bir akşamüstünde beyoğlunun
dar sokaklara inat
uçsuz düşler
bucaksız hüzünler yürek hücrelerimde
adım adım sayar gibi
geri kalanını ömrümün
yürüyorum ağır ağır
bir çay ocağı taburesinin boyutlarında umutla
bir bardak çayın anlatımsız düşüncesinde..

mahşer yeri kalabalığı dar sokaklarında
beyoğlunun,
yürüyorum ağır ve dilsiz sancılarla
ıssız bir ada gibiyim
adı dahi olmayan..

lodos mu poyraz mı bilmiyorum adını
ama bir rüzgâr işte
esiyor duraksız sorgusuz
ölümün kokusunu getiriyor,
yalnızlığın, sessizliğin, hasretin...

mahşer kalabalığı sokaklarda
yürüyorum ağır ve ıssızlığımda...
bir el ellerimde
bir ses şiirimde
doğuveriyor yanıbaşımda
bir Mavi Güneş..
yırtarcasına tüm karanlığını
sokakların ve göğün yüzünün,
bir devrim gibi içimde bir yangın,
gözlerimde ışık,
doğuveriyor bir Mavi Güneş yanıbaşımda...
ellerimde...
şiirimde...