Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Su Da Yanar
Kalbimi yaslayacak, başımı koyacak bir yere eksikliğim hiç dinmedi benim. Hep bir şeylere eksik hep bir yerlere geç kalmışlık...Garip bir duygu. Nerede neyin eksik olduğunu bilmeden bilinçaltı ...
62. Bölüm

Mavi Sığınak

3 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
İçimin hayattan yorulduğu zamanlardan birindeyim. O yüzden buradayım.

Denizin yüzeyi, insanın kendi iç derinliğini görebileceği kadar dingindi. Kumlar, adım attıkça ayaklarımın altında usulca dağılıyordu.

Ufuk çizgisi, sabahın tül mavisini giymişti. Dağların ve kayaların çevresinde raks eden samyeli, sanki denizi değil içimi okşuyor, zeytin ağaçlarının dalları da ona hafif bir fısıltıyla eşlik ediyordu. Kıyı boyunca uzanan sessizlikse, tam anlamıyla bir sığınaktı.”

Koyun o sessiz sabahında iki kişiydik : biri ben, diğeri yılların tuzuyla sertleşmiş bakışlara sahip ihtiyar balıkçı Hasan.

Kayıkların bağlı olduğu küçük iskeleye yanaştığımda, Hasan amca eliyle gölgeliğe işaret ediyor.

“Gel evlat, güneş kızmadan iki laf edek.”
“Olur Hasan amca… bugün deniz pek sakin.”
“He ya… böyle durgun olunca insanın içindeki fırtınayı bile duyası gelir.”

Oturuyoruz.
İskele tahtalarının altında dalgalar ağır ağır nefes alıp veriyor. Koyun kokusu ikimizi de sessizliğe çekiyor.

“Bu koy hep böyle güzel miydi?” diye soruyorum.
“Güzeldi de… insanın gözü görmezdi o vakitler. Çok koşardık, çok yorulurduk. Şimdi durunca anlıyor insan, şu denizin her dalgası bir ömür gibi.” diyor Hasan amca.

Bir süre susuyoruz. Denizi izliyoruz. Martılar çığlık atıyor, sonra uzaklaşıyor.
“İlk kez geldiğim gün… sanki daha önce de buradaydım gibi geldi bana.”

Hasan amca gülümsüyor, bıyıklarını düzeltiyor.
“Heh işte, buranın huyu odur. İçinde kaybolduğunu sanırsın ama aslında kendini bulursun.”
Rüzgâr biraz daha sert esiyor, zeytin ağacı hışırdıyor.
“Sen hep burada mı kaldın Hasan amca?”
“Kaldım. Gitmeyi çok düşündüm ama bu köy… evladım, bu köy insanın yüreğini tutar. Suyundan içen geri döner. Suyun hafızası vardır; su unutmaz, hep çağırır.”

O an, dalgaların kıyıya vuruşunda sanki bir ses duyuyorum:
Derin, yumuşak, tanıdık…
Fısıldar gibi: “Gel yine… gel .”

Hasan amca bir sigara yakıyor, denize bakıyor.
“Bak evlat, sen de unutamazsın burayı. İnsan bazı yerlere rastlantıyla değil, nasiple varır.”

Ayağımın altındaki kum, rüzgârın omzumu okşayan serinliği ve denizin göz alıcı güzelliği beni dinginleştiriyor.

Zihnimdeki tüm fırtınalar yerini sükûnete bırakıyor. Dalgaların ritmi, ruhumu temizleyen bir el gibi okşuyor. Kalbim, her dalganın kıyıya vuruşuyla biraz daha hafifliyor.

Başımı eğip usulca mırıldanıyorum:
“Galiba… sen yıllarca nasibini bulduğun gibi, ben de nasibimi buldum burada.”

Ve ikimiz de susuyoruz.

Sözlerin bittiği yerde, koy konuşmaya devam ediyor.

İnsan bazen farkında olmadan bir yere, bir insana, bir an’a uğrar ve orada kendine iyi gelen bir şeyler bulur.

Bir söz, bir nefes, bir huzur… Nasip dediğimiz şey tam da böyle. Kalbin beklemediği bir hediyeyi sessizce avuçlarına bırakmasıdır hayatın.

O koy benim için yalnızca bir manzara değil; benim için bir sığınak, ruhumu sakinleştiren bir köşe, içimdeki çocukla barıştığım bir durak oldu.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL