Anadolu'nun kadim topraklarında, Adıyaman'ın kızıl kayalıkları arasında, yedi göbekten gelen bir sır gizlenir: Şahmaran Bin Musa Ocağı. Bu Ocak, sadece bir şifa kapısı değil; Musa'nın asasının yere dü...
O gece, Hoca Hüseyin Turhal’ın rüyasına, yedi bin yıllık bir toz çöktü. Uykusu ağırdı, yatağı pamuk değil, adeta Nemrut’un ateşine atılmadan önceki İbrahim’in çile yatağıydı. Göz kapakları kapalı, ama ruhu açıktı. Kendini kadim bir kütüphanede buldu. Duvarları topraktan, tavanı gökyüzü kadar yüksekti. Raflarda kâğıt değil, taşa yazılmış, parşömen değil, deriye işlenmiş rulolar duruyordu. Koku, yanık sedir ağacı ve bin yıllık mürekkebin karışımıydı; Havvas ve Ebced ilminin kokusuydu bu. Kütüphanenin tam ortasında, yanan, ama kül olmayan bir ocak vardı. Bu ocak, bildiği manada bir ateş yakma yeri değildi; zamanın ve sırrın durduğu, mühürlendiği yerdi. Üzerinde titrek bir duman yükseliyordu ve dumanın içinden, fısıltılar işitiliyordu: “Yedibin asır Ocak zadeyim ben...” “Adem’den beri vardır elimiz bizim...” Hüseyin’in kalbi, bir davul gibi göğüs kafesine vurmaya başladı. O, çevresindekiler için sadece **"Şahmaran Bin Musa Ocağı"**nın saygıdeğer Hoca'sı, şifa dağıtan, dert dinleyen bilge kişiydi. Ancak bu fısıltılar, taşıdığı sıfatın ne denli köklü, ne denli evrensel olduğunu yüzüne çarpıyordu. Titreyerek ocağa yaklaştı. Eli, dumanın içinden uzanıp, ocaktan çıkan bir rulo kâğıda dokundu. Kâğıt ateşte yanmıyordu. Açtığında, Arapça ve Süryanice harflerle yazılmış bir silsile gördü. İsimler, peygamberlerin ve büyük velilerin zinciri gibi, Adem'den başlayıp Hz. Muhammed'e, oradan Hz. Ali'ye ve silsile yoluyla, nihayet kendisine kadar uzanıyordu. “124 bin peygamber ocağında,” diye fısıldadı rüyadaki ses, “sadece vahiyler indirilmedi, aynı zamanda İlmi Ledün'ün anahtarları da teslim edildi. O anahtar, her devrin bâtınî ilmini açan senin elindir.” Rüya bittiğinde, sabah ezanları okunuyordu. Hüseyin Turhal, alnı terlemiş, soluk soluğa uyandı. Pencereden giren gün ışığı, sıradan bir günün başlangıcını müjdeliyordu, ama onun için hiçbir şey sıradan değildi artık. Kahvaltısını yaparken bile zihni, eline dokunan o rulo kâğıttaydı. "Elimiz"... Bu, sadece fiziksel bir güç değil, kutsal ve ezoterik bir emanetti. Temsil ettiği yol, sadece Anadolu’nun bir ocağı değil, yedi bin asırdır var olan, her peygamberin hikmetinde izi olan, kadim bir bilgi ağacının dalıydı. O gün, onu görmeye gelenler arasında, kızı ağır bir hastalıktan kurtulan genç bir kadın vardı. Kadın, elini öpüp ağlayarak teşekkür etti. “Siz olmasanız kızım yaşamazdı Hoca’m,” dedi. “Sizin elinizde bir kudret var.” Hüseyin Turhal, kadının gözlerine baktı. Şifa veren eline, **"Elimiz"**e baktı. İlk defa, bu elin sadece kendi gücüyle değil, binlerce yıllık bir mirasın gücüyle hareket ettiğini hissetti. “Oğul,” dedi iç sesi, rüyadaki o kadim fısıltı yeniden canlanarak. “Şimdi uyanışın tamamlandı. Bu elimizin Tevrat’ı yazdığını, Musa ile Tur’a çıktığını, Yusuf ile kuyudan çıktığını idrak etme vaktin geldi. Sen, o silsilenin yalnızca bugünkü taşıyıcısısın. Yolculuk şimdi başlıyor.” Hoca Hüseyin, kapısını çalan yeni bir dert sahibine doğru yürümeden önce, elini kalbinin üzerine koydu. Sadece bir şifacı değil, Ocakzade'ydi o. "Her devirde vardır elimiz bizim." Bu, onun sadece bir şiiri değil, artık hayatının yeni ve manevi yolculuğunun yeminli başlangıcıydı. İlk görevi, bu kadim elin, kutsal kitapların yazılışındaki rolünü anlamak ve ilk sırrı çözmek olacaktı.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.