾عَنِ النَّبَأِ الْعَظ۪يمِۙ ﴿٢﴾اَلَّذ۪ي هُمْ ف۪يهِ مُخْتَلِفُونَۜعَمَّ يَتَسَٓاءَلُونَۚ ﴿١﴾عَنِ النَّبَأِ الْعَظ۪يمِۙ ﴿٢﴾اَلَّذ۪ي هُمْ ف۪يهِ مُخْتَلِفُونَۜ ﴿٣﴾كَلَّا سَيَعْلَمُونَۙ ﴿٤﴾ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ ﴿٥﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/Zuhruf Sûresi/Sayfa:492/Cüz:25/41.Ayet:
Ya biz seni (bu dünyadan) alır götürürüz de, onlardan intikam alırız. ﴾41﴿فَاِمَّا نَذْهَبَنَّ بِكَ فَاِنَّا مِنْهُمْ مُنْتَقِمُونَۙ ﴿٤١﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/Beyyine Sûresii/Sayfa:598/Cüz:30/7.Ayet:
Şüphesiz, iman edip, salih ameller işleyenler var ya; işte onlar yaratıkların en hayırlısıdırlar. ﴾7﴿اِنَّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِۙ اُو۬لٰٓئِكَ هُمْ خَيْرُ الْبَرِيَّةِۜ ﴿٧﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/A’râf Sûresi/Sayfa:173/Cüz:9/172.Ayet: Hani Rabbin (ezelde) Ademoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" demişti. Onlar da, "Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)" demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir. ﴾172﴿وَاِذْ اَخَذَ رَبُّكَ مِنْ بَن۪ٓي اٰدَمَ مِنْ ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَاَشْهَدَهُمْ عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْۚ اَلَسْتُ بِرَبِّكُمْۜ قَالُوا بَلٰىۚۛ شَهِدْنَاۚۛ اَنْ تَقُولُوا يَوْمَ الْقِيٰمَةِ اِنَّا كُنَّا عَنْ هٰذَا غَافِل۪ينَۙ ﴿١٧٢﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/ Tevbe Sûresi /Sayfa:193/Cüz:10/40. Ayet:
Eğer siz ona (Peygamber’e) yardım etmezseniz, (biliyorsunuz ki) inkar edenler onu iki kişiden biri olarak (Mekke’den) çıkardıkları zaman, ona bizzat Allah yardım etmişti. Hani onlar mağarada bulunuyorlardı. Hani o arkadaşına, "Üzülme, çünkü Allah bizimle berâber" diyordu. Allah da onun üzerine güven duygusu ve huzur indirmiş, sizin kendilerini görmediğiniz bir takım ordularla onu desteklemiş, böylece inkar edenlerin sözünü alçaltmıştı. Allah’ın sözü ise en yücedir. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. ﴾40﴿ اِلَّا تَنْصُرُوهُ فَقَدْ نَصَرَهُ اللّٰهُ اِذْ اَخْرَجَهُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا ثَانِيَ اثْنَيْنِ اِذْ هُمَا فِي الْغَارِ اِذْ يَقُولُ لِصَاحِبِه۪ لَا تَحْزَنْ اِنَّ اللّٰهَ مَعَنَاۚ فَاَنْزَلَ اللّٰهُ سَك۪ينَتَهُ عَلَيْهِ وَاَيَّدَهُ بِجُنُودٍ لَمْ تَرَوْهَا وَجَعَلَ كَلِمَةَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا السُّفْلٰىۜ وَكَلِمَةُ اللّٰهِ هِيَ الْعُلْيَاۜ وَاللّٰهُ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ ﴿٤٠﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/A’râf Sûresi/Sayfa:156/Cüz:8/44.Ayet: Cennetlikler cehennemliklere, "Rabbimizin bize va’dettiğini biz gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin va’d ettiğini gerçek buldunuz mu?" diye seslenirler. Onlar, "Evet" derler. O zaman aralarında bir duyurucu, "Allah’ın laneti zalimlere!" diye seslenir. ﴾44﴿وَنَادٰٓى اَصْحَابُ الْجَنَّةِ اَصْحَابَ النَّارِ اَنْ قَدْ وَجَدْنَا مَا وَعَدَنَا رَبُّنَا حَقاًّ فَهَلْ وَجَدْتُمْ مَا وَعَدَ رَبُّكُمْ حَقاًّۜ قَالُوا نَعَمْۚ فَاَذَّنَ مُؤَذِّنٌ بَيْنَهُمْ اَنْ لَعْنَةُ اللّٰهِ عَلَى الظَّالِم۪ينَۙ ﴿٤٤﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/A’râf Sûresi/Sayfa:174/Cüz:9/181.Ayet: Yarattıklarımızdan, hakka