1
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1114
Okunma

Uğrar her gece, izbe, şirret keşhânesine
Ala boyanmış dudak, elinde gizli şişe.
Reyhan kokusu sürmüş gece sermayesine
Hayat sırtında çile, sırıtıyor fahişe.
Katran geceye düşer, azgın iliklerde cenk,
Kader deme! Takdığın bir köpek tasmasıdır.
Tenhaları tutulmuş, her köşede pezevenk,
Sürtünen şu duvara, İstanbul yosmasıdır.
Kirli sakallı godoş kaşırken ensesini
Kaldırımlar yosması bir an öne atıldı.
Bürünüp hislerine incelterek sesini,
Anlaşıp bir kararda; üç’e, beş’e satıldı.
Zift çalınmış geceye sanki melek ağlıyor,
Bu yerde ses verince kesilir yok’un sesi.
Kaderin her yolunu kesmiş felek çağlıyor,
Şuh edâlar satıyor kaldırım kerhânesi.
Fitne, şer göremezsin merhamet ocağında,
Gecelerin mâbedi, ayyaşın narâsıdır.
İnsanlık tükeniyor bir puştun kucağında,
Orospuluk insanın, alnında karasıdır.
...........
K.Kurultay