I. Derin İlmin Kapısı
Leyla Hanım’ın durumu, Hüseyin Hoca için sadece bir şifa arayışı değil, aynı zamanda Şahmaran Bin Musa Ocağı’nın en derin Ledün İlmi ve Havas Esrar bilgisinin kullanılması gereken bir meydan okumaydı. Ece ve Kerem'in tedavileri sabırla devam ederken, Hoca tüm enerjisini, Tıbbın çözüm bulamadığı bu vakaya yoğunlaştırdı.
Ocağın en loş, özel bir bölümünde; ebced hurifi ve cifir ilminin en gizemli kitapları açıldı. Hoca, Leyla Hanım’ın adını, anne adını ve hastalığın tezahür ettiği günleri esas alarak, manevi bir harita çıkardı. Bu, sadece bir cin musallatı değil, uzun süreli bir kara büyünün neden olduğu karmaşık bir ruhsal sıkışmaydı.
Hoca, bizzat kendi elleriyle, sadece belirli saatlerde (hurufi ilmine göre yıldızların hizalandığı anlarda) çalışarak İlahi Reçeteler ve güçlü bir tılsım hazırladı:
Şifa Reçetesi (Tılsım): Özel bir mühürleme vefk'i yazıldı. Bu vefk, Leyla Hanım'ın bedenini kuşatan yabancı enerjileri söküp atmak için tasarlanmıştı. İçerisine Ladin İlmi'nden gelen, sadece belirli peygamberlerin ve evliyaların bildiği rivayet edilen özel harf kombinasyonları işlendi.
Tedavili Tütsülerin Hazırlanışı: Daha önceki tütsülerden farklı olarak, bu tütsülerin içine, sadece Anadolu'nun yüksek dağlarından toplanan ve Havas ilmiyle güçlendirilen nadir bitkiler eklendi. Bu karışım, musallat olan varlığı yakıp kovmak için hazırlanmış manevi bir dumandı.
II. Rukiye Seansı: Sesin Gücü
Hazırlıklar tamamlandığında, Dergâh'ın ocağında Leyla Hanım için özel bir Rukiye seansı düzenlendi. Seans, sadece Hoca ve Leyla Hanım'ın ailesinin katıldığı bir sır gibiydi.
Hüseyin Hoca, sedire yatırılan Leyla Hanım’ın başucuna oturdu. Başladı Kur'an-ı Kerim'den özel sureleri ve ayetleri okumaya. Bu okuma, sıradan bir tilavet değildi. Hoca, Kur'an’ın Zahiri Tasavvuf Hurufi Batini sırlarını bilerek, her harfin enerjisini ve manasını Leyla Hanım’ın ruhuna yönlendiriyordu. Sesindeki titreşim, odadaki havayı değiştiriyordu.
Ayin devam ettikçe, Leyla Hanım'ın bedeni tepki vermeye başladı. Gözleri seğirdi, elleri titredi. Ardından, bilmediği bir dilde, derin ve yabancı bir ses Leyla Hanım'ın ağzından yükseldi. Bu, onun değil, ona musallat olan varlığın sesiydi. Varlık, kurbanını bırakmamak için direniyor, odadaki huzuru bozmaya çalışıyordu.
Hoca, okumasını hiç kesmedi. Harflerin manevi gücünü artırdı, Havas ilminin en kuvvetli dualarını ekledi. "Edep ile gelen Lütufla Döner" şiirini, o an sanki kendine okuyordu; bu mücadelede galip gelmek için gereken manevi kuvveti ve edebi korumak zorundaydı.
Varlık, sonunda sesini yavaşça kesmek zorunda kaldı. Leyla Hanım'ın bedeni bir an şiddetle kasıldı ve ardından derin bir uykuya daldı. Oda, yeniden tütsülerin ve Kur'an'ın huzur dolu kokusuyla doldu.
Hüseyin Hoca, yorgun ama vakur bir şekilde nefeslendi. "İlk bağ koptu," dedi ailesine. "Şimdi sıra, bedeni ve ruhu kalıcı olarak onarmakta. Geri dönüşü engellemek için 7 boyutlu Hamail yazılacak ve 21 gün sabah akşam suyu içilecek."
Leyla Hanım’ın zorlu ve uzun iyileşme süreci, Dergâh’ın ocağında böylece başlamış oldu.