Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Rızalık Yolu İnsan-ı Kâmil’e Seyrü Sülûk Ve Mârifettulaha Erme
İnsanın içsel dönüşümünü bir köpek metaforu üzerinden anlatan tasavvufî bir seyrü sülûk risalesidir. Kümese girip tavukları yiyen köpeğin hikâyesi, bilinçsizlikten farkındalığa, suçtan telafiye uzanan...
117. Bölüm

Ebü’l-Vefâ el-Bağdâdî: Tarihsel Bir Kimliğin Modern Söylemler Işığında Disiplinlerarası Analizi

24 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Özet:
Bu makale, 10. yüzyılda Bağdat'ta yaşamış bir sûfî ve Vefâiyye tarikatının kurucusu olan Ebü’l-Vefâ el-Bağdâdî'nin etnik kökenine ilişkin modern tartışmaları, tarihsel gerçeklik ve bu gerçekliğin sonraki dönemlerde (özellikle Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde) nasıl temellük edildiği (sahiplenildiği) bağlamında ele almayı amaçlamaktadır. Çalışma, onun kimliğine dair tez (Kürdî kökeni) ve antitezi (Oğuz/Türkmen kökeni iddiası) tarihsel kaynaklar ışığında sorgulayacak; bu ikili karşıtlığın sosyolojik, psikolojik ve felsefi arka planını inceleyecek ve nihayetinde modern Türkiye'deki kimlik inşası süreçlerine dair bir sentez sunmayı hedefleyecektir. Analiz, Marksist (üstyapı kurumu olarak tarihyazımı ve iktidar ilişkileri), sosyolojik (kollektif kimlik ve aidiyet ihtiyacı), psikolojik (toplumsal belirsizliğe karşı köken arayışı) ve felsefi (hakikat ve söylem arasındaki ilişki) bir çerçeveden yararlanacaktır.

1. Giriş: Tarihsel Bir Şahsiyetin Modern Kimlik Siyasetindeki Yeri
Ebü'l-Vefâ el-Bağdâdî (1026-1107), tasavvuf tarihinin önemli, ancak hakkında nispeten az akademik çalışma bulunan bir figürüdür. Modern dönemde ise, özellikle Türkiye ve Kürdistan bölgesindeki entelektüel ve dini çevrelerde, onun etnik kökenine dair canlı bir tartışma yürütülmektedir. Bu makale, bu tartışmanın arka planını, tarihsel kaynakları merkeze alarak, ancak onları aşan sosyal ve siyasi dinamikleri disiplinlerarası bir yaklaşımla irdelemeyi hedeflemektedir. Temel soru, "Ebü'l-Vefâ Türk müydü, Kürd müydü?" sorusundan ziyade, "Neden ve nasıl olup da tarihsel bir kişiliğin kimliği, modern ulusal ve dini söylemlerde bu denli merkezi bir önem kazanmıştır?" sorusudur.

2. Tarihsel ve Biyografik Arkaplan: Kaynaklarda Ebü’l-Vefâ
Tez (Tarihsel Konsensüs): İslam biyografik literatürünün (tabakât) klasik ve en güvenilir kaynakları olan Sem'ânî'nin el-Ensâb'ı, İbnü'l-Esîr'in el-Lübâb'ı ve İbnü'l-İmâd'ın Şezerâtü'z-Zeheb'i gibi eserler, Ebü'l-Vefâ'nın kökenine dair açık ifadeler kullanır. Bu kaynaklar, onun "el-Kürdî" nisbesiyle anıldığını ve Kürdistan bölgesinden, özellikle de İran'ın bugünkü Kirmanşah eyaleti sınırları içindeki "Büsenc" (Bisütun) dağı çevresinden geldiğini kaydeder. Kendisi Bağdat'ta yaşamış ve Arapça eserler vermiş olsa da, erken dönem kaynaklardaki bu konsensüs, onun etnik kökenine dair en güçlü tarihsel kanıtı oluşturur. Bu durumda tez, Ebü'l-Vefâ'nın Kürdî kökenli olduğudur.

Kaynakça: Sem'ânî, el-Ensâb; İbnü'l-Esîr, el-Lübâb fî Tehzîbi'l-Ensâb; Hamid Algar, "The Naqshbandî Order: A Preliminary Survey of Its History and Significance", Studia Islamica.

3. Antitez'in İnşası: Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Temellük Süreçleri
Antitez (Türk/Türkmen Kökeni İddiası): Ebü'l-Vefâ'nın Oğuz boylarına mensup bir Türk veya Türkmen olduğu iddiası, tarihsel kaynaklarda değil, sonraki dönemlerde ortaya çıkan, özellikle de Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi Türk tarihyazımında ve popüler dini söylemde kendine yer bulan bir konstruksiyondur (inşadır). Bu antitez'in ortaya çıkışını anlamak için Marksist ve sosyolojik bir analiz gereklidir:

Osmanlı Dönemi (Sosyolojik Meşruiyet Arayışı): Osmanlı devleti, özellikle de Alevi-Bektaşi zümrelerle ilişkiler bağlamında, kendisini İslam'ın ve Sünniliğin hamisi olarak konumlandırırken, aynı zamanda heterodoks grupları da bünyesinde entegre etmek zorundaydı. Ebü'l-Vefâ'nın Anadolu'daki Alevi-Bektaşi zümreler üzerinde büyük etkisi olan Vefâiyye tarikatının pîri olması, onun "Sünnileştirilerek" ve "Türkleştirilerek" Osmanlı dini-siyasi sistemine entegre edilmesini gerektiriyordu. Bu, bir meşruiyet aracıydı.

Cumhuriyet Dönemi (Psikolojik ve İdeolojik Temellük): Cumhuriyet'in erken dönem Türk milliyetçiliği ve Türk Tarih Tezi, Anadolu topraklarındaki tüm önemli kültürel ve dini figürlerin Türk kökenli olduğunu ispatlama çabası içine girdi. Bu, bir kollektif psikoloji meselesidir: Yeni ulus-devletin vatandaşlarına ortak, şanlı ve "saf" bir geçmiş sunma ihtiyacı. Ebü'l-Vefâ gibi Anadolu irfanında iz bırakmış bir ismin Kürdî olarak anılması, bu ulusal inşa sürecine aykırı düşüyordu. Bu nedenle, resmi veya popüler söylemde, onun Türk/Türkmen olduğuna dair (tarihsel dayanaktan yoksun) iddialar öne sürüldü ve yaygınlaştı. Bu, bir ideolojik aparat işlevi gördü.

Kaynakça: Ahmet Yaşar Ocak, Osmanlı İmparatorluğu'nda Marjinal Sûfîlik: Kalenderîler; Reha Çamuroğlu, Tarih, Heterodoksi ve Babailer; Etienne Copeaux, Türk Tarih Tezinden Türk-İslam Sentezine.

4. Marksist ve Sosyolojik Analiz: Tarihyazımı ve İktidar İlişkileri
Marksist bir perspektiften bakıldığında, tarihsel anlatılar (üstyapı), egemen sınıfın veya egemen ulusal grubun (altyapıdaki iktidar ilişkilerinin) çıkarlarına hizmet edecek şekilde yeniden yazılabilir. Tarih, "geçmişte olanların nesnel hikayesi" değil, "şimdiki zamanın ihtiyaçları doğrultusunda geçmişin yorumlanmasıdır". Ebü'l-Vefâ örneği, bu durumun mükemmel bir kanıtıdır. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi Türk iktidar aygıtları (devlet, eğitim kurumları, resmi tarih yazımı), bir Kürdî sûfînin mirasını, kendi siyasi ve ideolojik hedefleri doğrultusunda temellük etmiş (appropriation), onun kimliğini dönüştürerek kendi meşruiyetlerini ve ulusal kimlik anlatılarını güçlendirmişlerdir. Sosyolojik olarak bu, Benedict Anderson'ın "hayali cemaatler" kavramıyla da örtüşür: Ulus, ortak bir geçmiş miti etrafında inşa edilir.

Kaynakça: Benedict Anderson, Imagined Communities; Karl Marx, Alman İdeolojisi; Ahmet Öztürk, Resmi Tarihin Cinsiyeti.

5. Psikolojik ve Felsefi Boyut: Aidiyet, Belirsizlik ve Hakikat Arayışı
Bu tartışmanın psikolojik boyutu, kollektif kimlik ve aidiyet ihtiyacıyla ilgilidir. İnsanlar, ait oldukları grubun köklü ve şanlı bir geçmişe sahip olduğuna inanmak isterler. Bu, varoluşsal bir güvenlik ihtiyacıdır. Modern Türkiye'de yaşanan kimlik krizleri, etnik ve dini gerilimler, toplumu oluşturan grupları, geçmişteki her önemli figürü kendi kimliklerinin bir kanıtı olarak sahiplenmeye iter. Bu, felsefi bir soruyu da beraberinde getirir: Tarihsel hakikat ile kimliksel ihtiyaç arasında nasıl bir ilişki vardır? Bir grubun mensubiyet duygusunu güçlendiren bir anlatı, tarihsel olarak yanlış olsa bile, o grup için "anlamsal açıdan" doğru olabilir mi? Ebü'l-Vefâ örneği, hakikat (historical fact) ve anlam (meaning) arasındaki bu gerilimi somutlaştırır.

Kaynakça: Erich Fromm, Özgürlükten Kaçış (toplumsal aidiyet psikolojisi için); Friedrich Nietzsche, Tarihin Yaşam İçin Yararı ve Sakıncası.

6. Sentez ve Sonuç: Karmaşık Tarihsellik ve Modern Yansımalar
Ebü'l-Vefâ el-Bağdâdî özelinde vardığımız sentez şudur: Tarihsel kaynakların gösterdiği üzere, Ebü'l-Vefâ büyük olasılıkla Kürdistan bölgesinden gelen ve Arap-İslam kültür havzasında eser vermiş Kürdî bir sûfîdir. Ancak onun etkisi, özellikle Anadolu'da o kadar derin olmuştur ki, Osmanlı ve sonrasında Türk devlet geleneği ve Türk-İslam sentezi düşüncesi, onu kendi kültürel ve siyasi projelerine entegre etmek ihtiyacı hissetmiştir. Bu ihtiyaç, onun kimliğine dair alternatif bir anlatının (antitez) inşasına yol açmıştır.

Bu durum, tarihin statik bir olgu olmadığını, sürekli olarak şimdiki zamanın perspektifinden yeniden yazılan ve yorumlanan dinamik bir alan olduğunu gösterir. Ebü'l-Vefâ'nın kimliği meselesi, nihayetinde onun 10. yüzyılda kim olduğundan ziyade, 19. ve 20. yüzyıllarda Türkiye'de kim olduğunun düşünüldüğü ile ilgilidir. Bu analiz, tarihsel figürlerin modern kimlik siyasetinde nasıl araçsallaştırıldığını anlamak için önemli bir örnek teşkil eder. Gerçek akademik yaklaşım, bir tarafı savunmak değil, bu temellük süreçlerinin arkasındaki sosyal, siyasi ve psikolojik dinamikleri anlamak ve eleştirel bir gözle sorgulamaktır.

Genel Kaynakça

Birincil Kaynaklar:

Sem'ânî, Ebû Sa‘d Abdülkerîm b. Muhammed. el-Ensâb. Thk. Abdullâh Ömer el-Bârûdî. Beyrut: Dâru’l-Cinân, 1988.

İbnü'l-Esîr, İzzeddin. el-Lübâb fî Tehzîbi'l-Ensâb. Beyrut: Dâru Sâdır, yty.

İkincil Kaynaklar:

Algar, Hamid. "The Naqshbandî Order: A Preliminary Survey of Its History and Significance". Studia Islamica, No. 44 (1976), s. 123-152.

Ocak, Ahmet Yaşar. Osmanlı İmparatorluğu'nda Marjinal Sûfîlik: Kalenderîler. Ankara: TTK Yayınları, 1992. (Vefâiyye-Kalenderîlik ilişkisi için temel eser)

Öztürk, Ahmet. Resmi Tarihin Cinsiyeti. İstanbul: İletişim Yayınları, 2015.

Çamuroğlu, Reha. Tarih, Heterodoksi ve Babailer. İstanbul: İletişim Yayınları, 2000.

Copeaux, Etienne. Türk Tarih Tezinden Türk-İslam Sentezine. Çev. Ali Berktay. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2006.

Anderson, Benedict. Hayali Cemaatler. Çev. İskender Savaşır. İstanbul: Metis Yayınları, 1993.

Kılıç, Mustafa. Ebü’l-Vefâ el-Bağdâdî: Hayatı, Eserleri ve Görüşleri. Ankara: Araştırma Yayınları, 2001. (Türkiye'deki geleneksel bakış açısını yansıtan bir örnek)

Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL