5
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1845
Okunma

......
hayat ne kadar nankör...ne dur biliyor ne durak....ne neşe biliyor ne hüzün...bildiğince akıp gidiyor....yokuş aşağı hızla yuvarlanıyoruz.....kaç günümüz kaldı bu hayatta ,kaç söz çıkacak ,kaç nefes daha alabileceğiz ?..neyin kavgaları,neyin sitemleri ?
neyin telaşları ?..Neden güzel güzel geçinmek,paylaşmak,bölüşmek varken zor olanı seçeriz ? Sevgiliyken kaprislerle,dedi-demişlerle,ona yazdın,buna bunu söyledinlerle azaba çevirir ve kopma noktalarına getiririz güzel hayatı ? Yada,çok çabuk tüketip sevgiyi,kapyı aniden çarpı veririz sevdiğimizin yüzüne? Kırarız kalbini,mavi umutlarını,gecelerini,gündüzlerini zehir ederiz ve bunu bildiğimiz halde genelde pekte oralı olmayız..ne geri döneriz ne de çekip gideriz..Bu örneği sadece sevgi için değil,arkadaşlık,dostluk konularında da çok yaparız.Şöyle bir dikkat edin lütfen çevrenize,o kadar çok mutsuz insan var ki çevremizde..Ben sonuç olarak şuna bağlıyorum:şişmiş ogo’lar,”ben” merkezli yetişme tarzının bunda çok büyük payı var…oysa ne güzel demiş yunus: “malda yalan,mülkte yalan,var birazda sen oyalan.” Seven-sevilen,dostluğa önem veren bütün gönüllere selam olsun…
Bir Ocak Akşamı
Çökmüşüm Pencere Kenarındaki Kanepeye
“sen” kokulu bir karanlığı günaydınlıyorum
bütün kuşlar tünemiş çatı kenarlarına
ve ben asılmışım sigaramın dumanında hayatın koluna
Özlemin “ağır bir roman” yüreğimde
Hadi, kaldır mesafeleri aradan
Düş gözlerimin mahcup sevdasına
Yak !
Beni garipliğimin acı sözlerinden
İki yüzlü bir ay ışında döndür beni kendine
Cebimdeki bozuk paralar gibi harca ,
Boz bulanık rüyalarım gibi dağıt beni
Gir rüyalarıma
Girmedin nedense…
Bak,eskitilmiş gecemde gitti gölgemle birlikte
Dilsiz bir ayrılığın kapısındayım
Şafağa kurban edilen
Karanlığın feryadı ne ki benimkinin yanında
Her yanı sensizlik kokan bir ayrılığın adımları
Galip dayandı kapıma
Yüreğimde ,fırça yemiş bir sevda
En son kalktığında masadan
Serseriydi, sarı sarıydı
Yıkımın gözlerini taşıyordu bakışların
Patır patır dökülüyordu yıldızlar gökyüzünden
Hüzzâm bir geçmişe doğru gıcırtıyla kapandı kapı ardından
Üflenen bir ney’in nefesinde eriyordum suskunluğumda
Sonra, hüzünlü bir şarkı yürüdü dudaklarıma
Islıklarımın titrediğini gördüm
Eşgâlsiz bir dert yumağı bırakıldı ellerime
Sevda tüten gözlere yerleşen ayrılık gibi
Yerleşti hüzün sarsa sarsa bütün bedenime
Döndüm sırtımı seni ardımda bırakarak
Koştum
Koştum
Hâlâ
Koşuyorum
Peki sen ?
Sen kör müsün ?
Yoksa sağır mı ?
Kalbimin hıçkırıklarına…
…
Yorgunum
Uyumak istiyorum
Bu durumun beni çok sarstığını biliyorum
Ayrılık yaman sevda
.............S.ALTUNBAŞ...05 MART 2016...
5.0
100% (9)