Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Rızalık Yolu İnsan-ı Kâmil’e Seyrü Sülûk Ve Mârifettulaha Erme
İnsanın içsel dönüşümünü bir köpek metaforu üzerinden anlatan tasavvufî bir seyrü sülûk risalesidir. Kümese girip tavukları yiyen köpeğin hikâyesi, bilinçsizlikten farkındalığa, suçtan telafiye uzanan...
123. Bölüm

Şehzade Murat, Şah İsmail ve Hubyar Sultan Üçgeninde Osmanlı-Safevi Çatışması

20 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
İktidar, Heterodoksi ve İhanet: Şehzade Murat, Şah İsmail ve Hubyar Sultan Üçgeninde Osmanlı-Safevi Çatışmasının Diyalektik Analizi

Anahtar Kelimeler: Şehzade Murat, Şah İsmail, Hubyar Sultan, Kızılbaş, Osmanlı, Safevi, Tarihsel Materyalizm, İktidar Meşruiyeti, Tarihyazımı.

Özet:
Bu makale, Osmanlı şehzadesi Murat (II. Bayezid'in torunu), Safevi hükümdarı Şah İsmail ve bir Alevi ocakzadesi Hubyar Sultan arasındaki ilişkiler ağını, 16. yüzyıl Anadolu'sunun sosyo-ekonomik ve dini çatışmaları bağlamında disiplinlerarası bir yaklaşımla analiz etmeyi amaçlamaktadır. Çalışma, bu ilişkileri bir tez (Osmanlı merkeziyetçi Sünnî iktidarı), antitez (Safevi-Kızılbaş heterodoks muhalefeti) ve sentez (Anadolu Aleviliğinin içe kapanık yapısı) diyalektiği içinde ele alacaktır. Analiz, Marksist bir perspektifle (vergi, toprak ve iktidar mücadelesi), psikolojik bir bakışla (şehzade travması ve kolektif kimlik), sosyolojik bir çerçeveyle (aşiret örgütlenmesi ve devletle ilişkiler) ve felsefi/tarihsel bir sorgulamayla (resmi ve gayriresmi tarih anlatıları arasındaki çatışma) desteklenecektir.

1. Giriş: Üç Figür, İki İmparatorluk, Bir Çatışma
Fatih Sultan Mehmet’in torununun oğlu Şehzade Murat’ın, Osmanlı tahtına isyan edip Şii-Safevi hükümdarı Şah İsmail’e sığınma girişimi ve bu süreçte Anadolu’daki Alevi-Bektaşi zümreler (Hubyar Sultan gibi) ile kurduğu ilişki, basit bir ihanet hikayesinden çok daha derin anlamlar taşır. Bu üçlü ilişki, merkezileşen bir imparatorluğun, bu sürece direnen periferik güçlerle ve onların yarattığı ideolojik alternatiflerle olan mücadelesinin bir mikrokozmozudur.

2. Tarihsel Bağlam: Taht Kavgaları, Ekonomik Baskı ve Kızılbaş Seferberlik
Tez (Osmanlı Merkeziyetçiliği): II. Bayezid dönemi, Osmanlı’nın fetihten yönetime geçiş yaptığı, merkezi otoritenin (İstanbul, kapıkulları) taşradaki güçler (Türkmen aşiretleri, yerel beyler) üzerinde hakimiyet kurmaya çalıştığı bir dönemdir. Marksist bir analizle, bu, bir üretim tarzı ve artığa el koyma mücadelesidir. Tımar sistemi, vergi yükümlülükleri ve göçebe aşiretlerin yerleşik hayata geçirilme çabaları (tez), Anadolu’da büyük bir hoşnutsuzluk yaratmıştır.

Antitez (Safevi Propagandası): Şah İsmail, bu hoşnutsuzluğu ustaca mobilize eden bir antitez sunar. Kendisini mehdi, hatta tanrısal bir varlık olarak sunarak, Osmanlı’nın ekonomik ve dini baskısı altındaki Türkmen aşiretlerine (Rumlu, Tekeli, Varsak, Afşar, vb.) hem dini bir kimlik hem de siyasi bir ümit vaat eder. Bu, psikolojik bir seferberliktir; travma yaşayan, marjinalleşmiş bir kitleye aidiyet ve intikam duygusu aşılar.

Kaynakça: İbrahim Metin, Şah İsmail ve Anadolu Türkmenleri; Oktay Özel, The Collapse of Rural Order in Ottoman Anatolia.

