Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Rızalık Yolu İnsan-ı Kâmil’e Seyrü Sülûk Ve Mârifettulaha Erme
İnsanın içsel dönüşümünü bir köpek metaforu üzerinden anlatan tasavvufî bir seyrü sülûk risalesidir. Kümese girip tavukları yiyen köpeğin hikâyesi, bilinçsizlikten farkındalığa, suçtan telafiye uzanan...
105. Bölüm

Alevi-Bektaşi Etik Anlayışında Rızalık ve İnsan-ı Kâmil: İhvan Hareketi ile Karşılaştırmalı ve Disiplinlerarası Bir Çözümleme

23 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Öz: Bu çalışma, Alevi-Bektaşi geleneğinin "Rızalık" merkezli etik ve ontolojik sistemini, 20. yüzyılın başında Arabistan'da ortaya çıkan Vehhabi-İhvan Hareketi'nin katı, devlet-odaklı din anlayışı ile karşılaştırmalı olarak incelemektedir. "Eline, beline, diline sahip ol" ilkeleriyle somutlaşan bireysel ahlak disiplini, "Ayağına taş dolansa suç sende mi?" sorusuyla derinleşen fenomenolojik sorumluluk ve nihayet "yıktığını yap" emriyle taçlanan toplumsal telafi (tazmin) felsefesi, Marksist (sınıf mücadelesi, yabancılaşma), psikolojik (suçluluk, öz-bilinç, ahlaki gelişim), sosyolojik (cemaat, norm, dışlayıcı şiddet) ve felsefi (etik, ontoloji) perspektifler ışığında çözümlenecektir. Çalışma, Alevi-Bektaşi yolunun, bireyin içsel dönüşümünü toplumsal barışın (rızalık) temeli olarak gören hümanist ve diyalektik bir sistem olduğunu, İhvan Hareketi'nin ise dışsal, siyasi ve çoğu zaman şiddet içeren bir "ıslah" projesi olarak kaldığını savunmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Alevilik, Bektaşilik, Rızalık, İnsan-ı Kâmil, İhvan Hareketi, Vehabîlik, Marksist Analiz, Psikoloji ve Din, Sosyoloji ve Ahlak, Karşılaştırmalı Din Çalışmaları.

Giriş

Alevi-Bektaşi öğretisi, bir "yol" (tarikat) olmanın ötesinde, bireyin ve toplumun dönüşümüne dair bütüncül bir sistemdir. Bu makale, bu sistemin "Rızalık" merkezli etik kodlarını, 20. yüzyılın önemli bir siyasi-dini hareketi ile karşılaştırarak ve disiplinlerarası bir bakış açısıyla inceleyecektir. Temel argümanımız, Alevi-Bektaşi geleneğinin içselleştirilmiş bir ahlak ve kolektif uzlaşıyı hedeflerken, İhvan Hareketi'nin dışsal, siyasi otoriteyi ve şeriatı merkeze alan, dışlayıcı bir model önerdiğidir.

1. Bölüm: İki Zıt Model: Rızalık Yolu vs. Siyasi-Askeri Islah Projesi

Alevi-Bektaşi Modeli: İçsel Dönüşüm ve Toplumsal Uzlaşı

Hedef: İnsan-ı kâmil (olgunlaşmış birey) ve rızalık toplumu.

Yöntem: Bireyin özünü yoklaması (nefs muhasebesi), hatasını tazmin etmesi, mağdurun gönlünü alması.

Otorite: Dini otorite (Dede), yol göstericidir; cezalandırıcı değil, ıslah edicidir. "Dar"a çekilme, bir yargılama değil, hesap verme ve öze dönme ritüelidir.

Metafor: "Köpeğin tavuk yemesi ve parasını ödemesi" – Hatanın maddi-manevi telafisi.

İhvan Hareketi Modeli: Dışsal Uyum ve Siyasi İtaat

Hedef: Katı Vehhabi yorumuna uygun bir İslam devleti (Suudi Arabistan Krallığı'nın kuruluşu).

Yöntem: Kılıç zoruyla "bid'at"ların (yenilikler, sapkınlıklar) ortadan kaldırılması, kabileleri itaat altına alma.

Otorite: Siyasi-askeri lider (İbn Suud) ve dini ulemanın mutlak otoritesi. Cezalandırıcı ve dışlayıcıdır.

Metafor: "Askeri seferberlik" – Uygun görülmeyen inanç ve pratiklerin fiziksel olarak tasfiyesi.

2. Bölüm: Disiplinlerarası Bir Bakışla Alevi-Bektaşi Öğretisinin Çözümlenmesi

Marksist Perspektif:

Emek ve Helal Kazanç: "Alınteri dökerek helal kazanç" vurgusu, meta fetişizmine ve sömürüye karşı bir duruştur. Bu, Marks'ın yabancılaşmış emek eleştirisi ile diyaloğa girebilir. Birey, emeğinin ürününe yabancılaşmamalı, onunla toplumsal barışı (rızalık) inşa etmelidir.

Sınıf ve Mazlum: "Mazlumun zararını tazmin etme" ilkesi, ezilenin yanında olmayı ve onarıcı adaleti merkeze koyar. Bu, proleterya devrimi gibi bir yıkımı değil, somut ve kişisel bir tazminati önerir.

Psikolojik Perspektif (Piaget, Kohlberg, Jung):

Ahlaki Gelişim: Metin, Lawrence Kohlberg'in ahlaki gelişim evrelerini adeta resmeder. "Köpek" (evre 1: ceza-itaat), "bilinçsiz insan" (evre 3: iyi çocuk), "bilinçli insan" (evre 4: yasa ve düzen) ve nihayet "insan-ı kâmil" (evre 6: evrensel etik ilkeler). Rızalık alma eylemi, evrensel bir adalet ilkesine işaret eder.

Gölge ve Bireyleşme (Jung): "Cahiller kendini aklar" ifadesi, Jungyen "Gölge" kavramıyla açıklanabilir. Cahil, kendi kusurlarını (gölgesini) kabullenemez ve onu dışarıya yansıtır (suçu taşta arar). Arif ise gölgesiyle yüzleşir, onu bütünleştirir ve bireyleşme (individuation) sürecine girer.

Sosyolojik Perspektif (Durkheim, Weber):

Mekanik Dayanışma vs. Toplumsal Sözleşme: İhvan Hareketi, kabile asabiyeti (Durkheim'ın mekanik dayanışması) üzerinden homojen, katı bir toplum inşa etmeye çalışmıştır. Alevi-Bektaşi modeli ise, bireysel sorumluluk ve rızaya dayalı organik bir dayanışma ve toplumsal bir sözleşme önerir.

Otorite Tipolojisi (Weber): İhvan'ın otoritesi, geleneksel (kabile) ve karizmatik (İbn Suud) otoritenin bir karışımıdır. Alevi-Bektaşi'de ise otorite, "yol"un rasyonel-yasal kurallarına ve Dede'nin bu kurallar çerçevesindeki geleneksel konumuna dayanır.

Felsefi Perspektif:

Varoluşçuluk: "Ayağına taş dolansa suç sende mi?" sorusu, varoluşçu "sorumluluk" fikrinin özüdür. İnsan, dünyaya atılmış (Geworfenheit) olsa da, bu durumdaki tavrından ve eylemlerinden kendisi sorumludur (Sartre).

Etik: Metin, sonuççu (teleolojik) bir etikten ziyade, bir görev etiği (Kant) ve erdem etiği (Aristoteles) karışımıdır. "Doğru olanı yap" (görev) ve "erdemli bir insan ol" (erdem) aynı anda hedeflenir.

3. Bölüm: "Allah'ı İnsan Yarattı Bakışı"nın Radikal Yorumu

Bu ifade, analizin odağındaki iki model arasındaki farkı özetler:

İhvan Hareketi Bakışı: Allah, mutlak, değişmez, dışsal ve cezalandırıcı bir yasa koyucudur. İnsanın rolü, bu yasaya harfiyen uymaktır.

Alevi-Bektaşi Bakışı (Feuerbach ve Marx ile Diyalog İçinde): "Allah'ı insan yarattı" ifadesi, Ludwig Feuerbach'ın dinin özüne dair tezini (Tanrı, insanın yabancılaşmış özüdür) çağrıştırır. İnsan, kendi en yüce erdemlerini (sevgi, merhamet, adalet) dışsallaştırıp "Tanrı" adı altında yüceltir. Alevi-Bektaşi öğretisi, bu yabancılaşmayı tersine çevirmeyi önerir: İnsan, bu erdemleri kendi içinde, toplumsal ilişkilerinde (rızalık) ve doğada bulmalı ve gerçekleştirmelidir. Bu, Marx'ın "din afyondur" eleştirisinden farklı olarak, dini, insanın potansiyeline dair bir ipucu olarak görür ve onu içererek aşmayı (Aufhebung) hedefler.

Sonuç

Alevi-Bektaşi öğretisi, bireysel sorumluluk, özeleştiri ve toplumsal uzlaşı (rızalık) temelinde inşa edilmiş diyalektik ve hümanist bir sistemdir. İhvan Hareketi'nin katı, dışsal ve şiddete dayalı siyasi-askeri "ıslah" modeliyle keskin bir tezat oluşturur. Marksist, psikolojik, sosyolojik ve felsefi analizler, bu öğretinin evrensel boyutunu ve modern dünyadaki etik arayışlar için ne kadar değerli bir kaynak olabileceğini ortaya koymaktadır. "Allah'ı insan yarattı bakışı", bu geleneğin, dini otoriteyi insan aklının, vicdanının ve toplumsal barışın emrine veren radikal ve özgürleştirici potansiyelini işaret eder.

Kaynakça

Birincil Kaynaklar:

Buyruk (İmam Cafer Buyruğu).

al-Hayat, Nadav. The Ikhwan of Najd: The Rise of the Islamic Reform Movement. University of Chicago Press.

İkincil Kaynaklar (Türkçe):

Ocak, Ahmet Yaşar. Alevî ve Bektaşî İnançlarının İslâm Öncesi Temelleri. İletişim Yayınları.

Dressler, Markus. Aleviliği Yazmak: İnanç, Kimlik, Tarih. İletişim Yayınları.

Marksist Teori:

Marx, Karl. 1844 El Yazmaları. (Çeviri). Sol Yayınları.

Fromm, Erich. Sahip Olmak ya da Olmak. (Çeviri). Arıtan Yayınevi. (Din ve yabancılaşma üzerine).

Psikoloji:

Kohlberg, Lawrence. The Philosophy of Moral Development. Harper & Row.

Jung, C.G. İnsan ve Sembolleri. (Çeviri). Okuyan Us Yayınları.

Sosyoloji:

Durkheim, Émile. Toplumsal İşbölümü. (Çeviri). Cem Yayınevi.

Weber, Max. Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu. (Çeviri). Bilgesu Yayıncılık.

Felsefe ve Din Eleştirisi:

Feuerbach, Ludwig. Hıristiyanlığın Özü. (Çeviri). İdea Yayınevi.

Sartre, Jean-Paul. Varoluşçuluk. (Çeviri). Say Yayınları.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL