neciperdogan -ŞiirleriOluşturulma Tarihi: 29 Mayıs 2024 Çarşamba Yayınlayan: Edebiyatdefteri.Com Türkiye'nin Kültür ve Sanat Platformu Kaos Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/323709/kaos.html
Sessiz Gece
sessiz gecede hep sen gelirsin aklıma eski öğrencim elektrikli bisikletinle usulca yanaşıp korkuturdun beni ön dişlerinden biri morarmıştı tıpkı benim gençliğimdeki gibi gazetelere manşet oldun sessiz gecemde seni okudum kardeşinin cebinden yürüttüğün anahtar ile hız tutkunu arkadaşınla bastırıp azrail'e yoldaş oldun. Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/324344/sessiz-gece.html
Klasik
sen artık klasik oldun eski öğrencim yazın güneş tepemde canımdan bezmiş mezarlıktan kestirme olsun diye yürürken hep büyük mezar taşını okuyorum Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/326538/klasik.html
Silistreli Ayşegül KARADENİZ neden her sabah geçerken mezarlığın önünden sadece senin adını okurum bilmem ?
senin için en güzel şiirler cahit sıtkının bedri rahminin senin için şarkılar klasik eserler mozartın bachın en güzel türküler en güzel dörtlükler senin için yunus emrenin ozan arif'in
Ben hep seni sevmişim aslında her sabah okurken ismini yada; süzerken gözlerini Ben hep seni sevmişim aslında güzelliğin sorulduğu anlarda yada; başımı eğip onaylarken usulca... Ben hep seni sevmişim aslında gelmediğin evimde, kızdığım anlarda yada; yastığımda saçlarını saklarken koynumda
yirmi gün hep müjde bekledik ben ve kardeşlerim birisi doktor yeni uzman oldu ikisi memur ve bir de ben öğretmen vefasız oğlun elmalı pastayı çok seven vefasın oğlun.
ne zormuş sensizlik anlamı yok baharda açan çiçeklerin papatya fallarının gökkuşağındaki renklerin.. anlamı yok yeşilin ,, gözlerine bakamadığımdan sevgilim,
Güneş güneş doğmaz evimize kışın ben ısıtırım altın saçlarımla bakınca insanlar yoktur sadece ayakları vardır ben insanları adımlarından tanırım hep aynı koku vardır duvarlarda karanlığın sefaletin açlığın kokusu anlatmak isterim çoğu kez kelimeler düğümlenir boğazımda hep seni görürüm rüyamda Kordonda kim bilir belki de Karşıyakada o zengin sarışın kollarında altında son model araba hep seni yazarım ben baba ben konuşmayı bilmeyen altın saçlı oğlun hayatında en büyük hatan senin özürlü çoçuğun; dimdik ayakta kaçmakla unutacağını sandığın ama kalbinde en uç köşede hep varım var olacağım...
ne zormuş sensizlik anlamı yok sahilde deniz kokusunun baharda açan çiçeklerin papatya fallarının gökkuşağındaki renklerin.. anlamı yok yeşilin ,, gözlerine bakamadığımdan sevgilim,
Karanlık odama Çöktü sensizliğin bulutu Gece, yokluğunda soğuk Bense gecenin hüznünde kaybolmuşum… Ta derinlerde bir yerlerde Bir çığlık kopuyor yüreğimden Ağlayamıyorum gidişine Boğuluyorum, konuşamıyorum! Dipsiz kuyulara düşmüş Çırpınıyorum, kurtulamıyorum Sesim, sesime karışıyor Duyuramıyorum kimseye haykırışımı! Ürkütüyor yokluğun Sensizlik gün be gün yok ediyor benliğimi Saatlerim sensiz geçmiyor Yalnızlığım desen, hiç çekilmiyor… Yitiyorum gecenin karanlığında Düşüyorum yollara, bilmediğim sokaklara giriyorum Senden kaçmak amacım ama nafile, Sürüklüyorum seni de benliğimde… Aşkın kumardı, ödülü ise yaşamım Ben yenildim, bu kumarı kaybettim Gidiyorum sensiz, yalnız ve çaresiz Arkama bakmadan pişmanlıklarımla gidiyorum 12-04-2008
Mavi İlk farkına vardığımda Yeşil vardı üstünde çantan yeşil topuklu ayakkabılar yeşil Yani imkan olsa rujun dahi yeşil olcak Bir hafta sonra kazak pembe oje pembe, ruj pembe... Arada bir gün göremedim Yarın ne giyer dedim Sarılar içinde geldin Tatlı gülüşler saçtın yok geçim derdin Saçımı ne renge boyatsam dersin? E,Herkesin derdi başka Boşuna dememiş usta "Sen ciğercinin kedisi Ben sokak kedisi" Gün olur aç kalırız beraber Sen zayıflama,ben para uğruna Gün olur bakarım ardından Beyaz arabanın dumanı kalır Bugünde karalar kaplamış seni Bu bahar gününde oldu mu şimdi? Yok yok vazgeçtim ben, senin benzin paranı bulamam da ondan. 09-05-2008
Bunalım ben mi böyleyim yoksa her sabah ağır çantası ile bezgin yürüyenler de mi? belki kısa kırmızı eteği ile tüm bakışları toplayan tezgahtar kız da öyledir, sormadım .. lakin ; varınca yarı yola hayat yolunda her gün bunalım her gün bunalım ...
gitmeyin gitmeyin sevdiklerim birer birer yalnız koymayın beni , bu hayat çekilmez sizsiz, bu sıcaklar , bu parasızlık çekilmez, gitmeyin sevdiklerim , gitmeyin birer birer komayın yalnız beni , ağır gelir bu yük omuzlarımda, unuttum gülmeyi dostlarım , aşık olmayı da,, gitmeyin dostlarım , gitmeyin ,
Mecnun adın name oldu dilimde gözlerin hayal oldu gönlümde kitaplar boşa yazılmamış leyla ile mecnunun mecnunu oldum sayende seni aramak vazife bulamasamda ömrümde hayalinle geçen her günümde mecnun oldum sayende Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/377720/mecnun.html
-beynimin kıvrımları
Yaşlar aktı gözümden İlkbahar yağmurları gibi Hülyalara daldım, uyumak istedim Sonsuza kadar uyumak Unutmak istedim seni Bir boşluktayım şimdi Her şey anlamsız, Oysa; temiz bir sayfa açmalıyım Hayata, aşık olmalıyım mesela Sönmeli içimde ateş Çık artık gecemden, gündüzümden Kuru ekmek soğanla geçen Fakir evimden, Kıvrımlarından birinde beynimin; Ararsan yeteri kadar, bulacaksın; Yanık tenli omuzumdan Sonsuza uğurlayacağım seni Adını yazacağım, imkansız aşklar listesinde son sırada alacaksın yerini.
Yaşlar aktı gözümden İlkbahar yağmurları gibi Hülyalara daldım, uyumak istedim Sonsuza kadar uyumak Unutmak istedim seni Bir boşluktayım şimdi Her şey anlamsız, Oysa; temiz bir sayfa açmalıyım Hayata, aşık olmalıyım mesela Sönmeli içimde ateş Çık artık gecemden, gündüzümden Kuru ekmek soğanla geçen Fakir evimden, Kıvrımlarından birinde beynimin; Ararsan yeteri kadar, bulacaksın; Yanık tenli omuzumdan Sonsuza uğurlayacağım seni Adını yazacağım, imkansız aşklar listesinde son sırada alacaksın yerini.
-Kasım Yirmi dört Bir boşluktayım şimdi Her şey anlamsız, Oysa; temiz bir sayfa açmalıyım Hayata, aşık olmalıyım mesela Sönmeli içimde ateş Çık artık gecemden, gündüzümden Kuru ekmek soğanla geçen Fakir evimden, Kıvrımlarından birinde beynimin; Ararsan yeteri kadar, bulacaksın; Yanık tenli omuzumdan Sonsuza uğurlayacağım seni Adını yazacağım, imkansız aşklar listesinde son sırada alacaksın yerini.
Kıvrımlarından birinde beynimin; Ararsan yeteri kadar, bulacaksın; Yanık tenli omuzumdan Sonsuza uğurlayacağım seni Adını yazacağım, imkansız aşklar listesinde son sırada alacaksın yerini.
Ne çok şiir yazılmış onlara hep düşman demişiz onlara Oysa onlar en yakın dostumuzdur Yalan bilmez, gerçeği eğip bükmeden yalakalık yapmadan, olduğu gibi anlatırlar bize Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/383554/uzaktan.html
Bekle Her gün kurulan gençlik hayalleri "Yıllar bana vız gelir " kelimeleri Onun karşısında kesilir birden O anlatır sana en iyi,artık orta yaşlarda olduğunu Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/386876/bekle.html
anılar .Dönmek isterdim saflığa Tertemiz kalpli çocukluk günlerine Köşedeki manavdan iki portakal alıp kuytu bir köşede kabuklarını kurutmak; Ve çoçukluğumuzun kanıtıydı Buğulara çizdiğimiz oyunlar Şekiller farklıydı ama Umutlar hep aynıydı Hayatlar farklı farklıydı ama Hayat hep aynıydı Başlangıcı ve sonu olan Sevimsiz görünüyordu Isınan havayla eriyen Cama çizmiş olduğumuz oyunlar Umutlarıda eritiyordu kendince Doğan güneş ve ısınan hava Boşa çıkarıyordu hayalleri Eritip geçiveriyordu öylece Çoçuksa olsa bile hayal etmek güzeldi Güzeldi umudu çizmek buğulara Ve birşeylere iz bırakmak güzeldi Kendimizce yaşayıp gittiğimiz hayatta Nerede veya kiminle olursa olsun Huzurumuz var oldukça güzeldi hayat Yaşanan olumsuzluklara karşı; Dönmek isterim çocukluk günlerine Kar beyazı kalbim ile sokak köşelerine. 07-02-2008
Yazmak Şekiller farklıydı ama Umutlar hep aynıydı Hayatlar farklı farklıydı ama Hayat hep aynıydı Başlangıcı ve sonu olan Sevimsiz görünüyordu Isınan havayla eriyen Cama çizmiş olduğumuz oyunlar Umutlarıda eritiyordu kendince Doğan güneş ve ısınan hava Boşa çıkarıyordu hayalleri Eritip geçiveriyordu öylece Çoçuksa olsa bile hayal etmek güzeldi Güzeldi umudu çizmek buğulara Ve birşeylere iz bırakmak güzeldi Kendimizce yaşayıp gittiğimiz hayatta Nerede veya kiminle olursa olsun Huzurumuz var oldukça güzeldi hayat Yaşanan olumsuzluklara karşı; Dönmek isterim çocukluk günlerine Kar beyazı kalbim ile sokak köşelerine. 07-02-2008
kar yaşanan olumsuzluklara karşı; Dönmek isterim çocukluk günlerine Kar beyazı kalbim ile sokak köşelerine. Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/391424/kar.html
Aşk aşk sevgili arar gibi telaşla okul çantasındaki ödevi aramaktır
Sonbahar Umutlar hep aynıydı Hayatlar farklı farklıydı ama Hayat hep aynıydı Başlangıcı ve sonu olan Sevimsiz görünüyordu Isınan havayla eriyen Cama çizmiş olduğumuz oyunlar Umutlarıda eritiyordu kendince Doğan güneş ve ısınan hava Boşa çıkarıyordu hayalleri Eritip geçiveriyordu öylece Çoçuksa olsa bile hayal etmek güzeldi Güzeldi umudu çizmek buğulara Ve birşeylere iz bırakmak güzeldi Kendimizce yaşayıp gittiğimiz hayatta Nerede veya kiminle olursa olsun Huzurumuz var oldukça güzeldi
güneş güneş bizim oraya dik gelir ondan karadır herkes, birer birer iner yere terler Nisanda çiseleyen yağmurlar gibi güneş bizim orya dik gelir hep çatlaktır toprak suya hasret dudaklar gibi sıcak yakar kavurur, cehennem ateşi gibi güneş bizim orya dik gelir baharda parlar yaz gibi sizler serin havuzlarda bizler ekmek derdinde güneş bizim orya dik gelir hiç bitmez ekmek kavgası çabuk sararan ekinler sallanır nazlı gelin gibi. 09-04-2008
gökyüzü hiç o kadar mavi olmamıştı, sen odaya girince, serenat yapardım, bitene kadar yalnızlığımız, söylerdim türkülerimi sessizce dinlerdin,"göçmen kızını" severdin, hep mavi kalacak sandım gökyüzünü gözlerin gibi türkülerim hiç bitmeyecek sandım, ilgini çekmek için sahte sevgililer buldum, meğer "gökyüzünün başka rengi de varmış" ayva sarı nar kırmızı sonbahar" hep yalnız kalacaksın sandım yanılmışım...
Hayat hayat bazen "karşıya çifte çamlar " gibidir,ağlamaklı, beklemekle anmakla geçer eski aşkları , kimi zaman da "ordunun ışıkları" gibidir hareketli,neşeli, duracakmış gibi atar kalpler,gözlerle konuşmanın tatlı heyecanı,titreyen eller ile yeni bir peri masalıdır sanki..
-Atam'a rakı sofranda olmak isterdim mavi gözlerine bakmak dinlerken "selanik türküsünü" yaşamak isterdim devrimi ve inanmışlığı ... dinlemek isterdim ; seninle türküler söylemek, ve elimde olsa hiç dönmemek geriye...
-İtiraf ilk randevuya terlikle gelmeni öperken dudaklarımı gözlerimi kapatmanı ve neden yapamadın dıye sormanı garip bulurdum; ve anlamadım neden üçüncü denememde değmesi için tenlerimizin ağustos sıcağında bana verdiğin izni... yaptığımız ilk yolculukta, aynı gazeteden iki tane almamıştım aslında ama dedim ya madem daldım bunca yıl sonra senli anılara itiraf edeyim dedim
Vatan bir yangın yeri yüreğim, uzun kış gecelerinde alevlerin gölgeleri tavanda o gölgelere bakıyorum, ağlamaya meyillyim bu günlerde aşksızlıktan mı , parasızlıktan mı, yoksa şu vatan için canını verenlerden mi?
SEN kokun; ne hoş.. saçların; ne kıvırcık gözlerin; ne siyah boyun; ne uzun kaşların; ne hilal yanağındaki ben ne siyah sen var ya sen ne kızsın.. sen ...
Sen Varsın "Bir akşam gözünde aşk tüterse Geçmiş günler aklından geçerse Kalbin bomboş, ümitler biterse Sen üzülme ben varım Neler geçti kimbilir başından Sevgi umdun hep başkalarından Havada gidenlerin ardından O giderse ben varım Zaman durdu sanki Beklerken seni Ben bir tek sevgiye bağladım kalbimi.. Ayrılmam istersen hiç yanından Çağırsan gelirim çok uzaklardan Eskiden korkardım yalnızlıktan Korkmam artık sen varsın..." -mekanı cennet olsun...
ayrılığa doğru usulca ilişti aşığının yanına genç kız senin gibiydi saçları,ceketi ,kolları açık konuşmamı istediğin gün gibi... bakınca bu genç sevgililere; maziyi andım , bizim gibi oturdular karşımdaki bankta, kavgaları,sessiz ağıtları aynı, sonra uzaklaştılar birden , belki bizim gibi ayrılığa doğru..
Babaya Mektup 1.Çocukluk iskambil kağıtlarına koyardın parktan topladığım taşları , arkadaşların takılırdı çoğu zaman,,çağırmak için gelince seni hatırlamaya çalıştım zihnimi zorladım hatıralardan kızdığın dövdüğün anlardan başka aldığın ilk mısırı yerken yanıma gelip neden paylaşmadığımı sordun oysa bana göre babalar mısır yemezdi,gülmez ,korkmaz ağlamazdı kahkalarla gülmez,gülümsemezdi;hep ayakta durur yıkılmazdı, 2.Gençlik ben askerken yıkıldın ilk kez,büyük bir gürültü ile firar edip koştuğum dar koridorlarda alnında koca bir morlukla gülümseyerek karşıladın beni,geleceğime inanmasan da beklemiştin 3.Orta yaş aramayı düşündüm aklımdasın hep ağır işiten kulaklarını hesaba katınca vazgeçiyorum , sonunda dayanamadın ;sen aradın, uykulu gözlerimle,anlaşılmaz sesimle konuşmaya çalıştın benimle bu kez kelimeler bir kere çıktı dudaklarımdan artık işitebiliyordun! bağırmadan konuşabilirdik; ama gene kızgındın ne cevap verdim ki acep .? 4.Yaşlılık artık ararım babamı düzelmiş kulakları derken; cevapsız kaldı çağrılarım ... hani rüzgarda savrulmasın dediğin iskambil kağıtları var ya Sende onlar gibi savrulup gittin...
yalnız bir yolcuyum bu gün bir ceviz kabuğuyum bu gün , buz gibi sularında bir nehrin kağıttan yaptığım kayıklardayım cam kırıkları ile şekil verdiğim kalın ağaç kabuğunda hep özendiğim uçurtmaların kuyruğunda yalnız bir yolcuyum bu gün
UMUT yazdığım her yazı ve cebimde bekleyen faturaların arkasına karaladığım her msra hep aynı duyguyu hissettirir bana sanki yeni bir "anlatamıyorum" olacaktır bozuk yazıyla, ucuz kalemimden , dökülen satırlar ne demişler : "umut fakirin ekmeği"
Fakirin Şiiri yazdığım her yazı ve cebimde bekleyen faturaların arkasına karaladığım her msra hep aynı duyguyu hissettirir bana sanki yeni bir "anlatamıyorum" olacaktır bozuk yazıyla, ucuz kalemimden , dökülen satırlar ne demişler : "umut fakirin ekmeği"
TEN yine bağırmaya başladı satıcılar, karanlık çöktü kapıdan bakınca,hızlandı adımlar, varmak için düzenli hayatın sıcak çayını yudumlamaya soluksuz kalabalıklarda sıralandı insanlar işte bu zamandır başlar yanlızlığım, bir tenin sıcaklığına hasretim,
Bugün-(aziz hatırana saygı ile.) bugün beşinci yıl bizi terkedip gidişinin beşinci yılı,, omzumda taşırken seni ben de farkındaydım aslında ama umut hiç tükenmez derler ya.. işte ondandır yine de sessizce yakardım sana , terketme bizi diye , çok erkendi çünkü, evlenip anne olacaktın ilerde,, sana uzaktan bakıp,beyaz gelinlikle salınmanı görecektim, ama olmadı,olmadı; kısmet değilmiş... gittiğin yeri bilmem ama , burda her şey aynı, annen ile baban hala kavgalı, kardeşlerin gibi.. benim annemle babam gibi... galiba hiç bitmeyecek kavgaları, belki de en iyisini yaptın , bu dünyadan erkenden ayrıldın, gamını kederini günahını bizlere bıraktın, bugün beşinci sene yokluğunun hani dönüşümde okulumdan ilk adımlarını atardın beni çok şaşırtmıştın, ne de çabuk büyüdün ,, ve de çok çabuk gittin.. hoşçakal.. Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/629738/bugun-aziz-hatirana-saygi-ile.html Alev Sarısı bir düş görüyorum uykularımda karanlık mezarımda, burnumdan çıkan iri hamamböceğini çocukluğumda ürkerek öldürdüğüm gibi alev sarısı rengi... Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/630285/alev-sarisi.html
ORDU hayat bazen "karşıya çifte çamlar " gibidir, ,ağlamaklı, beklemekle, anmakla geçer eski aşkları , kimi zaman da "ordunun ışıkları" gibidir hareketli,neşeli, duracakmış gibi atar kalpler, gözlerle konuşmanın tatlı heyecanı, titreyen eller ile yeni bir peri masalıdır sanki.. Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/630971/ordu.html
Ölmek Ölmek istiyorum bugün usul usul çıksın ruhum bedenimden kestiğin elinden girsin içine bitsin mutsuzluğum
birikiüç 1. "keşke hoşçakal demeseydim sana ... pişmanım,," 2. elveda derken unuttum ; doğuştan,eksik olduğunu iki yanında kollarının... 3. "eksik olmasın gülücükler, daim olsun mutluluklar, sen ey kolsuz çocuk, rabbim seninle olsun!"
güneş doğmaz evimize kışın ben ısıtırım altın saçlarımla bakınca insanlar yoktur sadece ayakları vardır ben insanları adımlarından tanırım hep aynı koku vardır duvarlarda karanlığın sefaletin açlığın kokusu anlatmak isterim çoğu kez kelimeler düğümlenir boğazımda hep seni görürüm rüyamda Kordonda kim bilir belki de Karşıyakada o zengin sarışın kollarında altında son model araba hep seni yazarım ben baba ben konuşmayı bilmeyen altın saçlı oğlun hayatında en büyük hatan senin özürlü çoçuğun; dimdik ayakta kaçmakla unutacağını sandığın ama kalbinde en uç köşede hep varım var olacağım...
yasaklar Oluşturma Tarihi:23.07.2012 15:09:47 Güncelleme Tarihi:23.07.2012 15:09:47 • Düzenle • Sil yasakların olmadığı dünyamda ikimiz varız, gözlerin sadece bana bakıyor, yüzünün gölgede kalan yanında ben varım, tıpkı hayatının gölgesinde kaldığım gibi ... uzaktan sevmek zorunda kalan, duygularımı saklayan ben ,,, ve benimle derin kırmızı topraklara gömülecek bir sır olan aşkım ... sana olan aşkım , ilk ve son kez yazarak sana , bakışlarımla sonsuz kere anlattığım aşkım var , dedim ya ,bu benim dünyam , sorumluluklarımın yada toplum baskısının olmadığı aşkımı tüm bencilliğimle yaşadığım sadece sana odaklandığım, gözbebeklerinden girip sen olduğum dünya , masum ve cazip baktığın resmindeyim.. şimdi , ellerindeyim... yırtılmaya hazır bir kağıt parçası gibi,,,
Cin üç dileğim olurdu benim , bulduğum eski lambadaki cinden durdur derdim ; hemen durdur zamanı geçmesin bir saniyem daha onsuz! getir derdim; hemen getir onu bana değsin artık tenlerimiz , bitsin hasretliğimiz çal derdim sonra hemen çal şarkımızı ki hiç bitmesin dansımız!
AY Ay gözlerime düştü bu gece.. Gözyaşlarımla birlikte.. Hüzün doluydu gökyüzüde.. O da benimle ağladı bütün gece.. gözyaşlarım yanaklarımı.. Semanın gözyaşları.. Aşıkları ıslattı bu gece...
Dün ve Bugün yine götürdün beni azgın dalgalara, koyu lacivert denizlere... yaz sabahı sahile vuran yanık odun parçaları gibi gider gelirim; geçmşe ve bugüne..
Anne Erken kalkardın tezek kokardı ellerin bazen de soğan başka bir kadın dedin başka bir kadın bakacak sana geldi zamanın uçmalısın artık yuvadan her sabah külleri çekip sobadan tenekeye koymadan güzel uykulardan uyanıp okula gitmeyeceksin artık ben olmayacağım yanında geceleri hep o sarılacak hatta beni kıskanacak ayda bir de olsa arasan kızacak adet yerini bulsun diye o da "anne" diyecek ama hiç bilmeyecek "saçlarının ne çabuk uzadığını dizlerinin günde kaç kez kanadığını bilyeler cebinde kirli ellerinle kaç kez ağladığını.. yudumlarken çayını kendi kendine güldüğünü evden çıkarken güle güle dediğini; misafirden köşe bucak kaçtığını ve elmalı pastayı çok sevdiğini.."
SEN sevmek acıların en büyüğü olsa gerek. Ne dil yeter anlatmaya ne göz kıyar bakmaya ne ellerim dayanır dokunmaya ne kollarım uzanır sarmaya ömür yeter mi? bir sen daha bulmaya..
birtaneme; birtaneme; Seni düşünürken gözyaşı dökmek yaşanabilecek en büyük mutluluk demek ; sanma ki, gözlerim sana baktıkça bıkacak , ölsem de ruhum seninle kalacak ...
Gelincik İlk gelinciği çocukluğumda gördüm Rüzgarla salınan nazlı birer periydiler Koşarak varınca yanlarına kopup dağılıverdiler İlk gelinciği çocukluğumda gördüm Yeşillikler arasında nadir birer çiçektiler İnce kırmızı yaprakları,dudakların gibiydiler İlk gelinciği çocukluğumda gördüm Yaşanmayan aşkın yüceliğini öğrendim Dokunmadan sevmeyi,hasretliği; onlar öğretiverdiler
babaya mektup iskambil kağıtlarına koyardın parktan topladığım taşları , arkadaşların takılırdı çoğu zaman,, çağırmak için gelmeye seni hatırlamaya çalıştım; zihnimi zorladım hatıralardan; kızdığın, dövdüğün anlardan başka; aldığın ilk mısırı yerken yanıma gelip neden paylaşmadığımı sordun oysa babalar mısır yemezdi,korkmaz ağlamazdı kahkalarla gülmez,gülümsemezdi; onlar hep ayakta durur yıkılmazdı... ben askerken yıkıldın ilk kez, büyük bir gürültü ile firar edip koştuğum dar koridorlarda alnında koca bir morlukla gülümseyerek karşıladın beni, geleceğime inanmasan da bekledin ... aramayı düşündüm ; aklımdasın hep ağır işiten kulaklarını hesaba katınca vazgeçiyorum , sonunda dayanamadın sen aradın, uykulu gözlerimle,anlaşılmaz sesimle konuşmaya çalıştın ... bu kez kelimeler bir kere çıktı dudaklarımdan artık işitebiliyordun, bağırmadan konuşabilirdik; ama gene kızgındın ne cevap verdim ki acep .? artık ararım seni düzelmiş kulakların derken; cevapsız kaldı çağrılarım ... rüzgarda savrulmasın dediğin iskambil kağıtları gibi savrulup gittin ani..
galiba "Küçük dünyamda emin olduğum, Varlığını bildiğim, tek gerçek yokluğun.." halaseviyorum galiba, halakıymetlisin galiba yaşlar akarken gözümden seni düşünüp; hala yazdığıma göre
Köpeğim, kuşum, kedim ve tavşanım Yağmur vurur da, boyaları dökülmüş tahta pencereme An be an sana kayar aklım. pencereden bakarım balkondaki çamaşırlara gelir mi acep beyaz yakalı gömleğinden hasret kaldığım kokun ? Her şey gariban. Köpeğim, kuşum, kedim ve tavşanım Düşmüşüm yollara,seni aramaya.
"sen"li soru cümleleri Anlayamıyorum yokluğunu, Artık geceleri "neden"; "nerde", "kiminle" demiyor; sadece, ağlıyorum anılar denizinde Ben de bir gün, unuturmuyum senin gibi? Neden bittiğini düşünüyorum ama Hiçbir şeyi bilmiyorum. Ama "sen"li soru cümlelerinden özellikle uzak duruyorum,
Aşk acısı Acın öfkeni geçtiğinde, Daha çok kanatır sevmek. Defterin üstüne damlar; aşk acısı üstüne siner Hangi hatıraya dokunsan, Masumluğu arşive çıkmıştır Ah sevgi ile akan hayat; Ah yıkıp giden acımasız kadın... Sigaram kırık camdan boşalır da, Zihnim bir yerde kayıptır. Bu kaçıncı gecedir beklediğim Elimde telefonla uyuduğum...
Çimler ve dans ben de sevdim zamanında , uzandım ıslak çimlere ben de bekledim sabahları, görmek için güzel gözleri,.. bizim de şarkımız oldu tüm çiftler gibi, dans ettik , ışıklar altında bir film kahramını gibi... şimdi bizi izleyenler birer birer göçtüler.. geriye resmimiz kaldı yadigar, hep sen sordun ya bana ; artık ben kendime sorarım " nasıl yaptım bunu sana?
Dinle ! karanlık satırlarımın aydınlık mısraları sana yazdığım bu sözcükler... Dinle ! sevgimin yüreğinden gelen çığlıkları hasretin tüterken burnumda gözlerimi çevirmek gözlerinden en büyük işkence.
karanlık satırlarımın aydınlık mısraları sana yazdığım bu sözcükler .Dinle sevgimin yüreğimden fışkıran lavları. Aşkımı dinle. Beni dinle. Üzgünüm hem de çok üzgünüm... Senden nefret eder gibi davrandığım için.... Üzgünüm sevgilim, seni uzaktan sevmek zorunda kaldığım için. Senin hasretin buram buram tüterken burnumda ; hiçbişey yokmuş gibi ; sanki seni tanımıyormuşum gibi görünmeye çalışmak ... nasılda rezalet bir duygudur ? .. Oysa seni sevdiğimi saklamazdım , yanından kaçmazdım .. Utanmazdım seni seviyorum demeye, kokunu içime çekmeye. Yüzümden hiç gülücük eksik olmazdı ; seni her gördüğümde. çocuklar gibi güldüğüm; Şimdi öyle mi sevdiğim? tüm bunları sana anlatmak varken; bu boş sayfalara anlatıyorum En mutlu anımda bile sen yanımda değilken... tuzu eksik yemek gibi ; Yanındakiler ne kadar da şanslı ... sarılıp yürüdüğün arkadaşların, annen, baban, kardeşin, Bir ben yokum yanında; istediğim halde olamayan ben
hasret yok yere küsme gönül yok yere çevirme gözlerini elinden gelen bu ancak küskün kalamazsın sen artık itiraf et.. delice sevdiğini; hatta , her aksam kokusuna hasret kaldığını..
SÖZ söz vermiştim kendime sevmememek için seni , öyle ya , sen kibirli kız... layık değilsin sevgime bu kez kanmayacaktım uzun kirpiklerine, ta ki durana kadar aniden önümde , bitti her şey dedim sen özür dileyene kadarmış meğer... bundandır her akşam önlüğünü koklayıp hasret gidermem sonra kendi kendime gülmem...
Dün dün seni gördüm uzaktan bekledım belkı bakarsın diye yıllar,yıllar geçti üstünden ben gene aynı ben , hep karşılaştığımız durakta yoksun artık daha kırlaşan saçları bükülmüş beli ve elinde iki parça eşyası ile baban var; kim bilir ne der, ne düşünür belki o da sevmiştir gençlikte, ama vazgeçmiştir... -benim gibi. neden mi? seni sevdiği için..
Babama Güneş güneş doğmaz evimize kışın ben ısıtırım altın saçlarımla bakınca insanlar yoktur sadece ayakları vardır ben insanları adımlarından tanırım hep aynı koku vardır duvarlarda karanlığın sefaletin açlığın kokusu anlatmak isterim çoğu kez kelimeler düğümlenir boğazımda hep seni görürüm rüyamda Kordonda kim bilir belki de Karşıyakada o zengin sarışın kollarında altında son model araba hep seni yazarım ben baba ben konuşmayı bilmeyen altın saçlı oğlun hayatında en büyük hatan senin özürlü çoçuğun; dimdik ayakta kaçmakla unutacağını sandığın ama kalbinde en uç köşede hep varım var olacağım...
kiminin haberi bile olmadı varlığımdan; kimi evini açtı ; ama neylersin ; kader kısmet oyunu biraz işte.... belki bundandır - ölümü özlemem ; sevecek kimsem kalmadıktan sonra, ve içecek aşkın yoksa ... neye yaşarsın dünyada
Cennet artık resmını cızebılıyorum cennetın üzerinde ipek pijaman var,uyku mahrruru gözlerin giyinip koşturarak işe gitmek yerine fırçalayıp dişlerimizi,yeniden giriyoruz yatağa aklımdaki soruları anlatırken uslu çocuklar gibi dinleyip , gözlerinin güzelliğini izliyorum... kısa sohbetlerimizde adı geçen ; sıkıcı yazarların kitaplarını okuyup tembel tembel esniyoruz;karışırken nefeslerimiz.
ilk günleri ayrılığın,yeni yüzler,yeni gülüşler iki günde incelediğim; uzun uzun baktığım gözler içimi titretmeyen bakışlar... sınıfta kalan çocuk gibiyim, özledim seni ,gözlerimle konusmayı..
gelinlik sizin de sevdiğinizin elini tutan oldu mu? beyaz gelinlikli resmine bakıp isyan ettiniz mi zamana kollarımı hissetmiyorum kaldıracak dermanım yok. kirpiklerin boşa bakar ... delecek yer yok ...
Aşkıma mektup .Dinle sevgimin yüreğimden fışkıran lavları. Aşkımı dinle. Beni dinle. Üzgünüm hem de çok üzgünüm... Senden nefret eder gibi davrandığım için.... Üzgünüm sevgilim, seni uzaktan sevmek zorunda kaldığım için. Senin hasretin buram buram tüterken burnumda ; hiçbirşey yokmuş gibi ; sanki seni tanımıyormuşum gibi görünmeye çalışmak ... nasılda rezalet bir duygudur ? .. Oysa seni sevdiğimi saklamazdım , yanından kaçmazdım .. Utanmazdım seni seviyorum demeye, kokunu içime çekmeye. Yüzümden hiç gülücük eksik olmazdı ; seni her gördüğümde. Yanındakiler ne kadar da şanslı ... sarılıp yürüdüğün arkadaşların, annen, baban.
bugün aşık olmam lazım damdan düşer gibi bugün aşık olmam lazım unutmak için seni;beklemediğim bir anda umarsızca.. bugün aşık olmam lazım tutkulu mektuplar yazmalıyım,defterine koyduğum gibi.. bugün aşık olmam lazım hasretle çekmeliyim kokunu ;ürkek bir hırsız gibi...
15 sene "Haydi abbas, vakit tamam; Akşam diyordun işte oldu akşam. Kur bakalım çilingir soframızı; Dinsin artık bu kalp ağrısı. Şu ağacın gölgesinde olsun; Tam kenarında havuzun. Aya haber Sal çıksın bu gece; Görünsün şöyle gönlümce. Bas kırbacı sihirli seccadeye, Göster hükmettiğini mesafeye Ve zamana. Katıp tozu dumanı, Var git, Böyle ferman etti Cahit, Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan; Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan." C.SITKI TARANCI Dile kolay on bes sene olmuş,az mı? zalim zaman sana da acımamış belli, hayat dolu bakışların gür saçların yerini yorgun gözler almış zaman akmış su gibi, sana da acımamış belli; annemin dirsekleri gibi olmuş seninkilerde hani hep yaşı belli eder ya .. gene karşımdasın işte, gene bir sıra arkandayım ah o günlerimiz,kavgalarımız, şimdi sesini duydum işte; kim derdi ki bunca yıl sonra?
herbirinizi inceledim yeniden,ilk kez görmüşüm gibi
kimine nesini sevmişim dedim hala çok güzel dedim ötekine.., defalarca öptüğüm burun ucuna baktım ve yanında oturan küçük kızına; üç buçuk saat sabahın... bir sinek var gürültülü,hareketli fırsat kollasamda öldürmek için ; duraksız devam ediyor tepemd e monoton sesi ile tek başına kesikli şekiller çizmeye herbirinizi tek tek inceliyorum dikkatli, boncuk boncuk ter damlaları birikti alnımda ve ne cok yaşlanmışım bu sıcak odada tek tek inceliyorum hepinizi... kızlarınızı ve oğullarınızı... ı bir aile yemeğinin ortasında aniden gelip sevmek istiyorum sen güzel çocuk,gözlerin tıpkı annenin gözleri.. ve sen yakışıklı oğlan yanakların annen gibi kırmızı ve ben tek tek inceliyorum hepinizi yanağınızdaki beni yada kaşlarınızı saat üç buçuk ve ben tepemdeki gürültülü sinek gibi hatıralarla çiziyorum gökyüzüne garip şekilleri..
kIRMIZI 20 lira delikanlı adama yakışmaz ağlamak ilk kez bu kadar büyük param olmuştu tam otuzbeş sene evvel .. kırmızı renkli dikdörtgeni uzun.. babamın verdiği harçlıklardan büyüktü öyle hızla koştum ki köşedeki bakkala bana tüm balonları ,renkli şekerli düdükleri ve en acılı torbadaki dövülmüş leblebi tozlarını ver dedim kim bilir o asık suratlı adam tüm paranın karşılığı kadar verdi mi ? bilmem de ,o yol bana uzun gelmişti ; koştukça uzadı sanki.. delikanlı adama yakışmaz ağlamak uluorta yerde ; ama birden bakınca resmini; o zaman ANLIYORUM bittiğini... gurbettte herkesi hayatta sanıyorsun gidince hep göreceğim diyorsun , onlar doğduğun yerde; doğduğun sokaktalar, gene bana o kırmızı paradan verecek amcam sanıyorsun heyhat!! 40 yasındaSIN VE YARIN AMCAN TOPRAGA KAVUSACAK... MEKANIN CENNET OLSUN!
uzun soguk bır korıdor kapıda beklıyor unıformalılar bu k<acınkı kez anlattıgım oyku en bastan anlat dedı hakıme hanım sen bakma yazdıgıma kulagım sende anlat rahatla öykünü anason dedım anoson sArkısıın söylerdık bırlıkte sonra ben yemekte hep on a bakardım gızlı gızlı sevgılısı bıcagı dayayınca bogazıma onun ıcın ölürmüsün dedı bılemezdım bır zaman sonra daavacı olacakmış benden..
artık anladım,gece nöbetlerine kalmamdan sessizliğin ortasında umutla umutsuzluk arasında dinlerken aşk şarkılarını,cevabını sabırla beklememden ve eski işyeriniinin civarında kasap kedisi gibi dolaşmamdan mutlu oluyorsun.
Eskişehir Kaç zamandir yoksun; Kaç şiirdir görüşemiyoruz Hatırlıyor musun ey cananım Saçlarımda yaramaz dokunuşların vardı Seni en çok rüzgarlarıma işledim Ne de çok yakışıyordum ikinize Bir yanım Eskişehir Sen ise kalanım...
son kez dönüyor teyp kasedi ağlamaklı sesi ile Kayahan abi diyor ki"Azat et beni" bir daha bak gitmeden gözlerime dönmeyeceksin biliyorum son defa seviş benimle hani,o çok sevdiğimiz şarkıyı söyle yeniden dökülsün yaşlar gözlerinden vur mührünü yüreğime girmesin senden başkası ağla ,solurken son sigaranı... 2001,Ocak-Eskişehir.
Sensiz Tasavvur edemediğim bir şey verdin bana seninle geçen her dakikanın ve her saniyenin sensiz geçen saatlerden daha uzun olduğunu kalın camlarının altında saklı deniz gözlerinin yeni bir dünya olduğunu öğrettın bir gun yorgun ayaklarını uzatıp;ağarmış saçlarını savururken hatırlayacak mısın ? Mümkün olacağını hayal bile edemeyeceğim gibi sevdim seni İlk bahara nasıl girilirse ölmüş toprak nasıl dirilirse öyle girdin kalbime ani ve tutarsızca ne öfke ne pişmanlık duyuyorum yaşattıklarının bir ismi olmalı o büyülü anların -senin ölümsüzlüğünden doğan anlar! sen olmasan da yalnız olmayacağım asla ...
Derin Mavi yaşımı unutuyorum seni görünce gençliğime dönüyorum, utanıp kızarırken yanaklarım hiç çekinmeden etrafında geziyorum evimi unutuyorum seni görünce yakından görmek için seni yolumu değiştiriyorum, kırk yaşın ağırlığı kalkıyor üzerimden kendimi unutuyorum seni görünce kayboluyorum derin mavi gözlerinde
yosun yeşili soyadının ne kadar uzun olduğunu düşünürdüm üşenirdim okurken kısaltmak için yollar arardım volta atarken sınıfta ,en arkada başka bir dünyada düşünceleri ile başbaşa kalmış yosun yeşili gözlerini ilk o zaman görmüştüm
eski sevgilim hiç yaşlanmasa ilk sevgilin gözlerinde kırışıklar olmasa gençlik şarkıların hep taze kalsa ve kucağında o tatlı kız çocuğu olmasa heyhat akıp gider zaman ne sana ne bana acımadan sıcak sobalı evlerimiz mazi olmuştur ve sabahın ilk ışığında savrulan külleri
75-M ne çok özlemiştim belediye otobüslerini,kalabalığını binmeden önce soğukta beklenilen uzun kuyruğu hastane çıkışında seninle beraber bakıyordum etrafıma; çatlamış yumurtasından çıkan ve uyku mahmuru gözlerini açan kuş misali... kolay değil! aylardır kışlada kapanmıştım dünyaya hasrettim sana;hasrettim tenine seviştik sabahakadar ve sen gecenin köründe konuştun eski patronunla aklımdan hiç çıkmadı kimdi ne kadar ilgiliydi sonra beni saklardın babandan evin gizli odalarına... gün ışırken çıkardım yola,sabah kızıllığında ulaşırdım zeytinburnuna dolambaçlı yollardan geçip ;büyük bir çukurun ortasında,başlardım ders anlatmaya senin için gelmiştim buraya, senin için tramvay kuyruklarında bekler kalabalık alt geçitlerde korsan kitaplara bakardım eski bir demir yığınına biner kimse ile konuşmadan sirkeciye giderdim bekarlık sultanlıktır derler ya,işte en mutlu bendim eminönünde bol soğanlı ekmeğimi ısırırken, çöp tenekelerinden savrulurken kağıtlar, karanlık basmıştı kağıthaneye ve sen beni yolcu edecektin ; işte o zaman hissettim hani birden aklına gelir anlarsın ; zamanım gelmişti; son kez baktın bana 75-M'den Şehreminide seni yolcu ederken yitirdi gözlerim kırmızı tramvaya binip tünele indiğimiz , ve elele karlı sokaklarında yürüdüğümüz günlerin sonu gelmişti kimbilir yine yenikapı sahilinde o büyük taş yığınlarının ardında iki damla gözyaşı süzülüyordur yanaklarından ve beni anıyorsundur ben ise işten gelen yorgun avuçlarımla kalemi alıp seni yazıyorumdur. Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1048828/75-m.html son Sigaran bir daha bak gitmeden gözlerime dönmeyeceksin biliyorum son defa seviş benimle hani,o çok sevdiğimiz şarkıyı söyle yeniden dökülsün yaşlar gözlerinden vur mührünü yüreğime girmesin senden başkası ağla ,solurken son sigaranı.. Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1054681/son-sigaran.html eski sevgilerim "kapıları kapanmayan bir banliyö treniyim ve durağında bir genç; boynunda kabartmalı haç, ve keşmekeşinde şehrin ; bir nefes alacağın Eminönü martıları ile yıkık surların ardından eşsiz maviliklere kavuşacağın yer son durağım..." -eski sevgilerimgecenin sessizliğinde birer birer düşersiniz aklıma bilet kuyruğundaki yolcular gibisinizdir kiminin siyah gözleri kiminin zarif elleri bazısının çılgın gülümsemesi hepiniz farklı vagonlardasınız cam kenarında derin düşünceler içinde kendi kendine gülen ve koridorda tek başına bağıran işportacıyı boş gözlerle izleyen ağır ağır dönen demir tekerlekler ve gıcırdayan kapılar bu unutulmuş hatta hepiniz suskun ve tekli koltuklarda oturan, düşünceleri ile baş başa kalıp; koridorda bağıran işportacıyı duymayan belki aşkı belki kainatı düşünen yolcularsınız sizler eski sevgilerim Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1055073/eski-sevgilerim.html kısa pantolon büyüdük ve veda ettik kısa pantolona veda ettik saflığa,dürüstlüğe ; çocukluk demiş bir yazar "biriktirmemektir" oysa ben hep biriktirdim aşklarımı acılarımı ve ardına bakmadan gidenleri kırmızı yanaklarımdan usulca süzülen yaşları büyüdük ve veda ettik kısa pantolona; veda ettık; uzun uzun bakıp aynaya gülümsemeye hesapsız yaşayıp tertemiz yatağa girmeye ve de kapısı önünde saklambaç oynadığımız eski konağa... Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1057063/kisa-pantolon.html eski sevgilerim gece uyanıp portakal soyardık, nefeslerimiz karışırken tazelik olsun diye dokunmadan severdik güzellikler ilk gecemize kalsın diye her buluştuğumuzda koşarak annene giderdik yalnız kalmasın diye şimdi gece uyanıp sessizce resmine bakıyorum gizli hayat arkadaşım görmesin diye. Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1061581/eski-sevgilerim.html Var mı ötesi? güzelliklere uzaktan bakmaya yazgılıyız artık! Güneş batmış, lekeli ışıklarla boyamış ormanı yamaçta beş katlı ,merdivenleri sidik kokan bir evdi Kapıya çıkıp karşılardın beni ;o her vakit incelikli sevincinle İpek yumuşaklığında deniz gözlerinin,iyilik dolu bakışlarından öte güzelden öte,ermiş gibiydin sen,ya da pamuk prensestin masa hazırdı,günleri sayardım sana ders vermek için pazartesi,perşembe, cuma,ve sevinerek bakıyordum herşeye İkinci gunun aksamıı dayanamadım çevirdim telefonu bugun senı görmedim ya fatmam yıl gibi geldi yok olmayacak bu böyle gel evlen benimle saatler geçtikçe hiçbir sey yapmadan dolanıp durdum balkondan salona İki gundur aklımdasın,herhalde ikinci çocuğuna hamilesin guzellıklere uzaktan bakmaya yazgılıyım dedim ya, kapında duran ayakkabını kokladım hasret gidermek için gözlerimi kapatıp düş kuruyorum şimdi ben senle yaşıtım hem de bekar Denıze karartılı sulardakı ışıklı teknelere bakarak yürüyoruz Akıllı olacaksın değil mi Necip?Elimi uluorta tutup Buyuk riskler aldırmayacaksın bana geçerden karşıya Pek konuşmadan ağır ağır yürüdük "sizi seviyorum " dedin ya VAr mı ötesi? Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1110180/var-mi-otesi.html memur O kadar memurum ki; sevgilimin doğum günü dahi ayın onbeşi. Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1117241/memur.html teselli ellerini hiç tutmadım , bakmadım gözlerine derin hülyalara dalıp şiirler yazmadım sana yıllar geçti seni tanıyalı yaşlandım, kıvırcık saçların düzleşmiş, çizgiler sanki ufukta tramvay durağında soluksuz içerken sigaranı ve isyankar gecemde sana bakarken gülüşündür tek tesellim Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1117395/teselli.html Şırınga(beyaz ceketli üç adam) amansız bır düşmanım var ,nasıl bırı olduğunu bılmıyorum nerede nasıl yasar sabahları odun ateşinde közlenmiiş biber sever mi ?_ Tam şu anda ben yazarken bu satırları yüz yüze gelirsek eğer bir içgüdünün benı uyaracağına inanıyorum,şüphe ile bakıyorum hayata Guveneceğim bır can yok,hangı hareketım bu ınsafsız işkenceye yol açar ki? Belkı düşmanımın bana acıyacağını dusunursunuz yada benı azad edeceğini Ama hayır!Biliyorum ki hiç affetmeyecek beni,muhtemelen gece gelecek ne tabancalar ne kelepçeler olacak her sey sessiz,sakin... Beyaz ceketli üç adam ve bırınde şırınga ,işte bu olacak bana Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1117892/siringa-beyaz-ceketli-uc-adam.html sessizlik sessizliğini seviyorum benımkıne benziyor sessizliğimden sıkıntı duymayan tek varlık sensın ateşli bir suskunluğun var ,insan od ile dolu olduğunu hissedebiliyor içinden yeryuzunun gızlı seslerının işitildiği bır kaynağın uzerıne açılan kapak gıbı canlı bır sessizlik senınkısı Kıpırtılı sessızlığın konuşmak ıstıyor benımle biliyorum, sevinçten ağlamak ıstıyorum,sen sıcaklıksın ben soğukluğum sen esneksın ,ben sertım, en korktuğum benliğimin yarısının yok olması sessizliğini seviyorum benımkıne benziyor herkes konuşuyor etrafımızda yalnız bız sessiz sakin, bakıyoruz bırbırımıze göz bebeklerımız değerken bırbırıne aşkı haykırıyor her sanıye... Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1118048/sessizlik.html Umut Tam umudunu kestiği m an kitaplardan Seni tanıdım o an Abasıyanık,Sait faik Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1136347/umut.html Aynı turku Hayat ne tuhaf sevgilim Sensiz geceler boyu süzülürken damlalar Şimdi ise seni izliyorum,yanımdasın Dışarda yağmur yağıyor ve ben elimde kitabım Aynı türküyü dinliyorum Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1154494/ayni-turku.html İki buçuk derece miyop "Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor sende seyrediyorum denizlerin en mavisini" Cahit sıtkının aşk şiirini ekledim mektubuma gözlüğünün camından tahtada ders anlatan hocaya baktım iki buçuk derece miyoptu gözlerin ve bembeyazdı dişlerin güldüğün zaman kocamandı dişlerin sarkmıştı kulak memelerin pamuk ellerin ne kadar beyaz ne kadar kahverengiydi saçların mektubumun ince zarfının altında postacı amca, okumuştu o iki sihirli kelimeyi ve bu nedenledir ki kızmıştın bana kenarı hasret kokan sayfalara yazdım gecelerce "Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini" Yaradan acıdı bana seni çıkardı karşıma; kalabalık bir sokakta... ağır poşetlerden taze soğanlar sarkıyordu ve ton ton teyzeler dönüyordu pazardan sırtı bana dönüktü askerin o tombul teyzenin arkasında seninle el ele emirlerini bekliyordu o üniformalı asker ve iki buçuk derece miyop gözlerine bakarken gözlerinin içi gülüyordu. Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1168575/iki-bucuk-derece-miyop.html Günaydın ilk aşkım Bugün farklı başladım güne Kahvaltı yapmadım mesela Onun yerine felsefe yaptım biraz Yaşam dolu insanlara bakıp İç çektim usulca Aldım kalemi elime Sonunu düşünmeden Yazdım Ayşe'ye Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1172544/gunaydin-ilk-askim.html Trenli şiir Sen hayalimdeki kadın değilsin Onu başka hikaye de anlatacağım Alev Alev yanıyor ince parmakların Bir çocuğun hayatından geçen trensin Raylarına gazoz kapakları koyduğum Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1174900/trenli-siir.html Desem ki; ilk gençliğim seni izlemekle geçti ellerini,gülüşünü,yüzündeki sivilcelerin koordinatlarını öğretmen sana aşık olduğumu duyurunca sınıfa gülümsemiştin ya... İkinci gençliğim seni aramakla geçti sana yazmakla geçti,, "desem ki;vakitlerden bir nisan akşamı "deyip aldım kalemi elime; "kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini " nasıl da anlatırdım annene benimkisinin kara sevda olduğunu... son gençliğim seni aramakla geçiyor hep ismini yazıyorum,bir umutla ekrana bakıyorum baba olunca unuturum sanmıştım oysa hala ibrahim erkal dinleyip bir sana yandım diyorum Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1239939/desem-ki.html kirli dikiz aynası başını omzuma yaslayıp belediye otobüsünün kirli dikiz aynasındaki yansımamıza bakarken gülerdin sen eski sevgilim, "ne güzel bak baba kız olduk "derdin, her gün eşyalarımı toplar terk ederdin ve her gün kısa sarı saçlarını okşayınca dönerdin bana sen eski sevgilim, ve ben kokundan uzak on beş yıl sonra ilk kez ağladım senden ayrıldığım için ... Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1305091/kirli-dikiz-aynasi.html 75m ne çok özlemiştim belediye otobüslerini,kalabalığını; binmeden önce soğukta beklenilen uzun kuyruğu hastane çıkışında seninle beraber bakıyordum etrafıma; çatlamış yumurtasından çıkan ve uyku mahmuru gözlerini açan kuş misali... kolay değil! aylardır kışlada kapanmıştım dünyaya hasrettim sana;hasrettim tenine seviştik sabahakadar ve sen gecenin köründe konuştun eski patronunla aklımdan hiç çıkmadı kimdi ne kadar ilgiliydi sonra beni saklardın babandan evin gizli odalarına... gün ışırken çıkardım yola,sabah kızıllığında ulaşırdım zeytinburnuna dolambaçlı yollardan geçip ;büyük bir çukurun ortasında,başlardım ders anlatmaya senin için gelmiştim buraya, senin için tramvay kuyruklarında bekler kalabalık alt geçitlerde korsan kitaplara bakardım eski bir demir yığınına biner kimse ile konuşmadan sirkeciye giderdim bekarlık sultanlıktır derler ya,işte en mutlu bendim eminönünde bol soğanlı ekmeğimi ısırırken, çöp tenekelerinden savrulurken kağıtlar, karanlık basmıştı kağıthaneye ve sen beni yolcu edecektin ; işte o zaman hissettim hani birden aklına gelir anlarsın ; zamanım gelmişti; son kez baktın bana 75-M'den Şehreminide seni yolcu ederken yitirdi gözlerim kırmızı tramvaya binip tünele indiğimiz , ve elele karlı sokaklarında yürüdüğümüz günlerin sonu gelmişti kimbilir yine yenikapı sahilinde o büyük taş yığınlarının ardında iki damla gözyaşı süzülüyordur yanaklarından ve beni anıyorsundur ben ise işten gelen yorgun avuçlarımla kalemi alıp seni yazıyorumdur Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1305199/75m.html intihar Zalimdi bitişimiz;erken bir mahpusluk iner Kaç şehir, kaç bahar tazelendi,Semaverde terleyen çay yalnızlığı Ve bende büyüyen yaşam soğukluğu Biliyor musun ey cananım;Yokluğunun adı yok koynumda sana sayıklanan sözlerim, Evet uçurumların bir manası olmalı İntihar titremeleri dökülürken ellerinden... Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1307503/intihar.html huzurevi Son demleri gibi ömrün son nefeslerimi çekiyorum uzakta uluma sesleri Bitti Bitiyor sigaram; Kalan Üç Beş Kişiyiz loş salonda haberlere bakan Kahkalarımızla belki Azraile meydan okuyan ; Bi Küçük Tebessümle ; hayata ve gençliğe yitik zamana göz kırpan... Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1307722/huzurevi.html aysel gürel-bakire aşklar Bir eski resim duvarda Belki Beti belki Pola Markiz'de oturmuş sakin Seyrediyor zamanı gözlerinde tozlarla Günlerden güz mevsim sepya Bir tüy kalemle çizilmiş bekler Bir hayat daha olmalı der gibi Kahverengi tonlarda uykularda Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap Bu şarkıyla gönlüm ne harap Al al olmuş gül yanaklarınız Bu mahçup nazlı bu eda bu hal Bir mısra gibi ağzınız Dillenmemiş dinlenmemiş bakire aşklarda İstanbul hatırası, Bir yerinde altın yaldızlı tarih ve yazı aysel gürel bu güzel şiiri onun anısına paylaşmak istedim,Allah rahmet eylesin. Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1320411/aysel-gurel-bakire-asklar.html anneme "her zaman oldugu gibi doktor kardeşime nazlandıgını yada babamı kıskandığını sanmıştım bu sefer şaka değilmiş, hastalığın kaybetmenin ve ihanetin acısını hep seninle paylaştım ayten beni terk ettiğinde yada dilek elveda dediğinde sen sildin gözyaşlarımı sen sarıldın bana mutfakta ve sen kızdın ;çocuğumu üzdüğüm zaman hiç ölmeyeceğini sanmıştım ..." -annneme- ve tüm annelere Erken kalkardın tezek kokardı ellerin bazen de soğan başka bir kadın dedin başka bir kadın bakacak sana geldi zamanın uçmalısın artık yuvadan her sabah külleri çekip sobadan tenekeye koymadan güzel uykulardan uyanıp okula gitmeyeceksin artık ben olmayacağım yanında geceleri hep o sarılacak hatta beni kıskanacak ayda bir de olsa arasan kızacak adet yerini bulsun diye o da "anne" diyecek ama hiç bilmeyecek "saçlarının ne çabuk uzadığını dizlerinin günde kaç kez kanadığını bilyeler cebinde kirli ellerinle kaç kez ağladığını.. yudumlarken çayını kendi kendine güldüğünü evden çıkarken güle güle dediğini; misafirden köşe bucak kaçtığını ve elmalı pastayı çok sevdiğini.." Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1321767/anneme.html altı ağustos geniş bahçemizde küçük tüpün önünde bana verdiğin ayakları yakardım bana ilk sarılışın kaybettiğim andı ocakta kaynayan süte ekmek bandırıp gözyaşlarım akmaya başladı ürkekçe kimsenin suçu yok,ben suçluyum anne! bana ilk nasihatın tayin beklediğim zamandı zaman ilacıdır her şeyin, sabır ise bir nimettir beş ağustosa kadar çocuk olan ben altı ağustosda büyüdüm anne Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1323461/alti-agustos.html anneme "her zaman oldugu gibi doktor kardeşime nazlandıgını yada babamı kıskandığını sanmıştım bu sefer şaka değilmiş, hastalığın kaybetmenin ve ihanetin acısını hep seninle paylaştım ayten beni terk ettiğinde yada dilek elveda dediğinde sen sildin gözyaşlarımı sen sarıldın bana mutfakta ve sen kızdın ;çocuğumu üzdüğüm zaman hiç ölmeyeceğini sanmıştım ..." -anneme- ve tüm annelere Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1323584/anneme.html Anı bahçesinde kök salan çınardır ayrılık Hasretliği düşünüyorum Tek söz söylemeden ardına bakmadan ; yavaş yavaş uzaklaşanları Bitmiş aşkları düşünüyorum İstemeden Ya da isteyerek terk edenleri ve yıllar sonra çökmüş bakışlarla karşıma çıkanları ... Akıl bahçesinde kök salan ulu bir çınardır ayrılık Sökemezsin köklerini; en derinlerde usulca tutunurda sen bilemezsin; Ayrılıkları düşünüyorum seni,terkettiğin günü ve o yağmurlu akşam üzeri elinden tuttuğun küçük kızını. Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1323959/ani-bahcesinde-kok-salan-cinardir-ayrilik.html 1:58 saat bir ellisekiz ; seni bekliyorum, anlıyorum ... en büyük nimet sessizlikmiş;ve de yanlızlık kendimle küser; kendimle barışırım kapalı bir kutudur benim dünyam sen biraz aralasan da kapıdan korktun belki döndün ilk adımdan saat bir elli sekiz ; seni bekliyorum kızıp küfretmene bile hasretim en talı uykulardan uzak garip şairler gibiyim,kelimeleri ölçüp biçiyorum saat bir elli sekiz ve ben seni özlüyorum... Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1324601/1-58.html plastik su kabım Ne zaman sevmeye kalksam çapkın bir gülüş dağıtırım Bahara uyanan mağaramdaki çocuk Korkmayan saflıkla verir tüm ruhunu. Dalgalarda çığırtkan martıları andırır ; Ürkmezliği esintilerde baş kaldırır, Ve terk eder limanları. Parçalara bölünür yamalı yüreğim. Ne zaman sevmeye kalksam Kaç zamandır üşümemiş bekleyişlerim titremeye başlar ve ben yürürüm; kimsenin kimseyi beklemedigi sahillere ; ne zaman sevmeye kalksam çocukluğuma dönerim; siyah önlüğüm,plastik su kabımla okul kapısında gelmeni beklerim. Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1324752/plastik-su-kabim.html Beni hiç tanımadın Beni hiç tanımadın Ne şimdi ne dün Ümitsiz bekleyisimi Kaderimin acısını Hayallerimi yaşamadın Beni hiç tanımadın Soğukluğunu,hoşnutsuzlugunu En karanlık ruh hallerinde Yaşamayı sen öğrettin bana! Senin için hiç olduğumu bilemedim Beni hiç tanımadın Yüksek duvarlar ördün aramıza Uzun mektuplar yazdım sana Aşk şiirleri ezberleyip Defterine kırmızı güller bıraktım Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1334126/beni-hic-tanimadin.html Murat Nergis çiçeği koklayan bir sevgilim oldu Tesadüf bu ya ,sen de severmişsin Yeni öğrendim Bir yabancı gibi yürürken yanında Nazikçe eteğini yukarı kaldırman var ya! Ah unutamam o zarifligini Sen de benim gibi yıllar geçse de Rakı masasında ilk aşkın Murat'ı Hayal et Budur tek dileğim yaradandan Kalın camlı gözlüklerimden bakarken Bulanık resmine Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1336913/murat.html oğluma askerler nasıl da vuruyor ayaklarını yere Rap Rap Rap! Yıllar geçecek ve sessizce çıkacak ruhumuz şu köhne bedenden nasıl doluyor yaşamak arzusu içime birden oysa ki yüzlerimiz, yazdığımız kitaplar ve yaşadığımız aşklar hepsi birer birer unutulacak... Ah tanrım! o hala yakınımda hissediyorum askerler nasıl da vuruyor ayaklarını yere Rap Rap Rap! fakirliğim acılarım ve hastalığım oğlumun sevinci olacak Minnetle hayır duası ile anacak beni askerler nasıl da vuruyor ayaklarını yere Rap Rap Rap! ve ben usulca çıkıp kışladan Koşacağım ter içinde kollarina oğlumun Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1342949/ogluma.html mendil bir garip sevinç var içimde okul yıllarına dönmüşüm gibi sen , en ön sırada mendil elinde ve ben hep bir adım arkanda Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1343423/mendil.html Gökben Arkadaşlarım birer birer mezun olup Gidince sıcak sobalı baba ocağına Yalnızlığımı paylaşmak istedim, Ayaz gecede porsuk kenarında Kağıt kalem elimde yazarken sana Etrafta liseli sevgililer Merakla baktı bana O yıllardan tek soru kaldı aklımda Terk ederken soğuk lojmanı O sararmış kağıdı, tozlu masada mi bıraktın? Senden sonra atanan genç öğretmen "Ne büyük aşkla seçilmiş sin sen GÖKBEN diye Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1346414/gokben.html Gökbeni sevenler kulübü Hayatta hiçbir yere uyamadim Ne topluma,ne de kaderin reva gördüğü sınıfa Kuzenlerim oyuna almadı Sokakta dolaşan bisikletli çetelere giremedim top oynarken hep kalede kaldım Senin ödevlerini hazırlayıp ürkerek masana koydum Sonra seni gözledim ödevi çantana koydun mu diye Tek bir yere ait olabildim ben, Gökbeni sevenler kulübüne Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1354415/gokbeni-sevenler-kulubu.html Aşk filmi bir mutluluktur ümitsiz sevmek; gözyaşlarını içmekten duyduğum zevki, hangi kadın verebilir? kabul ediyorum benim için ızdırapları icap ettirecek olan bu mukaveleyi sana nefsimi veriyorum, zihnimde hiç bir hesap yok defterine aşkımı ilan ederken, teslim oluyorum. sen ne olmamı istersen ben o olurum ve seni davet ettiğim aşk filminde kapılar kapanana kadar hep seni beklerim! Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1354917/ask-filmi.html biberon derler ki, son nefesinde insanın tanıdıkları gelirmiş ölen eskiden, ben de senin gelmeni isterim almak için beni, yine kenarı kırık masada karalarken defterimi sen de karşımda ol, biberonun elinde... Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1364652/biberon.html kirli sarı her ayrılıktan sonra ağlarım ben sadece senin yokluğunda yıkılmadım alıştım teninin kokusu olmadan uyumaya... çabuk unutmak için seni , girip dünya evine karıştım çoluk çocuğa.. sonra hep koştum ,hep koştum, hayat yamacında, yıllar sonra bir gün düşüverdi yolum sokağına dökülmüş sıvalarına baktım duvarların , eskisi gibi parlak değil artık, kirli sarı odamız Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1364844/kirli-sari.html Yaz okulunun ilk günü Çok zaman önce mutlu hissettiğim serinlemiş havada güvercin sesleri Yaz okulunun ilk günü Yanıma oturup gulumsedigin saatteyim Simitcilerin bagrislari Donemeclerde körüklü otobüslerin gicirtisi Mahmur yazın mutluluğu Med cezir gibi doldu içime Hatırımı sormustun kolay mı? Bulutsuz yaz gecesi yürüdüğüm yollar Sınıfın ön sırasına götürdü beni Yine yanıma oturup gülümsemeni bekledim İlk ben geldim okula Bir yabancı gibi arka sıraya geçerken sen Karanlık bir soluk yükseldi birden Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1365822/yaz-okulunun-ilk-gunu.html Sarmaşıklar Müthiş bir istisnadır Arz serüveninde sevi dolu hayat Yarınları olsa da sevinçlerin Izdırap olur uyanmak Varınca akıl çağına Sevmek; taracanin ayağına kadar uzayıp Gün görmeden solan sarmaşıktır Ah , Rahmetli annemin sarmaşıkları! Ne vakit tek kalsam evde Masadaki telefonun dantelini kaldırıp Duyunca sesini kapatırım hemen sır ortağım onlar Teneke kutudaki sarmaşıklar.. Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1368665/sarmasiklar.html yenikapı Günün tüm yorgunluğu üzerimde Zerrinden ayrıldıktan sonra yada onu hayallerle avutup; günlük kavgamızın bitiminde kenarlarında iri taşlar yüksek kayalar parlayan yakamozlarla uzakta birer birer yanar ışıklar karanlık denizde yalnızdır onlar Şu koca İstanbul'da benim yalnızlığım gibi Dalgalar deniz kokusu getirir burnuma Yenikapı parkında karışır kokoreç kokusuna Sabahları daha canlı cıvıl cıvıldır her yer Çimenler üzerinde mangal yapar doğulular Beyaz donlu kara tenli çocuklar atlar birer birer kayalardan neşe içinde yüzerler, yosunlu, lağım kokan sularda Kimi zaman polis gelir ardından anonsu: "Çıkın lan sudan!" Onlar deniz görmedi ki; Yenikapı'nın kara suları cennetten bir köşedir çabuk biter hayalleri bir kovalamaca başlar kalın sesli travestiler piyasaya çıkar Aksaray'da bazen sahile kadar inerler yalnızlığımı paylaşırlar fark etmeden; koşmak isterim kıyı boyunca temiz denizlere uzaklara, şimdi denize hasretim Köprülere, camilere, yosun kokusuna, midye tavaya; Ortaköy meydandaki güzel kızlara; elbet bir gün dönerim geri sen ey Şehirler sultanı yine izlerim yakamozları... 12-04-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1371825/yenikapi.html küba Gelirsen Bahar gelir Gökkuşağı gibi renk renk çiçekler açar gönlümde Gelirsen sema daha bir mavi olur Güneş daha bir güzel doğar yıldızlar ile ay geceyi süsler Ve güzelleşir gece Sen gelirsen eğer Gelirsen Soluksuz kurduğum düşlerim Can bulur kendine hayatta Hayallerim gerçeğe döner Ve umut dolar içime Sen gelirsen eğer Gelirsen Küba'ya doğru yola çıkarım Şarkılar söylerim sokaklarda Bisiklete binmek daha büyük bir haz verir Ve ekşi olan şarabım daha tatlı olur Gelirsen Daha da güzelleşir hayat Gelirsen aşk olur mutluluk olur sevgi olur Ve çöle dönmüş kalbim çiçeğe bürünür Sen gelirsen eğer 15-05-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1371998/kuba.html imkansız aşklar listesi Yaşlar aktı gözümden İlkbahar yağmurları gibi Hülyalara daldım, uyumak istedim Sonsuza kadar uyumak Unutmak istedim seni Bir boşluktayım şimdi Her şey anlamsız, Oysa; temiz bir sayfa açmalıyım Hayata, aşık olmalıyım mesela Sönmeli içimde ateş Çık artık gecemden, gündüzümden Kuru ekmek soğanla geçen Fakir evimden, Kıvrımlarından birinde beynimin; Ararsan yeteri kadar, bulacaksın; Yanık tenli omuzumdan Sonsuza uğurlayacağım seni Adını yazacağım, imkansız aşklar listesinde son sırada alacaksın yerini. 30-04-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1372176/imkansiz-asklar-listesi.html renkler İlk farkına vardığımda Yeşil vardı üstünde çantan yeşil topuklu ayakkabılar yeşil Yani imkan olsa rujun dahi yeşil olacak Bir hafta sonra kazak pembe oje pembe, ruj pembe... Arada bir gün göremedim Yarın ne giyer dedim Sarılar içinde geldin Tatlı gülüşler saçtın yok geçim derdin Saçımı ne renge boyatsam dersin? E, Herkesin derdi başka Boşuna dememiş usta "Sen ciğercinin kedisi Ben sokak kedisi" Gün olur aç kalırız beraber Sen zayıflama, ben para uğruna Gün olur bakarım ardından Beyaz arabanın dumanı kalır Bugünde karalar kaplamış seni Bu bahar gününde oldu mu şimdi? Yok yok vazgeçtim ben, senin benzin paranı bulamam da ondan. 09-05-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1372290/renkler.html aynalar Ne çok şiir yazılmış hep düşman demişiz aynalara Oysa en yakın dostumuzdur onlar Yalan bilmez, gerçeği eğip bükmeden yalakalık yapmadan, olduğu gibi anlatırlar Her gün kurulan gençlik hayalleri "Yıllar bana vız gelir " kelimeleri Onun karşısında kesilir birden O anlatır sana en iyi, artık orta yaşlarda olduğunu Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1372412/aynalar.html hayat Mutluluklar her zaman yasaklar üzerine mi kurulur Her adımdan her hareketten sonra neden suçlar kendini insanlar Hesap vermeden sorumsuzca yaşamak Her güzele gönül verip eğlenmektir aslında hayat 13-03-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1372525/hayat.html elveda Bu sana son şiirim Artık gözlerimde bakışların yok Gülmüyorlar adını duyduklarında Sesini duymak mutlu etmiyor Acı veriyor duygularıma Kalemim yazmayacak artık senli günleri Acılar akmayacak yüreğimden Ve arkama bakmadan Uzaklaşacağım hayalinden Belki bir istasyon da bırakacağım Hayallerini Belki sonsuza açılan bir sandalla Göndereceğim gülüşlerini Ama artık kalemim seni yazmayacak Olmayacaksın tohumunu ektiğim Yarınlarımda Olmayacak o parlak bakışların Rüyalarımda Verdiğin sözleri de göndereceğim Belki ihtiyacın olur Zordur insanları kandırmak Kullanırsın onları belki bir daha Yeni gelen, günün ışıklarında Ellerim ellerini tutmayacak artık Sıcaklığını unutacak yüreğim Aldanmışlığın verdiği hüzünle Yönünü çevirecek yüzüm başka tarafa Hayallerin dans etmeyecek artık Karanlık odamın duvarlarında Ve kimseye inanmayacak artık Yalnızlığı sürse de yalan dünyada Bu sana son şiirim Kalemimden kan akmayacak artık Güzel şeyler olacak yazdıklarımda Ve artık gözlerim bakmayacak Senden tarafa Seni sonsuz denilen okyanusun Derin sularına gömdüm Ne kadar dalga vurursa vursun Dönemeyeceksin kıyılarıma Ve kalbimde yerin olmayacak Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1372756/elveda.html gelirsen Gelirsen Bahar gelir Gökkuşağı gibi renk renk çiçekler açar gönlümde Gelirsen Bulutlar daha da bir mavi olur Güneş daha bir güzel doğar Ve yıldızlar ve ay geceyi süsler Ve güzelleşir gece Sen gelirsen eğer Gelirsen Soluksuz kurduğum düşlerim Can bulur kendine hayatta Hayallerim gerçeğe döner Ve umut dolar içime Sen gelirsen eğer Gelirsen Kübaya doğru yola çıkarım Şarkılar söylerim sokaklarda Bisiklete binmek daha büyük bir haz verir Ve ekşi olan şarabım daha tatlı olur Gelirsen Dahada güzelleşir hayat Gelirsen aşk olur mutluluk olur sevgi olur Ve çöle dönmüş kalbim çiçeğe bürünür Sen gelirsen eğer 15-05-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1372900/gelirsen.html linç Herkes saldırsın bana linç etmeli benim gibileri yaşamı haram etmeli "bak sen şuna bakmadan yaşına başına ağarmış saçlarına geçim derdi varken ne cüret seni düşünmek bir de parkta beklemek ha! uyan da silkin kardeş yoksa asmalı senin gibileri hala öğrenemedin mi kardeş? Sevmek büyük suçtur bu dünyada" 09-05-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1373002/linc.html peri Bir peri girer rüyalarıma her gece bütün şiirlerim onadır,bütün şarkılarım masada resmine bakar;içerim her akşam "keşke"derim çoğu zaman keşke daha evvel gelseydin bu dünyaya; yada ben her zaman aradığın sevgiyi kucaklar dolusu sunsam sana bir zaman geçer kızarım neden bu kadar güzelsin diye görmedim,tanımadım diyebilmeyi dilerim konuşmadım seninle,bakmadım gözlerine bir büyü var sende,bir ilham tatlı gülüşünden gelen belki güzel gözlerinden;yada hiç okşamadığım altın saçlarından bu sözler ,bu kelimeler senin eserin, bu noktayı güzelliğin koydu; mısraları yazan senli hayallerimdir; bana ait değil onlar,bu ak sayfa benim değil; inci dişlerinden gelen beyaz; bu hisler benim değil; sen yine ak, kalbime biraz büyüsün aşkın her gün uzasın şiirim yavaş yavaş.. 21-02-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1373107/peri.html ilk defa Senin için gitti diyorlar Biliyorum o dürüst insanlar Bugün ilk defa yalan söylüyorlar Sen bırakamazsın beni bilmiyorlar Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1373327/ilk-defa.html ilaç Okuyup büyük adam olunca Bir ilaç bulacağım En büyük hizmetim bu olacak insanlığa Atanlar aşık olamayacak. Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1373549/ilac.html terbiyesiz şiir ellerin,pamuk ellerin yumak yumak yumuşak ellerin; gözlerin,yeşil yeşil iri gözlerin; saçların,dalga dalga kıvırcık saçların; dudakların,al al kiraz dudakların; burnun mini mini minicik burnun; sesin, her duyuşumda içimi titreten tatlı sesin nefesin her yaklaştığında sabahları açlıktan kokan nefesin tırnakların,bakımlı uzun tırnakların bacakların, kısa eteğinle dans eden bakışları tek tek toplayan sutün bacakların... 21-03-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1373653/terbiyesiz-siir.html yeşil Gözleri yeşil çöl sarısı yüzünün içindeki vaha gibi Bakışları hep kaçamak ve yere dönük Buğday sarısı saçları omuzlarından aşağı su saflığında şelale Yol yorgunu çatlak dudakları İçine gömdüğü sırrını vermemek üzere tutuşup kapanmış Ama çıtlattığı titrek elleri Ve yeşil gözlerinin ardına sakladığı Umutsuz karanlık bakışlar sırrını ele vermekte Sanki bütün sesler onda toplanıyormuş gibi Her seste tedirgin Her seste gözlerinin mevsimi değişir Kardeş olmuş tedirginliği kendisine Her adımda koşar intihar yürekli bedeni Henüz on beşinde çocukluğuna el uzatıyor Bir gülüş beliriverirken güleç yüzünde Sonra yine bedenine yüklenmiş ağır yükle Gözleri kapkara kesilmekte Ve sonbahar sarısı yüzünde sert bakışlar Bu bedeni on beşinden otuz beşine taşımakta Çocuksu sesinde duygular karmaşası Karanlık zamanların yaveri gibi Gündüzlerden aydınlıklardan bihaber Yakınını uzağa taşımış gözleri hep uzakta Atılan her taş, sıkılan her kurşun sallanan her bıçak Gelip bedenini bulacakmış gibi tedirgin ve ölüme yakın hissediyor kendini 26-03-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1373888/yesil.html Kalbindeki güzellik Kalbindeki güzellik gözlerine yansımış kalmadı sözüm sana anlatamadım belli yada anladın sen ama belki de en iyi yolu denedin anlamazlıktan geldin, her görüşümde kapıda endamınla, saçınla; hep daha çok etkiledin, ne diyeyim tek dileğim "mutluluklar benden sana" 18-04-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1374017/kalbindeki-guzellik.html çanakkale şehitlerine Birer birer dökülüyor şimdi uzun yıllar geçti Tepedeki al bayraktan genç yaşta dökülen yiğitler gibi On beşinde çıktı yola görmediği diyarlara köyünde yoktu deniz bu ne büyük bir tarla? Kurşun nedir bilmeden Mermi nedir görmeden Anlamadan bilmeden düştü kara toprağa Dönerim diye beklerken Nişanlıyı gözlerken Süngü ile koşarken Hedef oldu düşmana 15-02-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1374187/canakkale-sehitlerine.html sanırsın Hiç bitmeyecek sanırsın eski dostlukları,arkadaşları Gençliğim boyunca hep böyle Gülerek gezeceğim,eğleneceğim sanırsın; Sık sık aşık olacağını sanırsın Yine gönlün hep güzellere akacak Her yerde her zaman önde olacaksın Eskisi gibi hızlı koşacağını sanırsın; Yine sevdiğin şarkıyı duyunca yerinden kalkıp oynacağını içindeki enerjinin hiç bitmeyeceğini zekanın hep açık,bedenin hep diri olacağını sanırsın; bilmezsin,bir zaman gelecek merdivenlerden çıkmak, ağı kaldırmak,koşmak değil,hızlı yürümek nefes nefese koyacak; gür saçların tel tel dökülecek,şakaklarına aklar yağacak.. 22-02-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1374324/sanirsin.html şarkılar Artik sarkilar yalnizligi caliyor Öksüz titrek bir yürek tende kaniyor Bir kirlangic gibi ucurum ariyor Cok yalnizim, sensiz yasam cekilmiyor Rüzgar olup ardin sira sürüklensem Yandikca askin atesinde sönmesem Savruldukca acilarimla büyüsem Cok yalnizim, gurbeti zehir icsem 03-04-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1374464/sarkilar.html akrostiş B ir gülüm olsun isterdim İ lk önce bana açan R üzgarda yaprakları sallanan G üneşle beraber açan Ü nüne ün katan L aleler içinde tek duran S eviyor,sevmiyor deyip O yuklarından tohumuna akan Y ağmur damlaları kalan L alezarda parlayan U sul usul konan arı gibi E mekle balını alan R üzgarla tohumlarını etrafa saçan . 16-04-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1374621/akrostis.html şükür Çocukluğu; kalın camların ardında geçti, severdi top peşinde koşmayı kara kamyon lastiği ile öğrendi yüzmeyi elbiselerini komşular verirdi, dua ederdi bayramları, bir torba et gelsin diye; gazete sattı sabahları, çöp döktü, yer sildi, okudu, yazdı; Genç oldu; güzel kızlar gördü, beğendi, onlar onu görmese de , baktı hayran hayran, uçsuz bucaksız denizi gördü, aşık oldu, yandı kızgın güneş altında, anadan doğma beyazlığı karardı, su topladı teni, büyüdükçe kirlendi, kirlendikçe büyüdü, komşunun oğluna özendi, "benim de bakıcım olsun ,bir bardak sütle ardımda dolaşsın", sevmeyi denedi, yaklaşamadı yanına, o kadar yüksekteki gözü kızın, yere inip bakmadı kendine... bir gün, baba oldu, mutlu oldu; fakirliği gördü... ona da çare buldu, sütüne su kattı çocukların, hırsızlığı düşündü çoğu zaman, belinde ses tabancası, torbalar dolusu parayla kaçmayı arzuladı, Şimdi açıldı gözleri, şükrediyor Allaha, gençlik geçmiş olsa da... 11-03-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1374771/sukur.html mevlana Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol Şefkat ve merhamette güneş gibi ol Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol Hoşgörürlükte deniz gibi ol Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol" Üzülmeyin ey insanlar! ağarınca saçlar, Birer birer dökülünce dişler, Her gün biraz daha ağır Daha yavaş olunca bedenler, Üzülmeyin ey insanlar! artınca yüzde çizgiler, çocukluk ve gençlik mazi, orta yaş ise ,dün yenen yemek gibi unutulunca birer birer, Üzülmeyin ey insanlar! sayılı olan nefesler,azalırken birer birer Doğan güneş,ekmek ve su,Allah rahmetleri Sıcaklığı ile güneş,serinliği ile sonsuz sema; hatırlatır ebedi yaşamı daima; Üzülmeyin ey insanlar! Gelen düğün günüdür, başlayan yeni bir hayatın ebedi mutlu günüdür Çabuk geçer daima Sayılı günler unutma , Hepimiz yolcuyuz bu handa O yüzden kalp kırma Sarı,siyah,kara ve ak, Dönüşümüz ona mutlak, Her gönüle nur ol ak, Rahmet yaradan'da mutlak, "Ne olursan ol,gel!"dedin Gönülleri fethettin Hoşgörün ve tevaazun Asırlara hükmettin... 27-02-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1374928/mevlana.html bahar Yine bahar geldi,güneş açtı, saçlarımı yıkadım delikanlı çağımda gibi aşık oldum gene bir mavi gözlüye sayıyorum günleri,kapıma gelsin diye 17-03-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1375112/bahar.html Beyaz Ölüm -Çanakkale Ne kadar beyaz olabilir ki ölüm Bıçak gibi girerken bedenlere Ne kadar soğuk olabilir ve Ne kadar korku salabilir çakmak çakmak nöbet tutan gözlere Ne kadar hasret çekebilir; Ölmek için can atan gönüller Azrail kar olmuş iniyor tane tane Kurşunlar rastlarken birbirine Yükseliyor ruhlar yerden göğe Melekler şahit oluyor her an Cennet kapısı açılırken Şehadetle giriyorlar birer birer Hayatın baharında Çanakkale'de Kimi genç, kimi yaşlı kimi esmer Teslim ediyor ruhunu vatanı için seve seve.. 22-02-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1375289/beyaz-olum-canakkale.html göçmen kuşlar Ben artık çok yoruldum biliyor musun, Yanına gelip konuşamamaktan, iki adım ileri, bir adım geri gitmekten kimi zaman selam vermezken, yanımdan ayrılmadığın günlerden... her gece seni düşünmekten, "acaba o da seviyor mu" demekten , sana sitemli şiirler yazmaktan, gözlerine baktığım zaman gül yüzünü çevirmenden "baktığımı hissediyor mu ?"demekten, kızarmadan yanına gelip kısa da olsa konuşmayı denemekten toplum içinde çekilip bir köşeye senli hayaller kurmaktan, senli geleceğimi düşünmekten, sensiz geleceğimi düşünmekten Uçsuz bucaksız gökyüzünde yeni kanat çırpan göçmen kuşlar gibi devamlı seni aramaktan mavi gözlerinin derinliğinde kaybolmaktan yoruldum sürekli kendimi suçlamaktan yoruldum 25-02-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1375502/gocmen-kuslar.html gurbet Artik sarkilar yalnizligi caliyor Öksüz titrek bir yürek tende kaniyor Bir kirlangic gibi ucurum ariyor Cok yalnizim, sensiz yasam cekilmiyor Rüzgar olup ardin sira sürüklensem