sarılarak doğru yolu gösteren ve hak ile adaleti gerçekleştiren bir topluluk vardır. ﴾181﴿وَمِمَّنْ خَلَقْنَٓا اُمَّةٌ يَهْدُونَ بِالْحَقِّ وَبِه۪ يَعْدِلُونَ۟ ﴿١٨١﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/Vakıa Sûresi /Sayfa:534/Cüz:27/10.Ayet: (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir. ﴾10-11﴿وَالسَّابِقُونَ السَّابِقُونَۙ ﴿١٠﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/Zuhruf Sûresi/Sayfa:492/Cüz:25/45.Ayet: S enden önce gönderdiğimiz elçilerimize sor: Rahmân’dan başka kulluk edilecek ilahlar var etmiş miyiz? ﴾45﴿وَسْـَٔلْ مَنْ اَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ مِنْ رُسُلِنَاۗ اَجَعَلْنَا مِنْ دُونِ الرَّحْمٰنِ اٰلِهَةً يُعْبَدُونَ۟ ﴿٤٥﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/A’râf Sûresi/Sayfa:156/Cüz:8/46.Ayet: İkisi (cennet ve cehennem) arasında bir sur A’râf üzerinde de bir takım adamlar vardır. Cennet ve cehennemliklerin hepsini simalarından tanımaktadırlar. Cennetliklere, "Selam olsun size!" diye seslenirler. Onlar henüz cennete girmemişlerdir, ama bunu ummaktadırlar. ﴾46﴿وَبَيْنَـهُمَا حِجَابٌۚ وَعَلَى الْاَعْرَافِ رِجَالٌ يَعْرِفُونَ كُلاًّ بِس۪يمٰيهُمْۚ وَنَادَوْا اَصْحَابَ الْجَنَّةِ اَنْ سَلَامٌ عَلَيْكُمْ لَمْ يَدْخُلُوهَا وَهُمْ يَطْمَعُونَ ﴿٤٦﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/ Bakara Sûresi/Sayfa:24/Cüz: 2/161. Ayet:Fakat âyetlerimizi inkar etmiş ve kafir olarak ölmüşlere gelince, işte Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti onların üstünedir. ﴾161﴿نَّ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَمَاتُوا وَهُمْ كُفَّارٌ اُو۬لٰٓئِكَ عَلَيْهِمْ لَعْنَةُ اللّٰهِ وَالْمَلٰٓئِكَةِ وَالنَّاسِ اَجْمَع۪ينَۙ ﴿١٦١﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/ Bakara Sûresi/Sayfa:24/Cüz: 2/162. Ayet: Onlar ebedî olarak lânet içinde kalırlar. Artık ne kendilerinden azap hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır. ﴾162﴿خَالِد۪ينَ ف۪يهَاۚ لَا يُخَفَّفُ عَنْهُمُ الْعَذَابُ وَلَا هُمْ يُنْظَرُونَ ﴿١٦٢﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/Ra’d Sûresi/Sayfa:255/Cüz:13/43. Ayet:İnkar edenler, "Sen peygamber değilsin" diyorlar. De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah ve bir de yanında kitap (Kur’an) bilgisi bulunanlar yeter." ﴾43﴿وَيَقُولُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا لَسْتَ مُرْسَلاًۜ قُلْ كَفٰى بِاللّٰهِ شَه۪يداً بَيْن۪ي وَبَيْنَكُمْۙ وَمَنْ عِنْدَهُ عِلْمُ الْكِتَابِ ﴿٤٣﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/Ahzâb Sûresi/Sayfa:421/Cüz:21/25. Ayet:Allah inkar edenleri, hiçbir hayra ulaşmaksızın kin ve öfkeleriyle geri çevirdi. Allah, savaşta mü’minlere kâfi geldi. Allah kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. ﴾25﴿وَرَدَّ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِغَيْظِهِمْ لَمْ يَنَالُوا خَيْراًۜ وَكَفَى اللّٰهُ الْمُؤْمِن۪ينَ الْقِتَالَۜ وَكَانَ اللّٰهُ قَوِياًّ عَز۪يزاًۚ ﴿٢٥﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/ Bakara Sûresi/Sayfa:46/Cüz:3/174. Ayet: Mallarını gece gündüz; gizli ve açık Allah yolunda harcayanlar var ya, onların Rableri katında mükafatları vardır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olacak değillerdir ﴾274﴿اَلَّذ۪ينَ يُنْفِقُونَ اَمْوَالَهُمْ بِالَّيْلِ وَالنَّهَارِ سِراًّ وَعَلَانِيَةً فَلَهُمْ اَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْۚ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ ﴿٢٧٤﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/İnsân Sûresi /Sayfa:579/Cüz:29/7-8-9-10-11. Ayet:
O kullar adaklarını yerine getirirler. Kötülüğü her yanı kuşatmış bir günden korkarlar. ﴾7﴿Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler. ﴾8﴿(Yedirdikleri kimselere şöyle derler:) "Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz." ﴾9﴿"Çünkü biz, asık suratlı, çetin bir günden (o günün azabından dolayı) Rabbimizden korkarız." ﴾10﴿Allah da onları o günün kötülüğünden korur ve yüzlerine bir aydınlık ve içlerine bir sevinç verir. ﴾11﴿يُوفُونَ بِالنَّذْرِ وَيَخَافُونَ يَوْماً كَانَ شَرُّهُ مُسْتَط۪يراً ﴿٧﴾وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلٰى حُبِّه۪ مِسْك۪يناً وَيَت۪يماً وَاَس۪يراً ﴿٨﴾اِنَّمَا نُطْعِمُكُمْ لِوَجْهِ اللّٰهِ لَا نُر۪يدُ مِنْكُمْ جَزَٓاءً وَلَا شُكُوراً ﴿٩﴾اِنَّا نَخَافُ مِنْ رَبِّنَا يَوْماً عَبُوساً قَمْطَر۪يراً ﴿١٠﴾فَوَقٰيهُمُ اللّٰهُ شَرَّ ذٰلِكَ الْيَوْمِ وَلَقّٰيهُمْ نَضْرَةً وَسُرُوراًۚ ﴿١١﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/Ahzâb Sûresi /Sayfa:422/Cüz:22/33. Ayet:
Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekatı verin. Allah’a ve Resülüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. ﴾33﴿وَقَرْنَ ف۪ي بُيُوتِكُنَّ وَلَا تَبَرَّجْنَ تَبَرُّجَ الْجَاهِلِيَّةِ الْاُو۫لٰى وَاَقِمْنَ الصَّلٰوةَ وَاٰت۪ينَ الزَّكٰوةَ وَاَطِعْنَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُۜ اِنَّمَا يُر۪يدُ اللّٰهُ لِيُذْهِبَ عَنْكُمُ الرِّجْسَ اَهْلَ الْبَيْتِ وَيُطَهِّرَكُمْ تَطْه۪يراًۚ ﴿٣٣﴾
Müminlerin Emiri İmam Ali (a.s) hakkında Hz. Peygamber buyurdular ki: "Ya Ali, senin yüzünden iki kavim, (iki taife) helak olur. Birincisi; senin hakkında guluv edip seni ilahIaştıran; ikinci sana düşmanlık yapıp hakkaniyetini gizleyenler. " KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/ Tekasür Sûresi/Sayfa:600/Cüz:30/8. Ayet:
Sonra o gün, nimetlerden mutlaka hesaba çekileceksiniz? ﴾8﴿ثُمَّ لَتُسْـَٔلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّع۪يمِ ﴿٨﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/ Tevbe Sûresi /Sayfa:192/Cüz:10/36 Ayet:
Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin. Fakat Allah’a ortak koşanlar sizinle nasıl topyekûn savaşıyorlarsa, siz de onlarla topyekûn savaşın. Bilin ki Allah, kendine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir. ﴾36﴿ اِنَّ عِدَّةَ الشُّهُورِ عِنْدَ اللّٰهِ اثْنَا عَشَرَ شَهْراً ف۪ي كِتَابِ اللّٰهِ يَوْمَ خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ مِنْهَٓا اَرْبَعَةٌ حُرُمٌۜ ذٰلِكَ الدّ۪ينُ الْقَيِّمُ فَلَا تَظْلِمُوا ف۪يهِنَّ اَنْفُسَكُمْ وَقَاتِلُوا الْمُشْرِك۪ينَ كَٓافَّةً كَمَا يُقَاتِلُونَكُمْ كَٓافَّةًۜ وَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ مَعَ الْمُتَّق۪ينَ ﴿٣٦﴾
KAYNAK: Kur’an-ı Kerim/ Tevbe Sûresi /Sayfa:193/Cüz:10/37. Ayet:
Haram ayları ertelemek, ancak inkarda daha da ileri gitmektir ki bununla inkar edenler saptırılır. Allah’ın haram kıldığı ayların sayısına uygun getirip böylece Allah’ın haram kıldığını helal kılmak için Haram ayı bir yıl helâl, bir yıl haram sayıyorlar. Onların bu çirkin işleri, kendilerine süslenip güzel gösterildi. Allah inkarcı toplumu doğru yola iletmez. ﴾37﴿ اِنَّمَا النَّس۪ٓيءُ زِيَادَةٌ فِي الْكُفْرِ يُضَلُّ بِهِ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا يُحِلُّونَهُ عَاماً وَيُحَرِّمُونَهُ عَاماً لِيُوَاطِؤُ۫ا عِدَّةَ مَا حَرَّمَ اللّٰهُ فَيُحِلُّوا مَا حَرَّمَ اللّٰهُۜ زُيِّنَ لَهُمْ سُٓوءُ اَعْمَالِهِمْۜ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِر۪ينَ۟ ﴿٣٧﴾
KAYNAK: KUR’AN-I KERİM/Maide Süresi/ 117. Sayfa/Cüz-6/51. Ayet: Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez. ﴾51﴿يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارٰٓى اَوْلِيَٓاءَۢ بَعْضُهُمْ اَوْلِيَٓاءُ بَعْضٍۜ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَاِنَّهُ مِنْهُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِم۪ينَ ﴿٥١﴾
KAYNAK:KUR’AN-I KERİM/Maide Süresi/ 121.Sayfa/Cüz6/82.Ayet:
(Ey Muhammed!) İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle Yahudiler ile Allah’a ortak koşanlar olduğunu görürsün. Yine onların iman edenlere sevgi bakımından en yakınının da "Biz hıristiyanlarız" diyenler olduğunu mutlaka görürsün. Çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır. Onlar büyüklük de taslamazlar. ﴾82﴿ لَتَجِدَنَّ اَشَدَّ النَّاسِ عَدَاوَةً لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الْيَهُودَ وَالَّذ۪ينَ اَشْرَكُواۚ وَلَتَجِدَنَّ اَقْرَبَهُمْ مَوَدَّةً لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الَّذ۪ينَ قَالُٓوا اِنَّا نَصَارٰىۜ ذٰلِكَ بِاَنَّ مِنْهُمْ قِسّ۪يس۪ينَ وَرُهْبَاناً وَاَنَّهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ
Kaynak:Kur’an-ı Kerim/Bakara Sûresi/Sayfa:7/Cüz:1/39. Ayet: İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar cehennemliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır. ﴾39﴿وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ۟ ﴿٣٩﴾
Prof. Dr. Mehmet Emin Ay Diyanet İşleri Başkanlığı Meâli Bursa İl Müftüsü:
KAYNAK: KUR’AN-I KERİM/Nisa Süresi/ 100. Sayfa/Cüz-5/135. Ayet: Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). Çünkü Allah ikisine de daha yakındır. (Onları sizden çok kayırır.) Öyle ise adaleti yerine getirmede nefsinize uymayın. Eğer (şahitlik ederken gerçeği) çarpıtırsanız veya (şahitlikten) çekinirseniz (bilin ki) şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. ﴾135﴿عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ اَوِ الْوَالِدَيْنِ وَالْاَقْرَب۪ينَۚ اِنْ يَكُنْ غَنِياًّ اَوْ فَق۪يراً فَا

KİM KİME MUHTAÇ EY KUL, BORÇ ÜZERİNDEKİ ÇUL
GEL HİÇ DURMADAN ARA, ARA DA GERÇEĞİ BUL
YARADILIŞIN SIRRI, LEVH-İ MAHFUZ’ DA MEVCUT
AÇIK AÇIK YAZILMIŞ, DİN SONSUZ İLİMDİR FUL.

ALLAH KELAMI KUR’AN, TARTIŞILMAZ ÇÜNKÜ FARZ
KABE ÇOK KUTSAL BİR EVDİR; HER DUA ALLAH’A ARZ
KABE DOĞUM YERİDİR, DOĞDU HAZRETİ ALİ
HAZRETİ İBRAHİM’ DİR, HAZRETİ ALİ’DİR TARZ.

MUTLAK TEBLİĞ ET DEDİ, SAHABELER YÜZ BİNDİ
TAM ÜÇ HALİFE VARDI, ALİ’YE BİN NUR İNDİ
EBUL HASAN KUTLANDI, KUTALAYAN KUTLAYANA
TAM ÜÇ YÜZ AYET İNDİ, KEMALE EREN DİNDİ.

İKİ GÖZLER KÖR OLDU, KULAKLAR SAĞIR OLDU
TEBLİĞ-İKMAL AYETTİR; BİRDEN BATIL YOK OLDU
EBU TURABTIR ALİ, İMAMLARIN BAŞIDIR
EHL-İ BEYT BEŞ NİMETTİR; BEŞİBİR ŞEHİT OLDU.

ALLAH EMİRLER VERDİ, ALİ İMAM SAYILDI
BU DUYAN MÜNAFIK, ŞEYTAN OLUP AYILDI
DAĞLAR TAŞLAR TİTREDİ; ALİ DİYE İNLEDİ
MÜ’MİM KULLAR AĞLADI; MUTLAK HAKTAN CAYILDI.

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Tebliğ-ikmal ayettir Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Tebliğ-ikmal ayettir şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
TEBLİĞ-İKMAL AYETTİR şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Selim Temiz
Selim Temiz, @selimtemiz
4.6.2016 15:23:14
‘Ali sizi cennete götürür’
Abdullah b. Mesud’dan şöyle rivayet edilmiştir: Resûlullah’ın yanında oturmuştum, o derin bir nefes çekti, “Hayır ola ya Resûlallah” dedim. Söz Ali’nin (a.s) hilafetine gelince şöyle buyurdu: “Allah’a and olsun ki, onu halife yapacak olursanız o sizi cennete götürür”
Daha önceki yayınlarımızda Allah Teâlâ’nın Gadir-i Hum’a verdiği öneme değinerek Resûlullah’a (s.a.a) Veda Haccı’ndan dönerken büyük bir topluluk içerisinde velayeti tebliğ etmesini emrettiğini hatırlattık. Allah Teala bununla da yetinmeyip ümmetin her zaman doğru yol üzere olabilmesi ve dini bilgileri en doğru şekilde öğrenebilecekleri İmamlarını tanıması için, kıyamete kadar okunacak bazı ayetler nazil etti.
Ne denli önemli olduğuna Kur’an-ı Kerim’de şahit olduğumuz Gadir-i Hum meselesine Allah Resûlü’nün verdiği önemi, olayla ilgili bilgilerde açıkça görmekteyiz.
Resûlullah (s.a.a) çok önemli bir meseleyi ümmete tebliğ etmeye memur olduğunu bildiği için, o sene halkı hacca davet etti, halk da grup grup O’na katıldı. Çünkü tebliğ edilecek mesele, ümmetin izzeti ve dinin ayakta kalmasını sağlayacak nitelikteydi. Ama ne var ki...
Zeyd b. Yesi’den, o Ali’den, o da Resûlullah’tan (s.a.a) şöyle bir hadis naklediyor: “Eğer Ali’yi kendinize emir ederseniz, ki öyle yapacağınızı da sanmıyorum, o sizi doğru yola hidayet edecektir.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.1, s.109).
Huzeyfe’den şöyle bir hadis rivayet edilmiştir: “... Eğer (hilafeti) Ali’ye bıraksanız, o sizi doğru yola götürür.” (Hatib-i Bağdadi, Tarih, c.1, s.47).
Ebu Davud’un rivayet ettiği hadiste şöyle geçiyor: “Eğer Ali’yi halife etseniz ve öyle yapmayacaksınız, o sizi doğru yola götürür, o hidayet olmuş ve hidayet edicidir.”
Huzeyfe’den şöyle bir hadis nakledilmiştir: Resûlullah’a, “Ali’yi kendine halife etmez misin?” diye sorulduğunda, şöyle buyurdu: “O hidayet olmuş ve hidayet edicidir, eğer onun emrinde olup onu kendinize emir etseniz o sizi doğru yola götürür.” (Ebu Nuaym, Hilye, c.1, s.64; Kenzu’l-Ummal, c.6, s.160.
Genci-i Şafii, Kifaye, s. 67’de; Hâkim, Mustedrek’te; Taberani ve başkaları da zikredilen benzeri hadisleri yazmışlardır.
Abdullah b. Mesud’dan şöyle rivayet edilmiştir: Resûlullah’ın yanında oturmuştum, o derin bir nefes çekti, “Hayır ola ya Resûlallah” dedim. Söz Ali (a.s)’ın hilafetine gelince şöyle buyurdu: “Allah’a and olsun ki, onu halife yapacak olursanız o sizi cennete götürür.” (Hatib-i Harezmi, Menakıb, s.68).
Hakim, Ebu Abdullah-i Nişaburi’den, o da Ebu Abdullah-i Ademi’den, o da babasından, babası da İbn-i Mina’dan, o da Abdullah b. Mes’ud’dan zikredilen rivayeti yazmıştır. (İbn-i Kesir, Bidaye, c.7, s.360).
Resûlullah (s.a.a) o yıl bütün kabileleri çeşitli bölgelerden hacca davet etmişti. O gün önde gidenlerin geri dönmelerini buyurup, geride kalanların ise ulaşmalarını beklediler; hepsi bir araya toplandıktan sonra söylenmesi gereken sözleri buyurdu ve hazır olanların hazır olmayanlara onu tebliğ etmelerini emretti. Böylece yüz binden fazla sahabenin Gadir hadisinin ravisi olmasını sağlamak istedi.
Zeyd b. Arkam yoluyla rivayet edilen hadis şöyledir:
Ebu Tufeyl diyor ki: “Ben onu Resûlullah’tan işittim, orada olanların hepsi de onu gözleriyle görüp kulaklarıyla işittiler.” (Nesai, Hasais, 21; İbn-i Kesir-i Şami, Tarih, c.5, s.208).
Harezmi, Menakib’da bu konuda şöyle yazmıştır: “Resûlullah (s.a.a) onu çok yüksek sesle buyurdu.” (s.94).
İbn-i Cevzi, Menakıb’ında, “Veda Haccı’nda Resûlullah ile beraber olan 120 bin kişi onun sözlerini duydu” diye belirtmektedir. (Allame Emini, el-Gadir).
Selim Temiz
Selim Temiz, @selimtemiz
4.6.2016 15:20:56
İmamet makamı Ehl-i Beyt’indir
Resûlullah (s.a.a) Gadir günü buyurdular ki: “Beni tebrik edin çünkü Allah Teâlâ bana peygamberlik ve Ehl-i Beyt’ime de imamet makamını verdi.” Daha sonra Ömer b. Hattab, Emirü’l Mü’minin Ali ile karşılaştı ve “Ey Ebu’l Hasan! Seni kutluyorum; çünkü sen benim ve bütün mü’min erkek ve kadınların mevlası oldun” dedi.
Resûlullah’ın Gadir-i Hum’da Hz. Ali Efendimizi kendisinden sonraki imam ve halife olarak ilan etmesi ve sahabeden biat alması o günü bir bayrama dönüştürmüştür. Başta Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer olmak üzere, hemen Hz. Ali’nin yanına gelmiş ve Onun imametini kutlamışlardır.
Birçok muhaddis, müfessir, tarihçi, kutlama hadisinin kesin olduğunu bildikleri için senedini zikretmeye gerek duymamışlardır. Yine birçoğu da hadisi sahih senet ve sika olan ravilerden rivayet ederek onu İbn-i Abbas, Berra b. Azib ve Zeyd b. Erkam gibi sahabilere dayandırıyorlar.
Bu hadisi rivayet edenlerden bazıları ise şunlardır:
Hafız Ebu Bekir Abdullah b. Muhammed b. Ebu Şeybe (ö. h. 235), el-Musannif’de kendi senediyle Berra b. Azib’ten rivayet etmiştir. (Habibu’s-Seyr, c.1, b.3, s.114).
Ahmed b. Hanbel (ö. h. 241), Müsned’inde Affan’dan, o da Hammad b. Seleme’den, o da Ali b. Zeyd’den, o da Ali b. Sabit’ten, o da Berra b. Azib’ten rivayet ediyor:
“Biz Resûlullah (s.a.a) ile birlikte bir seferde idik. Gadir-i Hum’da durduk; ‘cemaat namazına hazır olun’ diye seslenildi, bir ağaç altında Resûlullah için bir yer ayarlandı. Resûlullah (s.a.a), öğle namazını kıldıktan sonra Ali’nin elinden tutup şöyle buyurdu: ‘Acaba benim bütün mü’minlerin kendilerinden daha üstün olduğumu biliyor musunuz?’ ‘Evet, ey Allah’ın Resulü’ dediklerinde şöyle buyurdular: ‘Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır. Ey Allah’ım! Onu sevenleri sev.’ Ondan sonra Ömer onunla karşılaştı ve, ‘Kutlu olsun sana ey Ebu Tâlib’in oğlu, işte sen bütün mü’min erkek ve kadınların mevlası oldun’ dedi.” (Müsned-i Ahmed, c.4, s.281).
Hafız Ebu Abbas eş-Şeybani en-Nesevi (ö. h. 303) Berra’dan o hadisi rivayet etmiştir.
Hafız Ebu Ca’fer Muhammed b. Cerir-i Taberi (ö. h. 310), Gadir hadisini zikrettikten sonra şöyle yazıyor:
“Ömer onunla karşılaştı ve ‘Kutlu olsun sana ey İbn-i Ebu Tâlib, sen benim ve bütün mü’min erkek ve kadınların mevlası oldun’ dedi.” İbn-i Abbas, Berra b. Aziz ve Muhammed b. Ali’nin sözü de böyledir. (Tefsir-i Taberi, c.3, s.428).
Hafız Ebu Ya’la el-Musuli (ö. h. 307), Müsned’in de senedini Berra’a yetiştirerek mezkûr hadisi naklediyor.
Hafız İbn-i Ukde el-Kufi (ö. h. 333), Velayet kitabında Said b. Museyyib’den şöyle naklediyor:
Ben, Sa’d b. Ebu Vakkas’a; “Senden bir soru sormak istiyordum ama korkuyorum” dedim. O da; “Ben senin amcanım, her ne sormak istersen sor” dedi. Bunun üzerine, “Resûlullah’ın Gadir-i Hum gününde içinizde yaptığı konuşması hakkında sormak istiyordum” dedim. O da şöyle dedi: “Evet, öğle namazından sonra ayağa kalkıp Ali b. Ebu Tâlib’in elinden tutarak şöyle buyurdular: ‘Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır, Allah’ım ona dost olanlarla dost ve ona düşman olanlarla da düşman ol.’
Daha sonra Ebu Bekir ve Ömer, Hz. Ali’ye; ‘Sen bütün mü’min erkek ve kadınların mevlası oldun’ dediler.” (Savaiku’l-Muhrika, s. 26).
Hafız Ebu Abdullah-i Merzbani el-Bağdadi (ö. h.384), Serakatu’ş-Şiir kitabında Said-i Hudri’den naklediyor.
Hafız Ali b. Ömer-i Darukutni el-Bağdadi (ö. h.385), mezkûr hadisi kendi senediyle rivayet ediyor, ikinci yolla da Ebu Hureyre’den naklediyor. (Tarih-i Bağdadi, c.8, s.290).
Hafız İbn-i Betta el-Hanbeli (ö. h. 387), el-İbane kitabında Berra b. Azib’den rivayet ediyor.
Kadı, Ebu Bekir el-Baklani (ö. h. 403) o hadisi kitabında rivayet etmiştir.
Hafız Ebu Said-i Harkuşi en-Nişaburi (ö. h. 407), Şerefu’l-Mustafa kitabında iki yolla Berra b. Azib ve Ebu Said-i Hudri’den şöyle naklediyor:
“Daha sonra Resûlullah (s.a.a) buyurdular ki: ‘Beni tebrik edin çünkü Allah Teâlâ bana Peygamberlik ve Ehl-i Beyt’ime de imamet makamını verdi.’ Daha sonra Ömer b. Hattab, Emirü’l-Mü’minin Ali ile karşılaştı ve ‘Ey Ebu’l-Hasan! Seni kutluyorum; çünkü sen benim ve bütün mü’min erkek ve kadınların mevlası oldun’ dedi.”
Fakih Ebu’l-Hasan İbn-i Meğazili (ö h. 483), Menakıb kitabında iki senetle Ebu Hureyre ve Enes’ten naklediyor.
Enes’in rivayetinde şöyle geçiyor: “Elinden tuttu ve minbere çıkararak buyurdu: ‘Ey Allah’ım, O (Ali) benden ve ben de ondanım. Dikkatli olun, onun bana nisbeti, Harun’un Musa’ya nisbeti gibidir. Ben kimin mevlası isem bu Ali de onun mevlasıdır.’ Ali gittikten sonra Ömer b. Hattab arkasından gitti ve ona, ‘Behhin behhin leke! (Ne mutlu, ne mutlu sana) ey Ebu’l-Hasan! Sen benim ve bütün Müslümanların mevlası oldun’ dedi.” (Allame Emini, el-Gadir).
Selim Temiz
Selim Temiz, @selimtemiz
4.6.2016 14:56:58
Sen, mü’minlerin mevlası oldun’
Resûlullah (s.a.a) Gadir günü kendisine mahsus olan çadırda oturdu ve Hz. Ali’yi başka bir çadıra göndererek halkın orada onu kutlamalarını emretti. Hz. Ali’yi tebrik edenlerden biri de Ömer b. Hattab idi. O şöyle dedi: “Ne mutlu sana ey İbn-i Ebu Tâlib! İşte sen benim ve bütün mü’min olan erkek ve kadınların mevlası oldun”
Muhammed b. Cerir-i Taberi, el Velaye kitabında Zeyd b. Erkam’dan şöyle bir rivayet naklediyor:
Resûlullah buyurdu ki: “Ey millet! Sizlere söyleyeceğim şey hakkında söz veriniz; onu değiştirmeyeceğinize ve burada olmayanlara, evlat ve akrabalarınıza ulaştıracağınıza dair yemin ediniz. Ali’ye, ‘Selam olsun sana ey Emirü’l-Müminin’ diye hitap ederek şunları söyleyin: Bu hidayet üzerine Allah’a hamd olsun, Allah bizi hidayet etmeseydi biz bu hidayete kavuşmazdık, zira Allah bütün sesleri işitip kalpte gizli olan şeyleri bilir, her kim biati bozarsa kendi zararınadır ve taahhüdüne vefa eden kimseye büyük mükâfat verecektir. Allah’ı razı edecek sözleri söyleyin ama eğer küfre dönüş yaparsanız Allah’ın size ihtiyacı yoktur.”
Bu arada halk bağırarak şöyle dediler: “Evet, işittik ve sevinerek Allah ve O’nun Resûlünün emrine itaat ediyoruz.” Ve bu arada ilk önce Peygamber (s.a.a) ve Ali (a.s) ile görüşen kimseler Ebu Bekir, Ömer, Osman, Talha, Zübeyr ve ondan sonra Muhacir, Ensar ve diğerleri oldu. Bu görüşmeler öğle ve ikindi namazlarını cem ederek kıldırdığı zamana kadar devam etti ve daha sonra akşam namazına kadar sürdürüldü, biat ve görüşmeler üç defa tekrarlandı.”
Ahmed b. Muhammed, Menakib-i Ali b. Ebu Tâlib kitabında, üstadı Ebu Bekir b. Abdurrahman’dan bu kutlama hadisini rivayet ederek şöyle yazıyor: “Orada bulunan halk ‘Allah ve Resûlünün emrini işittik, seve seve itaat edeceğiz’ diyerek biat etmeye başladılar.”
(Yukarıda Taberi’den zikrettiğimiz rivayeti naklederek) şöyle devam ediyor: “Her bir grubun biatından sonra Resûlullah (s.a.a) şöyle buyuruyordu: ‘Bizi bütün alemlerden daha üstün kılan Allah’a hamd olsun.’ Ve ondan sonra böyle görüşmek bir adet olarak toplumda yer buldu.”
En-Neşr ve’t-Tayy kitabında da buna benzer bir rivayet nakledilmiştir.
Mevlevi Veliyullah-i Leknuvi, Mir’atu’l-Mü’minin kitabında Gadir hadisini zikrettikten sonra şöyle yazıyor:
“Ömer, Ali ile görüşerek, ‘Kutlu olsun sana ey Ebu Tâlib oğlu! Sen bütün mü’minlerin mevlası oldun’ diyerek tebrik etti.”
Tarihçi İbn-i Havendşah (ö. h. 903) Gadir hadisini zikrettikten sonra şöyle yazıyor:
“Ondan sonra Resûlullah (s.a.a) kendisine mahsus olan çadırda oturdu ve Ali (a.s)’ı da başka bir çadıra göndererek halkın orada onu kutlamalarını emretti. Kutlama merasimi bittikten sonra Peygamber (s.a.a) zevcelerini onu tebrik etmeleri için gönderdi, onlar da gidip onu kutladılar. Sahabilerden Hz. Ali’yi tebrik edenlerden biri de Ömer b. Hattab idi; o şöyle dedi: Ne mutlu sana ey İbn-i Ebu Tâlib! İşte sen benim ve bütün mü’min olan erkek ve kadınların mevlası oldun.”
Tarihçi Ğiyasuddin (ö. h. 942), Habibu’s-Seyr kitabında şöyle yazıyor:
“... Ondan sonra Emirü’l-Mü’minin Hz. Ali, Resûlullah’ın (s.a.a) emriyle kendisine has olan bir çadırda oturdu ve halk, görüşmesine gelerek onu kutluyordu. Onu kutlayanlardan birisi de Ömer b. Hattab idi. O şöyle dedi: ‘Kutlu ve mutlu olsun sana ey İbn-i Ebu Tâlib! İşte sen benim ve bütün mü’min olan erkek ve kadınların mevlası oldun.’ Ondan sonra Resûlullah (s.a.a), ümmü’l-mü’mininlere, Emirü’l-Mü’minin Hz. Ali’yi kutlayıp tebrik etmelerini emretti. (Keşfu’z-Zünun, c.1, s.419’da, Habibu’s-Seyr kitabını muteber kitaplardan zikretmiştir. Hisamuddin, Merafizu’r-Revafiz kitabında; Ebu Hasanat-i Hanefi, Fevaidu’l-Behiyye kitabında ona itimad ederek sözlerini nakletmişlerdir. Allame Emini, el-Gadir).

Selim Temiz tarafından 6/4/2016 3:18:51 PM zamanında düzenlenmiştir.
Selim Temiz
Selim Temiz, @selimtemiz
4.6.2016 14:53:08
Kaynak:Kur'an-ı Kerim/Bakara Sûresi/Sayfa:26/Cüz:2/170. Ayet: Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun!" denildiğinde, "Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)a uyarız!" derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar)? ﴾170﴿وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ قَالُوا بَلْ نَـتَّبِـعُ مَٓا اَلْفَيْنَا عَلَيْهِ اٰبَٓاءَنَاۜ اَوَلَوْ كَانَ اٰبَٓاؤُ۬هُمْ لَا يَعْقِلُونَ شَيْـٔاً وَلَا يَهْتَدُونَ ﴿١٧٠
Selim Temiz
Selim Temiz, @selimtemiz
4.6.2016 14:52:27
Cübbeli Ahmet Hoca ~ Hazreti Ali bin Ebu Talib ~ Kabe'nin İçinde Doğan İlk ve Tek İnsan
Cübbeli Ahmet Hoca Hazreti Ali bin Ebu Talib Kabe'nin İçinde Doğan İlk ve Tek İnsan. http://www.ihvanlar.net/
YOUTUBE.COM

Cübbeli Ahmet Hoca - Hz. Ali Hakkında Nazil Olmuş Ayetler
YOUTUBE.COM


Selim Temiz tarafından 6/4/2016 3:19:11 PM zamanında düzenlenmiştir.
Selim Temiz
Selim Temiz, @selimtemiz
4.6.2016 14:48:24
Müminlerin Emiri İmam Ali (a.s) hakkında Hz. Peygamber buyurdular ki: "Ya Ali, senin yüzünden iki kavim, (iki taife) helak olur. Birincisi; senin hakkında guluv edip seni ilahIaştıran; ikinci sana düşmanlık yapıp hakkaniyetini gizleyenler. " KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ Tekasür Sûresi/Sayfa:600/Cüz:30/8. Ayet:
Sonra o gün, nimetlerden mutlaka hesaba çekileceksiniz? ﴾8﴿ثُمَّ لَتُسْـَٔلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّع۪يمِ ﴿٨﴾

Selim Temiz tarafından 6/4/2016 2:50:28 PM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL