Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Tutsak
Bir delinin içinde tutsak olan bir "bilinç"in aforizmaları.....
10. Bölüm

Tutsak - No:10 - İsyan

29 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Kalp kırıklığının solgun rüzgarına bıraktım kendimi bu gece. Delimin ağzını bıçak açmıyor son zamanlarda. Belli ki üzülüyor bişeylere bilmeden. Yaşadığı bu yalansız hayatında onu üzebilecek ne var diye merak etmiyor değilim. Saklandığımız bu kalbin hep zıt kutuplarında seyretmeseydik ona uğrar bir bakardım gizliden de olsa. Bilirdim belki onu yıpratanın ne olduğunu. Bir şey yapamasam da dizlerime oturturdum ninni söyleyerek teselli ederdim onu, tek arkadaşımı ortağımı yani benim her şeyimi!..

Havanın keskin yalnızlığından içime süzülen dertlerin bir sonu yok. Ne kadar çok şey görürsem o kadar kaybediyorum kendi varlığımı. Karıştığım her şeyde bir kopyam kalıyorsa bile ben de kaybediyorum kendi saf halimi. Eski Tau'nun nasıl biri olduğunu unuttum çoktan. Delimin hakkında bildiğim çok şey de gitti artık. Nedensiz bir boşalımın ardı sıra tükendim ben de. Hayatımın aşkını kaybettim, onu kalbimin mezarlarına gömüp üstünde ağlıyorum her gece kimse farketmeden!..

Bu sıralar o kadar dibine vurdum ki yalnızlığımın, başımı alıp gidebileceğim tek bir yürek yok. Buna ne sebep oldu anlamadan teker teker kaybettim içimdekileri. Sanki arsız bir Alzheimer musallat olmuş yüreğime de düşünüp duruyorum artık her şeyi hatırlamak adına. Ne varsa birbir yitip gidiyor. Ömrümün yürek duvarlarına çiziktirdiklerimden çıkarıyorum artık herkesi. Her tarafım kan doldu tırmalamaktan yüreğimin mazilerini. Yalnızlaştıkça içime vurur dalgası kapatırım yüreğimi daha çok herkesten en çok da kendimden delinin gözlerine emanet etmişken bu yalpalayan sarhoş bedeni!..

Sol-suzluğun ince şah damarı vardır: O çatladı mı ortada ne bir düşünce kalır ne de bir felsefe. Kendinden ne kadar çok feda ederse bir başkası için o kadar zorlaşır dönmek onca yoldan sonra kendine. Felsefesi de biter insanın kaçış için kullandığı tüm yollar suları altında kalır bu kadar gidişlerinin. Dönemediği ne kadar çok yürek varsa o kadar tıkalıdır yolları artık. Kendi çıkmazlarında yaşayan bu ben için biraz fazlaca tecrit oluyor artık. Kendi kendime uyguladığım bir yokoluş ambargosu belki de. Kimsesizliğin son deminde solup gitmek için bir an evvel geride sadece beni var eden bu deliyi bırakıp!..

Yağmurun bile böyle hüzünlü şarkıları olmamıştır daha. Gözlerimdeki sesinle tuttuğum tempoda sonsuzluk ve ölüm biriktiriyorum. Yapraklarım dökülüyor beden tutsağından kelime kelime. İsyan edercesine saldırıyorlar düşünce düşünce uykularıma. Sussam da faydası yok duramıyorum sadece kendim gibi içimde, bir masaldaymışım gibi de uyku özlemi çekiyorum beni bırakıp gitmelerden sonra. İsyanım en çok buna!.. Beni tanımadığını söyleyen sevdiklerimin ahkamı duruken göğsümde kömür karası saçları ile uçuşan kelebek de terketti yüreğimdeki sonsuzluğu kalktı kanat çırptı sanal gerçekliğine. Bana susmak düşer artık yoksa durduramam delimin gözlerinden akan gözyaşlarımı kanımı akıttıkça ruhumdan asi bir direnişle sızan kör bakışlarla!..
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL