Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Yedi Yaman'ın Güneşi Roman Hüseyin TURHAL
Yedi Yaman'ın Güneşi Adıyaman. Tütünün ve Nemrut Dağı'nın katı kurallarıyla yönetilen, gençlerin hayallerinin birer birer karardığı yer. Bu topraklarda iki tür insan vardır: Geleneksel düzeni koruyan...
6. Bölüm

BÖLÜM 4: YİTİK KAHVEHANELER

6 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
BÖLÜM 4: YİTİK KAHVEHANELER
Düğün gecesinin yankıları, Abuzer'in evinde bir fırtınaya dönüşmüştü. Sabahın ilk ışıklarında, babası tarlaya gitmek yerine öfkeyle Abuzer'in odasına girdi.
"Ben sana ne dedim!" Babasının sesi, Nemrut'un zirvesinden yuvarlanan bir kaya gibiydi. Elinde Abuzer'in bağlaması vardı. "O geleneksel olmayan, o utanç verici nağmeler neydi? Bize o varlıklı ailenin önünde rezil oldun! Ben sana bu toprağın kurallarını öğretmedim mi?"
Abuzer, ilk kez babasının karşısında ezilmedi. Gözlerini kaçırmadı. "O nağmeler benimdir, baba. Onlar yalandan değil, kalpten çıktı. Ben sizin istediğiniz gibi sadece bir işçi değilim!"
Babası bağlamayı yere attı, ama onu kırmadı. Sanki içten içe o müziğin gücünden korkmuştu. "O zaman git, o kalbin sana karın doyuracak bir iş bulsun! Bir daha bu tarlaya ayak basma! Bir ay boyunca evime gelme. Git o serseri arkadaşlarınla takıl!"
Abuzer, beklediği ve aynı zamanda korktuğu kararla yüzleşti. Bağlamasını yerden aldı ve o an, şehre inen tozlu yola doğru yürüdü. Gideceği tek bir yer vardı: Hasan’ın yeni atölyesi.
Hasan, Adıyaman'ın eski çarşısındaki, gençlerin göç etmesiyle boşalmış, neredeyse unutulmuş bir kahvehanede bir araya gelmiş bir avuç gençle konuşuyordu. Kahvehaneler, eskiden şehrin nabzının attığı yerlerdi, şimdi ise yitik hikayelerin sessiz tanıkları.
"İstanbul'da, Ankara'da sadece kirli işçi olursunuz," diyordu Hasan, tahta masaya eğilerek. "Ama burada, bu toprağın değerini kullanarak, kendi işimizi kurabiliriz. Tütünden, zeytinden, el sanatlarından kooperatif kuracağız. Ortak üretim, ortak kazanç. Yedi Yaman’ın gençleri, artık köle değil, patron olacak!"
Gençler sessizdi. Yüzlerinde inançsızlık ve umutsuzluk vardı.
"Boşuna konuşuyorsun abi," dedi bir genç. "Burada kooperatif falan yürümez. Aileler izin vermez, bankalar kredi vermez. En iyisi İzmir'e gidip inşaatta çalışmak."
Hasan'ın morali bozuldu. İnsanların omuzlarındaki atalet ve korku, Nemrut'un gölgesinden daha ağırdı. Tam o sırada, kapıdan omuzunda bağlamasıyla Abuzer girdi. Yüzünde hem yorgunluk hem de kararlılık vardı.
"Abi," dedi Abuzer. "Bana iş ver. Ben çalışacağım. Ben artık sadece tütün işçisi değilim."
Hasan gülümsedi. "Gel bakalım, tütün tarlası kaçkını. Atölyenin ilk çalışanı sen oldun."
Öte yandan Fatma’nın evinde durum daha da kötüleşmişti. Abuzer'in düğündeki ‘utanç verici’ performansı, ailenin gözünde Fatma'nın evliliğini daha da acil hale getirmişti.
Annesi, kaşları çatık bir şekilde Fatma'nın yanına geldi. "O serseri yüzünden itibarımız zedelendi! Ahmet’in ailesi bile huzursuz olmuş. Ne o, kızımız onu mu beğeniyor diye dedikodu çıkmış. Bu işi uzatamayız Fatma. Nişan haftaya!"
Fatma'nın kalbi göğüs kafesinde bir kuş gibi çırpınıyordu. Haftaya! Üniversite sınavına daha aylar vardı. Bu, onun için bir son demekti.
Ayşegül, Fatma’nın yüzündeki çaresizliği gördü. Sessizce evden ayrıldı. Aklında tek bir fikir vardı: Bir çıkış yolu bulmak. Kahvehanelerden birinde Hasan’ın bir şeyler anlattığını duymuştu. Belki de bu kooperatif fikri, Fatma’nın düğününü değil, kendi kaderini erteleyebilecek bir işe yarayabilirdi.
Ayşegül, kararlılıkla, daha önce hiç gitmediği o yitik kahvehaneye doğru yürüdü.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL