Toprağın sıcaklığı sardı
Efsunlu hangi zamanın sayacını
Sanki bizde yoktu şehit haberleri
Her gün içimizden biri kan ağlar
Analar karalar bağlar

Artık yaşamanın ne tadı kaldı
İçine ateşi düşmeyen anlar mı
Bir yıldız daha kaymıştır şimdi
Çok yazık, gencecik bir insan
Henüz yaşamın baharıdayken
Zamansız yaşamın kıyısından
Kim isterdi ki ayrılmasını
Kim isterdi şehit olmasını
Tecrübesinde yanılmak teknolojiye
Ömrünü kesen yanlışlar
Sildim avucumdaki soba isini
Yazamadım şiirin nefesini
Yine hüzün kaplar gecemi
Çaydanlığın buğusu bile
Ne kadar ağır gelir omuzumuz
Nefesin kesilir ya bazen işte öyle
Uzatılan eli de öpemezsin
Kalmamıştır gücun kudretin
Hani var ya ne durumda geride kalanların
Geri durur bazen ağıt yakar
Gözleri göklere içi toprağa yan bakar
Kim bilir neler kurar yüreğinde
Kimin umurunda ki dünya

Anadolu’nun bağrından kopan
Bu gencecik şehitlerimiz
Askerlerimiz Polislerimiz
Nice canlar yok oluyor
Sussam mı konuşsam mi diyerek
Bahçede güller ağlar
Sunam ağlar kalmıştır kimsesiz
Sularsın gözyaşlarıyla kirpiklerini
İnersin derinine hüzün yağmurları sel olur
Bir ağustos böceği sesi duyulur uzaklardan
Dökülen göz yaşları derya deniz
Bir sıkımlık avuç içinde saklı bebelerin
Babam diye ağlarken
Feryat ağıt yakarken
Kimin umurunda

Elinde hatıra şalı sevdiğine ördüğü
Bağlayamamıştır boynuna yarinin
Kader ağını bağlamıştı oysa
İçi kan ağlar eşinin, sevdiğinin, kardeşinin
Sonra en son yazdığı mektupları çıkar üzerinden
Ne kadar da aceleci ve acı
Gecenin matemini sardı Behçet’in şiiri
Mis kokulu tenleriyle yiğitlerimiz
Her gün vatan sevgisi derken

Bu vatanın her karış toprağı
Bu şehit kanlarıyla sulandı
Rahmetle anıyoruz şehitlerimizi
Mekanları cennet olsun

Behçet Bük