Yandikca askin atesinde sönmesem Savruldukca acilarimla büyüsem Cok yalnizim, gurbeti zehir diye icsem 03-04-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1375617/gurbet.html kızıma her gün karanlık basarken, ve ben yorgun eve dönerken adımlarımı soğuktan hızlandırıp, gülüyorum kendime,sabır taşı yetmiyor sanki ışınlanmak istiyorum eve ancak o zaman koyuyor fakirlik bana neden alamadım sanki bir vasıta daha çabuk varırdım sana sabah çıkarken yola,öpünce beni öyle bir güç veriyorsun ki,bana şu tatsız hayatta,sen tek yaşam gayem ömrüm yettikçe seveceğim seni 04-02-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1376023/kizima.html leyla Gönül yollarında yitik bir sevda Kaybolan yılların türküsü dilde Dalgalar vuruyor gönül sahiline Martılar yasın tutar neredesin Leyla Bestelerin en güzeli sana yapılır Şiirler ölümsüzleşir, ağıtlar yakılır Enginlerle birleşen ufuk daralır Zaman durdu gözlerinde, neredesin Leyla Uçsuz bucaksız çöllerde mecnunum şimdi Rüzgar kokunu getirdi hasretim dindi Sensizlik sahilinde yolcu kalmadı Kıyamet koptu içimde, neredesin Leyla Gözyaşıyla dizilen incidir sevda Gönül kuşu kanat çırpar sonsuza Deryayı içirsen kanmaz susuza Güneşler batar içimde, neredesin Leyla 16-04-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1376877/leyla.html kuş Uzun çok uzun bir yolculuğa çıkıyorsun bugün, Artık sabahları tatlı gülüşünle uğurlamayacaksın beni minik ellerinle "hoşçakal"deyip öpücükler vermeyeceksin bana Sabahları uyandığında ben olmayacağım yanında Uzun bir yolculuğa çıkıyorsun bugün Bir zaman gelecek toplayacaksın çantanı Uzun saçların, ojeli tırnaklarınla Spor ayakkabıların, şık giyiminle yetişkin olarak çıkacaksın evden Ayrılık bugün başlamadı aslında artık büyüdüğünü ilk hissettiğim, saçlarını yıkamaya hasret kaldığım ve annenle uyumaya başladığın, mesela benden çok komşunun haylaz oğluyla oynamaya başladığın zaman başladı . Uzun bir yolculuğa çıkıyorsun bugün İki buçuk yaşında , i lk okuluna mezun olmaya gidiyorsun Yıllar yılları ; okullar okulları izleyecek gelecek evlilik vaktin, bir kuş olup uçacaksın yuvamızdan tek ve gerçek aşkım canım kızım; nice yıllara nice okullara.. 07-03-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1377135/kus.html yalnız Her yalnız kalışımda sen gelirsin aklıma bile bile düşerim yanlışlara öykü,şiir yazsam da ne fayda çıkmaz aklımdan giderim başka diyarlara zararsız bir alışkanlık benimki , hem ürkerim yabancılardan,görmesinler beni hiç bir zaman bitmedi,bu elim davranış izleri.. 15-02-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1377293/yalniz.html Kar beyazı kalbim Dönmek isterdim saflığa Tertemiz kalpli çocukluk günlerine Köşedeki manavdan iki portakal alıp kuytu bir köşede kabuklarını kurutmak; Ve çocukluğumuzun kanıtıydı Buğulara çizdiğimiz oyunlar Şekiller farklıydı ama Umutlar hep aynıydı Hayatlar farklı farklıydı ama Hayat hep aynıydı Başlangıcı ve sonu olan Sevimsiz görünüyordu Isınan havayla eriyen Cama çizmiş olduğumuz oyunlar Umutları da eritiyordu kendince Doğan güneş ve ısınan hava Boşa çıkarıyordu hayalleri Eritip geçiveriyordu öylece Çocukça olsa bile hayal etmek güzeldi Güzeldi umudu çizmek buğulara Ve bir şeylere iz bırakmak güzeldi Kendimizce yaşayıp gittiğimiz hayatta Nerede veya kiminle olursa olsun Huzurumuz var oldukça güzeldi hayat Yaşanan olumsuzluklara karşı; Dönmek isterim çocukluk günlerine Kar beyazı kalbim ile sokak köşelerine. 07-02-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1377651/kar-beyazi-kalbim.html ekmek kavgası güneş bizim oraya dik gelir ondan karadır herkes, birer birer iner yere terler Nisanda çiseleyen yağmurlar gibi güneş bizim orya dik gelir hep çatlaktır toprak suya hasret dudaklar sıcak kavurur, cehennem ateşi gibi güneş bizim orya dik gelir baharda parlar yaz gibi sizler serin havuzlarda bizler ekmek derdinde güneş bizim orya dik gelir hiç bitmez ekmek kavgası çabuk sararan ekinler sallanır nazlı gelin gibi. 09-04-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1377791/ekmek-kavgasi.html ne olur, ne olur;ne olur! Sabahları kaşıma çıkma ne olur, Akşamları odama gelme gelsen de çok kalma beni zora koyma ne olur 14-03-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1377922/ne-olur-ne-olur-ne-olur.html fakirin şiiri Çocukluğu; kalın camların ardında geçti,severdi top peşinde koşmayı kara kamyon lastiği ile öğrendi yüzmeyi elbiselerini komşular verirdi, dua ederdi bayramları, bir torba et gelsin diye; gazete sattı sabahları,çöp döktü,yer sildi,okudu,yazdı; Genç oldu; güzel kızlar gördü, beğendi, onlar onu görmese de , baktı hayran hayran, uçsuz bucaksız denizi gördü, aşık oldu, yandı kızgın güneş altında, anadan doğma beyazlığı karardı, su topladı teni, büyüdükçe kirlendi, kirlendikçe büyüdü, komşunun oğluna özendi, "benim de bakıcım olsun ,bir bardak sütle ardımda dolaşsın", sevmeyi denedi, yaklaşamadı yanına, o kadar yüksekteki gözü kızın, yere inip bakmadı kendine... bir gün,baba oldu,mutlu oldu; fakirliği gördü... ona da çare buldu, sütüne su kattı çocukların, hırsızlığı düşündü çoğu zaman, belinde ses tabancası,torbalar dolusu parayla kaçmayı arzuladı, Şimdi açıldı gözleri, şükrediyor Allaha, gençlik geçmiş olsa da... 11-03-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1378070/fakirin-siiri.html bekliyoruz Duraklarda belediye otobüslerini Hastanede aşı sırasını Okulda zilin çalmasını Askerde teskereyi Bekliyoruz. her ayın on beşini , şöhreti , eceli musalla taşını ve kılınacak cenaze namazını bekliyoruz mahşer gününde kabirden kalkıp; tozlarımızı silkeleyerek hesap vermeyi bekliyoruz. Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1378329/bekliyoruz.html oda Karanlık odama Çöktü sensizliğin bulutu Gece, yokluğunda soğuk Bense gecenin hüznünde kaybolmuşum… Ta derinlerde bir yerlerde Bir çığlık kopuyor yüreğimden Ağlayamıyorum gidişine Boğuluyorum, konuşamıyorum! Dipsiz kuyulara düşmüş Çırpınıyorum, kurtulamıyorum Sesim, sesime karışıyor Duyuramıyorum kimseye haykırışımı! Ürkütüyor yokluğun Sensizlik gün be gün yok ediyor benliğimi Saatlerim sensiz geçmiyor Yalnızlığım desen, hiç çekilmiyor… Yitiyorum gecenin karanlığında Düşüyorum yollara, bilmediğim sokaklara giriyorum Senden kaçmak amacım ama nafile, Sürüklüyorum seni de benliğimde… Aşkın kumardı, ödülü ise yaşamım Ben yenildim, bu kumarı kaybettim Gidiyorum sensiz, yalnız ve çaresiz Arkama bakmadan pişmanlıklarımla gidiyorum 12-04-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1378524/oda.html bir makale anısı Thank you very much for submitting your paper, entitled: "Some relationships between almost paracontact metric manifolds and almost parahermitian manifolds" to Applied Mathematical Sciences. The ID assigned to your paper is: AMS914562. Please refer to this ID when you communicate with our editorial office. Now your paper is under review. I will let you know as soon as I get the referee report. Yours sincerely, Dr. Emil Minchev Hikari, Editorial office of Applied Mathematical Sciences Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1382436/bir-makale-anisi.html 13-03-2008 Ne çok şiir yazılmış hep düşman demişiz onlara Oysa onlar en yakın dostumuzdur Yalan bilmez,gerçeği eğip bükmeden yalakalık yapmadan,olduğu gibi anlatırlar bize Her gün kurulan gençlik hayalleri "Yıllar bana vız gelir " kelimeleri Onun karşısında kesilir birden O anlatır sana en iyi,artık orta yaşlarda olduğunu Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1382690/13-03-2008.html Senin için gitti diyorlar 03B38 03C66 03B16 Senin için gitti diyorlar Biliyorum o dürüst insanlar Bugün ilk defa yalan söylüyorlar Sen bırakamazsın beni bilmiyorlar Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1383153/senin-icin-gitti-diyorlar.html çırpınıyorum Karanlık odama Çöktü sensizliğin bulutu Gece, yokluğunda soğuk Bense gecenin hüznünde kaybolmuşum… Ta derinlerde bir yerlerde Bir çığlık kopuyor yüreğimden Ağlayamıyorum gidişine Boğuluyorum, konuşamıyorum! Dipsiz kuyulara düşmüş Çırpınıyorum, kurtulamıyorum Sesim, sesime karışıyor Duyuramıyorum kimseye haykırışımı! Ürkütüyor yokluğun Sensizlik gün be gün yok ediyor benliğimi Saatlerim sensiz geçmiyor Yalnızlığım desen, hiç çekilmiyor… Yitiyorum gecenin karanlığında Düşüyorum yollara, bilmediğim sokaklara giriyorum Senden kaçmak amacım ama nafile, Sürüklüyorum seni de benliğimde… Aşkın kumardı, ödülü ise yaşamım Ben yenildim, bu kumarı kaybettim Gidiyorum sensiz, yalnız ve çaresiz Arkama bakmadan pişmanlıklarımla gidiyorum 12-04-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1384522/cirpiniyorum.html Rojda ve Jiyan Kasım gecesi serindi ve ırmağın yatağı karanlık Aşağıda hırçın Fırat'ın sıradan akışı soba küllerinin arasından parlayan kor gibi ışıldayan yıldızlar tam tepedeydi rüzgar uçurdu perçinlerini Jiyan'ın içi ürperdi, Hazal şımardı sabahın ilk ışıklarında insanlar gelecekti ne kadar utanç verici! "çocukların günahı neydi be kadın?" soğuk demirini hissetti köprünün Rojda kucağında meme istedi Fırat'ın çağıltısı dolduruyordu kulakları kim bilir onun duruşmasında bir yerel gazete muhabiri, bir çevirmen olacaktı siyah beyaz kameralı ,kıvırcık delikanlı üç beş satırlık şiir yazacaktı ona ve soğuk sularda boğulan üç kızına kumadan dayaktan tecavüzden kurtulmak için atacaktı onları Nur, karanlık sularda toprağa çöktü, ellerinin arasına aldı başını kapadı gözlerini, ağzında yalancı meme süt istedi Rojda; Nur tahayyül etti yarın neler olacak? dalgıçlar gelecekti sabah ,hidrologlar... ırmağın ortasında tekneler ve sirenler; tekne kımıldamadı yerinden üç metre ötedeydi cesedine Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1385463/rojda-ve-jiyan.html konstantinopolis Kale altından kaldırımlardan varırken Topkapı yollarına Tasavvur ederim birden Mayıs yirmi dokuz; Bin dört yüz elli üç Salı, üstten dökülen kızgın yağlar 'Allah Allah' sesleri etrafı sarar 'O asker ne güzel asker! 'der peygamber İşte karşımda genç kumandan, heybetle giriyor surlardan! 30-01-2008 Kaynak: https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1385588/konstantinopolis.html.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.