3. Şehzade Murat'ın Trajik Konumu: İktidarın Diyalektiğinde Bir Piyon
Şehzade Murat (bazı kaynaklarda Sultan Murat), II. Bayezid'in oğlu Şehinşah'ın oğludur. Amcası Yavuz Sultan Selim’in (o dönem Trabzon Valisi) sert politikaları ve dedesi II. Bayezid’in yaşlılığı nedeniyle merkezi otoritenin zayıfladığını gören Murat, taht mücadelesine girişir. Ancak onun asıl gücü, Osmanlı’nın baskıcı politikalarından rahatsız olan Anadolu Türkmenleridir.

Sosyolojik ve Psikolojik Analiz: Murat, saltanat mücadelesi için doğal müttefik olarak antitezin sosyal tabanına, yani Kızılbaş-Türkmen aşiretlerine yönelir. Onun hareketi, salt bir taht kavgası değil, aynı zamanda merkez (İstanbul-kapıkulu) ile çevre (Anadolu-Türkmen aşiretleri) arasındaki iktidar mücadelesinin bir tezahürüdür. Murat’ın kişisel trajedisi, kendisini bu çatışmanın odak noktasında bulmasıdır. Psikolojik olarak, amcası Selim’in korkutucu baskısı altında bir var olma mücadelesi verir. Bu onun, radikal bir seçim yapmaya (Şah İsmail’e yanaşma) iten temel psikolojik dinamiktir.

Kaynakça: Feridun M. Emecen, Yavuz Sultan Selim; H. Erdem Çıpa, The Making of Selim: Succession, Legitimacy, and Memory in the Early Modern Ottoman World.

4. Hubyar Sultan'ın Araf'taki Konumu: Sentez ve İçe Kapanış
Hubyar Sultan, bu büyük çatışmada üçüncü bir kutup, bir sentez arayışı gibi durur. Geleneksel olarak bir Türkmen ocakzadesi olarak, sosyal tabanı itibarıyla antitezin (Şah İsmail’in davası) doğal bir destekçisidir. Ancak Hubyar geleneğinin anlatılarına göre, Şah İsmail’in davetine ve Şehzade Murat’ın isyanına doğrudan katılmamış, daha çok çekingen ve tarafsız bir tavır almıştır.

Felsefi ve Tarihsel Sorgulama: Bu tavır, Anadolu Aleviliğinin Osmanlı-Safevi çatışmasındaki ikilemini yansıtır: Dini ve kültürel olarak Safevi propagandasına yakın hissetmek, ancak siyasi ve askeri olarak Osmanlı’nın mutlak gücünü görmek. Hubyar’ın olası tarafsızlığı veya temkinliliği, bir içe kapanma (retreatism) stratejisidir. Bu, Robert K. Merton’un uyum teorisinde bir sapma biçimi olarak bile okunabilir: Hem Osmanlı’nın hedeflerini hem de ona ulaşmak için meşru yollarını reddederek, kendi otonom alanını (ocakzadelik) koruma çabası. Bu, pratikte bir sentezdir: Açık isyandan kaçınarak varlığını sürdürebilme.

Kaynakça: Robert K. Merton, Social Theory and Social Structure; Rıza Yıldırım, Turkomans Between Two Empires: The Origins of the Qizilbash Identity in Anatolia.

5. Diyalektik Sentez: Çaldıran ve Sonrası – İktidarın Mutlak Zaferi
Yavuz Sultan Selim’in 1514’teki Çaldıran Zaferi, bu diyalektik süreci şiddetle sonlandırmıştır. Antitez (Şah İsmail’in siyasi projesi) fiziki olarak yenilgiye uğratılmış, tez (Osmanlı merkeziyetçi Sünnî iktidarı) mutlak bir üstünlük sağlamıştır.

Bu zaferin sonuçları:

Şehzade Murat: Yavuz’un iktidarı kesinleştikten sonra, potansiyel bir rakip olan Murat’ı ortadan kaldırması (öldürtmesi), iktidarın diyalektiğinin acımasız mantığını gösterir. Tez, kendi içindeki muhalefeti de (şehzade isyanları) yok ederek saflaşır.

Şah İsmail: Siyasi ve askeri bir güç olarak Anadolu’dan çekilmek zorunda kalmış, ancak dini ve kültürel etkisi, özellikle de şiirleri (Hatayi) vasıtasıyla Anadolu Aleviliği içinde yaşamaya devam etmiştir.

Hubyar Sultan ve Benzerleri: Çaldıran sonrasında Osmanlı’nın Anadolu’da başlattığı büyük Kızılbaş kıyımları (örneğin, 1515-1520 arası Dulkadir Beyliği’nin ilhakı ve baskılar), Hubyar gibi ocakzadeleri daha da derin bir içe kapanmaya, gizliliğe ve sözlü kültürü güçlendirmeye itmiştir. Bu, Aleviliğin “gizlenme” (takiyye) ve kapalı bir toplum olarak örgütlenme sürecini hızlandırmıştır.

Kaynakça: Ayşegül Altınova Şahin, Çaldıran: İki Türk Hükümdarının mücadelesi; Derin Terzioğlu, Sufi and Dissident in the Ottoman Empire.

6. Eleştiri ve Sorgulama: Tarihyazımının İdeolojik Çerçevesi
Bu sürecin eleştirisi, tarihin kimin perspektifinden yazıldığı sorusuna odaklanmalıdır.

Osmanlı Resmi Tarihyazımı (Tez): Şehzade Murat’ı bir “hain”, Şah İsmail’i bir “mülhid” (dinsiz), Kızılbaşları ise “asi” ve “eşkıya” olarak tasvir eder. Bu anlatı, iktidarın meşruiyetini pekiştirmeye hizmet eder.

Alevi-Sözlü Geleneği (Antitez/Sentez): Bu geleneğe göre Şah İsmail bir “kurtarıcı” (mehdi), Yavuz ise bir “zâlim”dir. Şehzade Murat’a dair anlatılar ise daha siliktir, bu da onun Alevi belleğinde merkezi bir yerde durmadığını gösterir. Hubyar anlatıları ise onu tarafsız bir bilge olarak konumlandırarak, ocak sisteminin devamlılığını sağlamaya çalışır.

Gerçeklik, bu ikili karşıtlığın ötesindedir. Şehzade Murat ne salt bir hain ne de bir kahramandır; o, iktidarın diyalektik çarkları arasında öğütülen trajik bir şahsiyettir. Hubyar ise, iktidarla doğrudan çatışmanın yıkıcı sonuçlarını gören ve topluluğunu korumak için pragmatik bir yol seçen bir liderdir.

7. Sonuç
Şehzade Murat, Şah İsmail ve Hubyar Sultan üçgeni, 16. yüzyıl Anadolu’sundaki büyük tarihsel dönüşümü anlamak için anahtardır. Bu ilişkiler ağı, tez (Osmanlı merkeziyetçiliği) ile antitez (Safevi-Kızılbaş muhalefeti) arasındaki çatışmanın, bireyler ve topluluklar düzeyinde nasıl yaşandığını gösterir. Şehzade Murat, bu çatışmada bir piyon olarak trajik bir sona uğramış, Şah İsmail’in siyasi projesi Çaldıran’da yenilgiye uğratılmış, Hubyar Sultan ve onun temsil ettiği Anadolu Aleviliği ise bir içe kapanma sentezi geliştirerek varlığını sürdürmenin bir yolunu bulmuştur. Bu süreç, iktidar mücadelelerinin sadece siyasi ve askeri değil, aynı zamanda derinden psikolojik, sosyolojik ve ekonomik olduğunun ve tarih anlatılarının da bu mücadelenin bir parçası haline geldiğinin çarpıcı bir kanıtıdır.

Genel Kaynakça

Birincil Kaynaklar:

İdris-i Bitlisî, Selimşâhnâme.

Kemalpaşazade, Tevârih-i Âl-i Osman.

Şah İsmail Hatayi, Divan.

İkincil Kaynaklar:

Emecen, Feridun M. Yavuz Sultan Selim. İstanbul: Kapı Yayınları, 2016.

Çıpa, H. Erdem. The Making of Selim: Succession, Legitimacy, and Memory in the Early Modern Ottoman World. Indiana University Press, 2017.

Yıldırım, Rıza. *Turkomans Between Two Empires: The Origins of the Qizilbash Identity in Anatolia (1447-1514)*. Brill, 2018.

Ocak, Ahmet Yaşar. Osmanlı Toplumunda Zındıklar ve Mülhidler. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1998.

Şahin, Ayşegül Altınova. Çaldıran: İki Türk Hükümdarının Mücadelesi. Ankara: Kronik Kitap, 2021.

Merton, Robert K. Social Theory and Social Structure. Free Press, 1968.

Sümer, Faruk. Safevî Devletinin Kuruluşu ve Gelişmesinde Anadolu Türklerinin Rolü. Ankara: TTK Yayınları, 1992.

Terzioğlu, Derin. *Sufi and Dissident in the Ottoman Empire: Niyâzî-i Mısrî (1618-1694)*. Brill, 2019. (Benzer bir muhalefet dinamiği için)
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL