6
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
1911
Okunma
Ufuk
Uçsuz bucaksız ovaydı
Güneş
Kendini kasıyordu hafiften
Kutlu bir davaya adanmış ömürler
Bir başka alemin nefesini duyuruyordu.
Bir gül bahçesi o esnada
Karşılar dost yürekleri
Bir cennet bahçesi ki
Hz. Peygamber’den nişane
Müezzin mahfilinin ayağındaki laleyse
Görenleri sevk eder düşünceye
Bir kum saatinin mi habercisi, bilinmez.
Zebercettir tesbihim
Bir mimarinin gizemiyle örülüdür mirim
Ruhunu üfürür de yorgun gönüllere
Gök kubbeden süzülen ışıksa
Nur olur düşer kalplere.
Balkan harbi buruk bir hatıra bırakır
Top mermileri gerçekte yürekleri deler, geçer
Neylersen eyle ey küffar!
Bir ulu mabedin burçlarında
İlelebet dalgalanır sancağım
Kaç asra hükmeder kim bilir ahım?
Meriç nehri ki
Feyizli toprakların müjdecisi
Arda ve Tunca ki
Kız kardeşleri onun
Buğdaylar her dem başak verir
Yitip gitmeyen zamanların bereketiyle.
Düşünüyorumda bir an Edirne’yi
Dinliyorum tüm ahengiyle ney’i
Su sesi saba makamında billurlaşır
Sevgiliye kavuşur ruhlar, olgunlaşır da.
L.T.
5.0
100% (11)