Suya suyla yazdım adını Karda elimle Kumsalda ayağımla Sesimle türkü türkü, Önce beni dinle Sonra Üf deyince ben Dilediğin yere Uç git hemen; Enselenirsin Dileyince ben...
Kumsala uzan Sıcaklığımı duy Denize gir Tuzuma belen Soluk al ; Benim esen yel, Dokunup yüzüne Sevip okşayan Saçlarını tel tel...
Havada suda yerde Güneşle seni kuşatan Yüreğimi dağıttım Sevini yaşatan, Dağılanı topla Soluğumu adadım Solu , İç beni Pınar / gözü’nden Kana kana...
Sıcak yaz ortası Anısı var dağların Gerisini sorma bana Erir yürek dağlanır, Bir avcı bir maral gezer ’ Ava giden avlanır’...
Şaban Aktaş 08.03.2004
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Suya suyla yazdım adını bu iş biraz zor...yoksa ebruli ile mi yazdınız?enselenirsin dileyince ben...bu kısım da hayli ilginç...tehdit mi blöf mü?sonra ki iki bölümde ki benzetmeler süper....tuzuma belen, iç beni gibi...bütün bunlara rağmen 'ava giden avlanır'deyip teslim olduğunuzu kabullenmişsiniz...ben de kutlarım aşka teslim olan şair yüreği....
Suya suyla yazdım adını Karda elimle Kumsalda ayağımla Sesimle türkü türkü, Önce beni dinle Sonra Üf deyince ben Dilediğin yere Uç git hemen; Enselenirsin Dileyince ben...
Çok güzel bir şiirin lezzetini tattık sayenizde... Yüreğinize sağlık..
GOOGLE'dan ZERRE DİY TIKLADIM:HAYATINIZ DAĞLARDA GEÇMİŞ'MÜTHİŞ DOĞAL GÜZELLİKLER YAŞAMIŞSINIZ...BEN DE ANTALYA DA TODOSK ETKİNLİKLERİNDE GÜNÜBİRLİK YÜRÜYÜŞ ETKİNLİKLERİNE KATILIRIM:DAĞLARI TANIYANLARI SEVDALARI DA DAĞ GİBİDİR:TEŞEKKÜRLER ZİYARETİNİZ İÇİN...
GOOGLE'dan ZERRE DİY TIKLADIM:HAYATINIZ DAĞLARDA GEÇMİŞ'MÜTHİŞ DOĞAL GÜZELLİKLER YAŞAMIŞSINIZ...BEN DE ANTALYA DA TODOSK ETKİNLİKLERİNDE GÜNÜBİRLİK YÜRÜYÜŞ ETKİNLİKLERİNE KATILIRIM:DAĞLARI TANIYANLARI SEVDALARI DA DAĞ GİBİDİR:TEŞEKKÜRLER ZİYARETİNİZ İÇİN...
’ Ava giden avlanır’ da şairim, avladığı ne olur dersiniz :)) Müthiş bir iklemde, çok bilinmeyenli denklem misali olmuş aşk anlatımı tam bir sevda/nâme... Kutluyorum ve sevgi yüklü saygılar sunuyorum.
Kıymeli dost, bililendirmeniz harika olmuş. Çok teşekkür ederken epey bilgilendiğimi de söylemek isterim doğrusu :) Avlananın avcı olduğunu düşünmüştüm sadece... Sevgi yüklü saygılarımla.
Avcı vurmuş ceylanı Düşmüş dağ arasına Dokor getirme avcı Derman yok yarsına
Nasıl kıydın ceylana Boyadın kızıl kana Yavrusundan ayrılmış Ağlıyor yana yana
Kaşlarını karası Kalbimdedir yarası Bu öyle bir yara ki Yoktur bunun çaresi...
Burada mecazi anlamda anlatılan çok güçlü bir BENZETME SANATI VAR VE KÜLTÜRÜMÜZE YERLEŞMİŞ BENZETME .İlk etapta akla gelen avcının(erkeğin) çok büyük zalım olduğudur.Her ne kadar kadının zalim olmayacağını düşünsek acaba gerçekte öylemidir???Düşüncenizi konuya odaklanarak derinleştirelim;Ava giden avlanır;1)Yani avcı istediğini atar vurur.2)Avcı kendisi vurulmuş olamaz mı?-->OLUR-->AVA GİDEN AVLAR DESEYDİK SİZİN İMA ETTİĞİNİZ(Erkek egemen toplumdaki VUKUAT lar dizisi akla gelirdi...Ancak türkçe öyle güzel bir dil ki derinlemesine düşündüğünüzde bir çok yerde aynı cümlede birbirine zıt iki anlam bulabilirsiniz.Ben buna TÜRKÇE TANRININ DİLİDİR diyorum başka bir açıklama getiremiyorum dilin güzelliğini anlatmak için.-->Ava giden avlanır-->Avlanır yüklemi edilgen içerik taşıdığı için iki türlü anlama da gelmektedir;yani hem vurur hem vururlur.-->Soralım ;bu tür ilişkilerde acaba hep erkek mi suçludur-->kadınların hiç mi suçu yoktur, iyi niyetle başlatılmış bir ilişkide kopma noktasına gelinmişse,erkek sonradan ilişkide olduğu bayanın özünün sözüne uymadığını anlamış;kadın tarafından bir güzel kullanılmışsa(TAM ANLAMIYLA) bu durum nasıl ifade edilebilir;ve bundan daha güzel!Geride ne kalı;erkeğin suya düşen hayalleri ve acılı bir iç çekiş;vurlmuş birceylan misali YANLIŞ MI?kEŞKE HERİ İNSAN özü sözü bir olsa ve saydam düşünüp sAYDAM YAŞASA ,NE YAZIKKİ KADNILARIN ERKEKLERİ KANDIRDIĞI KADAR,KADINLARIN DA ERKELERİ KANDIRDIĞI BİR TOPLUMDA YAŞIYORUZ.Bu sitede de(SİZ ALINMAYIN) namuslu görünen namussuzlar tanıdım dersem abartılı asla değil.En az 5 kez yanlış anlaşılmadan dolayı ufak tefek sorunlar yaşadım---> Bunun sonucunda şu karara vardım-->CAHİLLERLE TARTIŞMAYINIZ;ONLAR SİZİ YANLIŞ ANLARLAR! Saygılar sunuyorum...
SON OLARAK:Kitap okundu Okuyan kim->Belli değil(GİZLİ ÖZNE) Okunan ne;Kitap (Belirtisiz nesne Yüklem;Oku -mak ÖZNEYİ BULMAK İÇİN(FİİLİN FAİLİ) YÜKLEMİN KÖKÜNDEN(OKU) SONRA EN YA DA AN EKİ GETİRİLİREK KİM YA DA NE SORULARI BİRLİKTE SORULUR...SANIRIM KAFANIZDAKİ SORU ÇÖZÜLMÜŞTÜR,ama sizi tenzih ederek söyliyeyim benim kafamda çözümsüz binlerce soru var şimdi....ASLA AFFETMİYORUM O İYİ NİYETLE SİZE AŞIKIM DEYİP DE İKİNCİ YÜZLERİNİ SONRADAN GÖSTEREN KİŞİLERİ(KARİYERİ MAKAMI SEVİYESİ NE OLURSA OLSUN;BİR İNSANI TANIMAK İSTİYORSANIZ ONU YÜKSEK BİR MEVKİYE GETİRİNİZ DİYE DE BİR VECİZ SÖZ VARDIRBİR DE ''KÖPEĞE GEM VURMA KENDİNİ AT SANIR !SÖZÜ BUNU DOĞRULAR.
Kıymeli dost, bililendirmeniz harika olmuş. Çok teşekkür ederken epey bilgilendiğimi de söylemek isterim doğrusu :) Avlananın avcı olduğunu düşünmüştüm sadece... Sevgi yüklü saygılarımla.
Avcı vurmuş ceylanı Düşmüş dağ arasına Dokor getirme avcı Derman yok yarsına
Nasıl kıydın ceylana Boyadın kızıl kana Yavrusundan ayrılmış Ağlıyor yana yana
Kaşlarını karası Kalbimdedir yarası Bu öyle bir yara ki Yoktur bunun çaresi...
Burada mecazi anlamda anlatılan çok güçlü bir BENZETME SANATI VAR VE KÜLTÜRÜMÜZE YERLEŞMİŞ BENZETME .İlk etapta akla gelen avcının(erkeğin) çok büyük zalım olduğudur.Her ne kadar kadının zalim olmayacağını düşünsek acaba gerçekte öylemidir???Düşüncenizi konuya odaklanarak derinleştirelim;Ava giden avlanır;1)Yani avcı istediğini atar vurur.2)Avcı kendisi vurulmuş olamaz mı?-->OLUR-->AVA GİDEN AVLAR DESEYDİK SİZİN İMA ETTİĞİNİZ(Erkek egemen toplumdaki VUKUAT lar dizisi akla gelirdi...Ancak türkçe öyle güzel bir dil ki derinlemesine düşündüğünüzde bir çok yerde aynı cümlede birbirine zıt iki anlam bulabilirsiniz.Ben buna TÜRKÇE TANRININ DİLİDİR diyorum başka bir açıklama getiremiyorum dilin güzelliğini anlatmak için.-->Ava giden avlanır-->Avlanır yüklemi edilgen içerik taşıdığı için iki türlü anlama da gelmektedir;yani hem vurur hem vururlur.-->Soralım ;bu tür ilişkilerde acaba hep erkek mi suçludur-->kadınların hiç mi suçu yoktur, iyi niyetle başlatılmış bir ilişkide kopma noktasına gelinmişse,erkek sonradan ilişkide olduğu bayanın özünün sözüne uymadığını anlamış;kadın tarafından bir güzel kullanılmışsa(TAM ANLAMIYLA) bu durum nasıl ifade edilebilir;ve bundan daha güzel!Geride ne kalı;erkeğin suya düşen hayalleri ve acılı bir iç çekiş;vurlmuş birceylan misali YANLIŞ MI?kEŞKE HERİ İNSAN özü sözü bir olsa ve saydam düşünüp sAYDAM YAŞASA ,NE YAZIKKİ KADNILARIN ERKEKLERİ KANDIRDIĞI KADAR,KADINLARIN DA ERKELERİ KANDIRDIĞI BİR TOPLUMDA YAŞIYORUZ.Bu sitede de(SİZ ALINMAYIN) namuslu görünen namussuzlar tanıdım dersem abartılı asla değil.En az 5 kez yanlış anlaşılmadan dolayı ufak tefek sorunlar yaşadım---> Bunun sonucunda şu karara vardım-->CAHİLLERLE TARTIŞMAYINIZ;ONLAR SİZİ YANLIŞ ANLARLAR! Saygılar sunuyorum...
SON OLARAK:Kitap okundu Okuyan kim->Belli değil(GİZLİ ÖZNE) Okunan ne;Kitap (Belirtisiz nesne Yüklem;Oku -mak ÖZNEYİ BULMAK İÇİN(FİİLİN FAİLİ) YÜKLEMİN KÖKÜNDEN(OKU) SONRA EN YA DA AN EKİ GETİRİLİREK KİM YA DA NE SORULARI BİRLİKTE SORULUR...SANIRIM KAFANIZDAKİ SORU ÇÖZÜLMÜŞTÜR,ama sizi tenzih ederek söyliyeyim benim kafamda çözümsüz binlerce soru var şimdi....ASLA AFFETMİYORUM O İYİ NİYETLE SİZE AŞIKIM DEYİP DE İKİNCİ YÜZLERİNİ SONRADAN GÖSTEREN KİŞİLERİ(KARİYERİ MAKAMI SEVİYESİ NE OLURSA OLSUN;BİR İNSANI TANIMAK İSTİYORSANIZ ONU YÜKSEK BİR MEVKİYE GETİRİNİZ DİYE DE BİR VECİZ SÖZ VARDIRBİR DE ''KÖPEĞE GEM VURMA KENDİNİ AT SANIR !SÖZÜ BUNU DOĞRULAR.
Havada suda yerde Güneşle seni kuşatan Yüreğimi dağıttım Sevini yaşatan, Dağılanı topla Soluğumu adadım Solu ,iç beni Pınargözü’nden kana kana...
Sıcak yaz ortası Anısı var dağların Gerisini sorma bana Erir yürek dağlanır, Bir avcı bir maral gezer ’’ Ava giden avlanır’’
maral dişi geyiktir bilindiği üzre.. Geyik edebiyatımıza konu ve motif vermekle kalmamış dilimize geyikten türemiş birçok kelimenin girmesine de sebep olmuştur. Bunlar Geyikli, Geyik dağları, Geyiksuyu, Geyikpınarı, geyikböceği, geyik domuzu, geyik dikeni, geyik dili, geyik göbeği, geyik otu gibi hayvan ve bitki isimleridir. Ayrıca geyik etine gir- “kadın endamı almağa başlamak” gibi bir deyimi de kazandırmıştır.
Şamanizm ve Budizm’de insanın şekil değiştirdiğine (metamorphose) inanılır. Bu inanç çeşitli yollardan tarikatlara girmiş ve buna özellikle Bektaşî geleneğinde tasavvufî bir mâna verilmiştir.
Bu inançtan hareketle Ahmed Yesevî turnakuşu, Hacı Bektaş Velî’nin güvercin veya şahin, Doğrul Baba ve Abdülkadir Geylanî'nin doğan, Geyikli Baba ve Abdal Musa'nın geyik şeklinde dolaştığı yaygınlaşmıştır.
Bu, hayvanlar gibi geyiğe de kutsal, mistik bir hayvan özelliği verildiği görülür. Bu inançta Altay hanlarının okudukları duadaki “bindiğim hayvan geyik, sığın” sözlerinin izleri olduğu da söylenebilir. Şorlarda da ruhların marallar üzerinde gezdiğine inanılır. Ayrıca Eski Türklerde alageyik (alogonya) bir totemdir.
Geyiğin insan, insanın geyik (dişi) olması, kız olarak şekil değiştirmesi Türk edebiyatının her sahasında görülür.
Çin efsanesinde Göktürk atasının olduğu Deniz Tanrısı'nın geyik olması olayına rastlanır.
Şah İsmail ile Gül hikâyesinde Şah İsmail'in sevgilisi Gülizar, geyik şeklinde dolaşırken kendisini yakalamak isteyen Şâh İsmail'in kucağına sıçrar.
Ayrıca Kısas-ı enbiya gibi verimlerde geyik donuna girme, geyiklere dua veya geyiklerin mukaddes bir hayvan olarak bazı uzuvlarının altın gümüş gibi değerli olduğuna dair inanışlar da vardır.
Geyik yalnız masal, hikâye, destan, türkü gibi edebiyat verimlerinde kalmamış, çeşitli özellikleri sebebiyle resim, minyatür, heykel ve el işleri gibi sanatın da konusu olmuştur. Bunun ilk örneklerine Altay Hun çağından kalma kabartma ve çizgi geyik figürlerinde, arslan geyik, kaplan geyik resimlerinde, süs eşyalarında, kemer tokalarında, at takımlarında rastlanmıştır.
Eski Orta Asya sanatında geyik ve kaplan mücadelesini gösteren heykel ve resimler, el sanatlarından olan kilimlerde geyik desenleri görülür. Ayrıca geyik boynuzundan yay ve bıçak sapı yaptıkları da bilinmektedir. Bugün Anadolu halı ve kilimlerinde de motif olarak geyik (ceylan) ve geyik avı işlenmektedir.
Hacı Bektaş Veli'yi tasvir eden resimlerde sağ elinde geyik görülür. Geyik bazı ressamlar için de ilham kaynağı olmuştur Geyik motifinin Türk edebiyatında mesnevi tarzında yazılan destani hikayelerde kullanıldığı görülmektedir.
Bu destanlardan biri de “Geyik Destanı”dır Bu destanda ele alınan konu şöyledir:
Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Ömer ve sahabeler camide sohbet ederken kırk atlı gelir. Bunlar Hz. Muhammet’in karşısına durarak “dinimize batıl diyen, putları tanımayan, ayrı bir din davasında bulunan Muhammet’i biz e gösterin.” demişlerdir. Hz. Ali ve Hz. Ömer bu adamlara müdahale etmek isterler. Ancak, Hz. Muhammet, engel olur. Onların karşısına bizzat kendi çıkar.
Hz. Muhammed, bu şahısların avlamış oldukları ayakları bağlı geyiği görür. Onlara geyiği çözmeleri halinde onun kendi peygamberliğini ilan edeceğini söyler. Kafirler bu işe önce inanmamakla birlikte, Peygamber onun yerine kendi canını ortaya koyunca kabul ederler. Bunun üzerine adamlar geyiği çözer. Geyik lisana büyük bir hürmetle Hz Muhammed’in önüne gelerek, nasıl yakalandığını, iki küçük yavrusunun annesiz kaldığını, eğer izin verilirse gidip onları emzirip geleceğini söyler. Bunun üzerine Hz. Muhammed’in de kefaletiyle geyiğe kafirler ikindi vaktine kadar izin verirler. Geyik yavrularının yanına gelir ve başından geçenleri onlara anlatır. Artık bundan sonra kendi başlarının çaresine bakmaları gerektiğini söyler. Onları son bir kez emzirip ayrılmak isteyen geyiğe yavruları şöyle der: “Onu Resule götür ve bizden selam söyle.” Geyik bunun üzerine geri dönerken, kafirlerin kurduğu tuzağa düşer. Verdiği sözü yerine getiremeyeceği için, üzülür ve Allah’tan yardım ister. Bunun üzerine Cebrail gelerek geyiği düştüğü tuzaktan kurtarıp, Hz. Muhammet’in huzuruna getirir. Kafirler bu mucize karşısında hep birden Müslüman olurlar ve geyiği de serbest bırakırlar.
şiiriniz ben de bunları çağrıştırdı yeniden değerli hocam ...kutlarım sevdalı gönül incisi güzelliklerinizi..saygılar..selamlar..
yorumla ilgili yazdığınız çok değerli görüşlerinize ve sanata kattığınız eşsiz güzelliklere ben teşekkür ediyorum.. ...iyi ki varsınız dostlar...
Şaban Aktaş hocam güzel şiirinin etkili yorumcusu olma şerefini bana bahşetmiş..bunun için sanatı güzel gönlü güzel değerli hocama ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum....saygılarımla...
Bu inançtan hareketle Ahmed Yesevî turnakuşu, Hacı Bektaş Velî’nin güvercin veya şahin, Doğrul Baba ve Abdülkadir Geylanî'nin doğan, Geyikli Baba ve Abdal Musa'nın geyik şeklinde dolaştığı yaygınlaşmıştır.
Evet ,aydınlatma ve kültür paylaşımı adına harika bir yazı. tebrik ediyorum. bu yazılarından dolayı arkadaşımızı.
Sevgili Sabiha;şiirime ve bana verdiğniz değer için ve okuyucuların da bilgilenmesi için, tarihi kültürel yelpazemizi estirdin yüzümüze ılık bir serinlikti sağol altın yüreklisiniz...
bu ne mükemmel bir yorumdu Sabiha Hanim... verdiginiz bilgiler icin cok tesekkürler. bir yazimda ( Karinca ve Dev ) ben de ceylanla dostlugumu anlatmistim .. ahh o gözleri yok mu onlarin ... yazdiklarinizi bilseniniz nasil okudum .. ictim adeta .. size ve bizlere bu güzelligi yaratan Sair dosta sevgiler ......
Yorum da şiir gibi harikaydı...Gecenin bi yarısı içimde güzel gözlü marallar koşturan ve insanı hem bilgi hem ruh olarak tazeleyen yorumunuza hayran oldum efendim..Çok teşekkür ediyorum.Saygılarımla..
yorumla ilgili yazdığınız çok değerli görüşlerinize ve sanata kattığınız eşsiz güzelliklere ben teşekkür ediyorum.. ...iyi ki varsınız dostlar...
Şaban Aktaş hocam güzel şiirinin etkili yorumcusu olma şerefini bana bahşetmiş..bunun için sanatı güzel gönlü güzel değerli hocama ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum....saygılarımla...
Bu inançtan hareketle Ahmed Yesevî turnakuşu, Hacı Bektaş Velî’nin güvercin veya şahin, Doğrul Baba ve Abdülkadir Geylanî'nin doğan, Geyikli Baba ve Abdal Musa'nın geyik şeklinde dolaştığı yaygınlaşmıştır.
Evet ,aydınlatma ve kültür paylaşımı adına harika bir yazı. tebrik ediyorum. bu yazılarından dolayı arkadaşımızı.
Sevgili Sabiha;şiirime ve bana verdiğniz değer için ve okuyucuların da bilgilenmesi için, tarihi kültürel yelpazemizi estirdin yüzümüze ılık bir serinlikti sağol altın yüreklisiniz...
bu ne mükemmel bir yorumdu Sabiha Hanim... verdiginiz bilgiler icin cok tesekkürler. bir yazimda ( Karinca ve Dev ) ben de ceylanla dostlugumu anlatmistim .. ahh o gözleri yok mu onlarin ... yazdiklarinizi bilseniniz nasil okudum .. ictim adeta .. size ve bizlere bu güzelligi yaratan Sair dosta sevgiler ......
Yorum da şiir gibi harikaydı...Gecenin bi yarısı içimde güzel gözlü marallar koşturan ve insanı hem bilgi hem ruh olarak tazeleyen yorumunuza hayran oldum efendim..Çok teşekkür ediyorum.Saygılarımla..
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.