4
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
1777
Okunma

Koza Handayım bir öğlen vakti
Bambaşka bir saat kalbimde tik tak eder
Kim bilir
Başbaşa olduğumuz kaçıncı fasıldır
Taştan bir gelenek sarar benliğimi
Asırların imbiğinden süzülüp billurlaşır
Yağmurun foşurtusu kulağımda ninni
Borulardan akan su yankılanır
Ne şemsiyem var elimde
Ne de sırtımda kabanım
Korunaklı değil mi çınarım?
Şehrimin nice insanına
Çardaktır saçak misali yapraklar
Yitmeyen bir ritmin soluğunu üfler
Bir fani dünya mekânı edasıyla
Eski ama eskimeyen yüzüyle
Akrep ve yelkovanın nağmeleri
Apayrı bir salınımla böler vakti
Orhan Camiinin minaresi ki
Çağlara meydan alır tüm zarafetiyle
Yitip giden zamanların haşmetini duyurur
Nice hayat burada can bulur
Dolaşırım loş labirentlerinde
Bir hoşluk dalgalanır gönlümde
Kaç seyyah demlenir bu semaverde bilinmez de
Yaradanın kudret sırrı tecelli eder serde.
L.T.
5.0
100% (14)