Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Rızalık Yolu İnsan-ı Kâmil’e Seyrü Sülûk Ve Mârifettulaha Erme
İnsanın içsel dönüşümünü bir köpek metaforu üzerinden anlatan tasavvufî bir seyrü sülûk risalesidir. Kümese girip tavukları yiyen köpeğin hikâyesi, bilinçsizlikten farkındalığa, suçtan telafiye uzanan...
78. Bölüm

İslam Tarihi İsyanları Anatomisi Rızalık ve İsyan Diyalektiği: Alevi-Bektaşi Etik Anlayışının Sosyo-Tarihsel ve Eleştirel Bir Analizi

18 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum


Öz: Bu çalışma, Alevi-Bektaşi geleneğinin merkezindeki "Rızalık" (karşılıklı razı olma) etiği ile İslam tarihindeki "isyan" geleneği arasındaki diyalektik ilişkiyi incelemeyi amaçlamaktadır. "Eline, beline, diline sahip ol" ilkeleriyle somutlaşan içsel disiplin, "Ayağına taş dolansa suç sende mi?" sorusuyla derinleşen radikal sorumluluk anlayışı ve nihayet "yıktığını yap" emriyle taçlanan telafi (tazmin) felsefesi, yalnızca dini bir öğreti olarak değil, aynı zamanda tarihsel bir muhalefet ve alternatif bir toplumsal tahayyül projesi olarak ele alınacaktır. Makale, bu etik sistemin, İslam tarihindeki isyanların anatomisinde yatan "meşruiyet", "adalet" ve "özgürlük" arayışına nasıl bir yanıt ve çözüm önerisi sunduğunu; Marksist sınıf analizi, psikolojik özeleştiri mekanizmaları, sosyolojik norm teorisi ve felsefi etik çerçeveler ışığında çözümleyecektir. "Allah'ı insan yarattı bakışı" gibi radikal ifadeler, dinin toplumsal inşası (sosyal konstruksiyon) ve ideoloji eleştirisi bağlamında tartışmaya açılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Alevilik, Bektaşilik, Rızalık, İsyan, Meşruiyet, Diyalektik, Sosyal Adalet, Özeleştiri, İdeoloji Eleştirisi.

Giriş

Alevi-Bektaşi geleneği, İslami heterodoksinin Anadolu'daki en güçlü tezahürlerinden biridir. Bu gelenek, sadece bir inanç sistemi değil, aynı zamanda tarihsel bir baskı ve dışlanmışlık bağlamında gelişen, etik-politik bir duruş ve bir "yaşam tarzı"dır (habitus). Bu çalışma, geleneğin "rızalık" merkezli barışçıl ve yapıcı etiği ile İslam tarihindeki isyan geleneğini bir diyalektik çift olarak kuracak; birinin diğerinin nedeni veya sonucu değil, aynı tarihsel sorunlara verilen farklı, iç içe geçmiş tepkiler olduğunu savunacaktır.

1. Bölüm: Tarihsel Bağlam: İsyanların Anatomisi ve Alevi-Bektaşi Öğretisinin Doğuşu

Bu bölüm, metinde özetlenen isyan nedenlerini, Alevi-Bektaşi öğretisinin şekillenmesini sağlayan tarihsel zemin olarak analiz eder.

Meşruiyet Sorunu ve "Dar" Kavramı: Hz. Ali ve Ehl-i Beyt sevgisi (Aliyyül Velî), sadece dini bir bağlılık değil, aynı zamanda erken dönemde gasp edildiğine inanılan siyasi meşruiyetin sembolüdür. "Dar gel doğru söyle" ifadesindeki "dar", bu meşruiyet krizinin sembolik bir ifadesidir. İsyan, meşruiyeti dışarıda arayan bir dışsallaştırmadır. Rızalık ise, meşruiyeti toplumun içinde, bireyler arası ilişkilerde inşa etme çabasıdır.

Ekonomik Adaletsizlik ve "Helâl Kazanç": Emevi ve Abbasi iktidarlarının ağır vergileri ve kaynakların adaletsiz dağılımı, Haricî ve Zenc isyanları gibi birçok kitlesel harekete yol açmıştır. Alevi-Bektaşi metninin "alınteri dökerek helâl kazanç" vurgusu, bu tarihsel adaletsizliğe doğrudan bir tepki ve alternatif bir ekonomik ahlak önerisidir. Bu, Marksist bir perspektifle, dini bir söylemin içine gizlenmiş bir sınıf eleştirisi ve emek-değer teorisinin etik bir yansıması olarak okunabilir.

Etnik Milliyetçilik ve Ümmetçi Ütopya: Arap olmayan Müslümanların (Mevali) ikinci sınıf statüsü, Fars ve Türk milliyetçiliğinin doğuşunda itici güç olmuştur. Alevi-Bektaşi öğretisi, "Yetmiş iki millete bir göz ile bakmak" ilkesiyle, bu etnik bölünmeleri aşmayı hedefleyen ütopik ve evrenselci bir proje sunar.

2. Bölüm: Psikolojik ve Sosyolojik Analiz: Özeleştiriden Toplumsal Uzlaşmaya

Psikanalitik Bir Okuma: Narsisizm Kırılması ve Özeleştiri: "Cahiller kendini aklar" ifadesi, psikolojideki "kendini haklı çıkarma" (self-justification) ve "bilişsel uyumsuzluk" mekanizmalarına işaret eder. İsyan, genellikle bir "narsisistik kırılma"nın (meşruiyetin, statünün, refahın kaybı) dışa vurumudur. Alevi-Bektaşi öğretisi ise, bu kırılmanın yarattığı öfkeyi içe yönlendirerek "özünü yoklama"ya, bir nesne ilişkileri perspektifiyle, benliğin bölünmüşlüğünü (cahil/arif) aşma çabasına dönüştürür.

Sosyolojik Bir Kurum Olarak Rızalık: Rızalık, toplumsal çatışmayı çözmek için resmi hukuk sistemlerinin alternatifi olan gayriresmi bir uzlaşma ve onarıcı adalet (restorative justice) mekanizmasıdır. Modern sosyolojide (Durkheim, Goffman), norm ihlallerinin toplumsal bağları nasıl onarabileceğine dair teorilerle paralellik gösterir. "Yediği tavukların parasını vermek", suçluyu cezalandırmaktan ziyade, toplumsal dengenin ve mağdurun onurunun iadesini merkeze alır.

3. Bölüm: Felsefi ve İdeolojik Eleştiri: "Allah'ı İnsan Yarattı Bakışı"

Marksist İdeoloji Eleştirisi ve Din: "Allah'ı insan yarattı bakışıyla bak" ifadesi, Karl Marx'ın "Din, baskı altındaki yaratığın iç çekimi... halkın afyonudur" eleştirisiyle doğrudan diyaloğa girer. Ancak burada önemli bir fark vardır: Marx dinin kendisine, Alevi-Bektaşi öğretisi ise insanın dini algılama ve yorumlama biçimine (antropomorfizm, dogmatizm) eleştiri getirir. Bu, Ludwig Feuerbach'ın dinin özünün insanın yabancılaşmış özelliklerinin projeksiyonu olduğu tezini hatırlatır.

Post-Yapısalcı Bir Okuma: Sûret ve Sîret Ayrımı: "Sûrette insan, sîrette hayvan" ayrımı, Michel Foucault'nun iktidarın bedenler üzerindeki disiplinci pratikleri ve "öznelleşme" (subjectivation) kavramlarıyla okunabilir. İktidar, bireyleri belirli kalıplara (sûret) sokar. Gerçek özgürlük ve olgunluk (insan-ı kâmil), bu kalıpların ötesine geçerek kendi özünü (sîret) inşa etme, kendi hakikatini üretme pratiğidir. Bu, metindeki "baş kaldır" çağrısıyla da uyumludur.

4. Bölüm: Diyalektik Sentez: İsyanın Etiği, Etiğin İsyanı

İsyan ve Rızalık birbirinin zıttı değil, diyalektik olarak birbirini tamamlayan iki andır.

İsyan (Tez): Mevcut olan adaletsiz, meşruiyetsiz düzene karşı bir negasyon (olumsuzlama) hareketidir. Yıkıcıdır, çünkü yıkmak zorundadır.

Rızalık (Antitez): Yıkıntılar üzerine kurulacak yeni düzenin etik ilkesidir. Yapıcıdır. İsyanın açtığı boşluğu doldurma, tahrip ettiği toplumsal dokuyu onarma projesidir.

Sentez: Gerçek anlamda bir devrim, sadece iktidarı ele geçirmek değil, aynı zamanda rızalığa dayalı yeni bir insan ilişkileri ağı örmektir. Bu, Antonio Gramsci'nin "hegemonya" kavramına benzer: İktidar sadece zorla değil, rıza ile de yürütülür. Alevi-Bektaşi öğretisi, bu rızanın nasıl özgürce, eşitlikçi ve adil bir temelde üretileceğinin kılavuzudur.

Sonuç

Alevi-Bektaşi öğretisi, İslam tarihinin uzun isyan geleneğinin yarattığı travmatik bilinçten doğmuş, olgunlaşmış bir etik-politik cevaptır. İsyan, "ne olduğunu" (adaletsizlik, meşruiyetsizlik) teşhis eder; Rızalık ise "nasıl olması gerektiğini" inşa etmenin yol haritasını sunar. Bu metin, bireysel ahlaktan toplumsal kontrat'a, ekonomiden siyasete uzanan bütüncül ve radikal bir dönüşüm programıdır. "Allah'ı insan yarattı bakışı"nın eleştirel mesafesi, bu programı dogmatik bir doktrin olmaktan çıkarıp, sürekli kendini ve toplumu sorgulayan, dinamik ve çağdaş bir etik sistem haline getirir. Bu nedenle, bu öğreti, sadece dini bir grup için değil, adalet, özgürlük ve onurlu bir yaşam arayışındaki tüm insanlık için derin bir ilham kaynağı olmayı sürdürmektedir.

Kaynakça

Alevilik/Bektaşilik:

Ocak, Ahmet Yaşar. Osmanlı Toplumunda Zındıklar ve Mülhidler. Tarih Vakfı Yurt Yayınları.

Melikoff, Irene. Kırkbudak: Bektaşilik. Demos Yayınları.

İslam Tarihi ve İsyanlar:

Lapidus, Ira M. İslam Toplumları Tarihi. İletişim Yayınları. (Cilt 1).

Kennedy, Hugh. The Prophet and the Age of the Caliphates.

Marksist ve Sosyolojik Analiz:

Marx, Karl. Hegel'in Hukuk Felsefesinin Eleştirisi.

Gramsci, Antonio. Hapishane Defterleri. (Özellikle "Hegemonya" kavramı).

Scott, James C. Devlet Gibi Görmek.

Psikolojik Analiz:

Freud, Sigmund. Totem ve Tabu. (Toplumsal psikoloji için).

Becker, Ernest. The Denial of Death. (Ölüm korkusu ve kendini aklama mekanizmaları için).

Felsefi ve İdeoloji Eleştirisi:

Feuerbach, Ludwig. Hıristiyanlığın Özü.

Foucault, Michel. Hapishanenin Doğuşu ve Cinselliğin Tarihi.

Berger, Peter L. The Sacred Canopy (Kutsal Şemsiye). (Dinin sosyal inşası için).
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL