27
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2008
Okunma

yaşadığın kenti terke benzer ayrılık
güneşini, denizini kumunu
dağlarını / gölgesini ağaçların, soluğunu suyunu
yaşam / bulduğun güzel şeyleri boşlamaya
düşmesin sineye ayrılığın odu
yanar düşenin hayalleri umudu
tütün içenle tütün / arada bir aynı
karda bulut / hepsi bütün; gün (eş ) vurgunu
suda yürek yangını
petrol tankeri ortasında denizin
sirenleri patlamaya seyirci / çığlıklar sessiz
alazlanıp duman duman / tükeniştir ayrılık
gül açar gün doğmadan / kaçar keyfin giderek
parmak uçlarında düğümlenen düğmeler
diktikçe söküğünü / kana-yan- ateş-ten gömlek
gül yamalı bohçaya döner gün / içinde zamanla
kör bir bıçak nasıl kesmez ise eti
öyle ayrılığın / sevene eziyeti
sökercesine ciğerini derinden
canevinden kurban / solar benzi beti
hüznü bir lâmba gibi kısık
örtünsen de geceleri
apansız üşümektir ayrılık
...........kayan yıldız / sönen içindeki ışık
gece yarısı uykuların kaçar / efil efil serviler
seher yeliyle dillenir dal yaprak sencileyin
bölünür düş / doğrulunca yataktan; ay
ay(r)ılıp bakmaktadır pencerene uzaktan
düşe yazılır gayrı hayat
ayrımsız geceyle gündüzün / ister uyu / ister yürü
karesiyle / haresiyle / yan gel yat
küpüyle siyah / kök boyası dağlaşan hüzün
başlar yürekte yine heyecan
yer yarılır gök çatlarsa şayet
doruklarda bir heyelan
kopup gelen yaban gülü / dağın parçası nihayet
güzel şiiri yazmak / yaşamak kadar zor iş ayrılık
ölümden kolay ne var / beklemediğim mutlak
gülüm / ayakta tutan beni / belkemiğim
bir gün belki...
Şaban AKTAŞ
12.11.2003
Yayınlanmıştır / Aykırısanat