Kuzum mis kokulum.
Canım, ciğerim. Bir tane oğlum…
Söyle nasıl yaptılar bunu sana,
Canına nişan alırken hiç mi?
Düşünmediler.
Anası var bekler…

Ciğerimin yarısı,
Söyle son nefesini nasıl verdin.
Aklında kim vardı,
Canın yandı mı?
Söyle üşüyerek mi gittin cennete,
Yoksa ılık bir rüzgâr etside seni alıver dimi…
Söyle ne yanından geldi kör kurşun.
Bağrını mı yoksa sol yanını mı deldi geçti,
Söyle kuzum gözünün önünden neler geçti,
Çocukluğun mu?
Seni nasıl kucakladığım mı?
Özlemim hasretim mi?
Gözlerimin yollarda kalışı
Yoksa uzaklara dalışımı geldi…

Seni bekliyordum ben akşam,
Dünde rüyamda görmüştüm.
Anne düğünüm var diyordun.
Nerde bu düğünün çalgısı çengisi,
Nerde?
Gelinsiz düğün mü olur.
Nerde bu düğünün Sadıcı kirvesi.

Gözüm göz nurum,
Bu düğün senin düğünün.
Al bayrak damatlığın,
Tekbirler salâvatlar,
Sözün sazın…

Oğlum kurbanım kurban olduğum.
Şahin bakışlım, mazlumum,
Yerin cennet, yurdun cennet,
Mekanın cennet olsun,
Cennet kokulum…

Sana ağlamıyorum kuzum,
Kavuşacağım günü sabırla bekliyorum…
Son nefes son saat ve vuslat,
Cennette buluşmak üzere….

Gözyaşları ile bayrağa sarılmış tabutun ardından eller son kez sallanırken şimdiden özlemi başlamıştır bile…
Eşler çocuklar ve ana babalar size selam olsun …

DUDU BAYRAM EYEOĞLU/ ANKARA