Allah Teâlâ, bir topluma merhametiyle tecelli edeceği zaman, o toplumun peygamberinin canını onlardan evvel alır
Allah Teâlâ, merhametiyle tecelli edeceği zaman, o toplumun peygamberinin canını onlardan evvel alır Onu, kendilerine âhirette önder ve kılavuz yapar.
Allah Teâlâ Bir ümmetin de helâkını dilediğinde, peygamberlerinin sağlığında o millete azap eder ve onun gözü önünde onları yok eder.
Onların, peygamberi yalanlayıp emrine karşı gelmeleri sebebiyle helâk edilmelerinden sonra peygamberin gözleri ışıldar sıkıntıdan kurtulur, feraha kavuşur
–Sen nesin, dedim. –Peygamberim, dedi. –Peygamber nedir, deyince. –Beni Allah gönderdi, cevabını verdi.
–Ne ile gönderdi, dedim. –Akrabalık ilişkilerini gözetmek, putları kırmak, Allah’ın birliğini kabul etmek ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmamakla gönderdi, dedi.
–Senin bu davetine kimler uyuyor, dedim. –Bir hür ve bir de köle, dedi. O gün beraberinde Ebû Bekir ve Bilâl (ra) bulunuyordu.
–Ben sana tabi olacağım (senin yanında kalıp İslâmiyeti yaymak için çalışacağım
–Yâ Resûlallah, Allah’ın sana öğrettiği ve benim bilmediğim şeyleri bana öğret; namazı öğret, dedim.
Resûlullah : –Sabah namazını kıl, sonra güneş bir mızrak boyu yükselinceye kadar ara ver; çünkü güneş şeytanın boynuzları arasından doğar ve o vakitte kâfirler ona secde ederler. buyurdu
dikilmiş mızrağın gölgesi azalıp bitinceye kadar (nafile) namaz kıl; çünkü bu namaza melekler şahit olur, taat ehli de hazır bulunur. Sonra ara ver, zira o vakit cehennem iyice alevlenir.
Mızrağın gölgesi artmaya başlayınca öğle namazını kıl. Çünkü bu namaza melekler katılır ve namaza tanıklık ederler.
Nihayet ikindiyi kıl; sonra güneş batıncaya kadar ara ver; çünkü güneş şeytanın iki boynuzu arasından batar ve o zaman kâfirler ona taparlar.
–Sizden her kim abdest suyunu hazırlayıp ağzına, burnuna su verir ve burnunu temizlerse yüzünün, ağzının ve burnunun günahları dökülür.
Allah’ın emri üzere yüzünü yıkarsa su ile beraber sakalının etrafından yüzünün günahları düşer.
dirsekleriyle beraber ellerini yıkarsa, su ile birlikte elinin günahları parmaklarının ucundan akar gider
başını meshederse saçının uçlarından başının günahları su ile beraber dökülür.
Bu adam kalkıp namaz kılar, Allah’a hamd eder ve layık olduğu vasıflarla O’nu yüceltir ve kalbini de tam manasıyla Allah’a bağlarsa muhakkak o kimse, günahlarından sıyrılır
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: Allah Teâlâ, gündüz günah işleyenlerin tövbe etmesi için gece mağfiret elini uzatır. Gece günah işleyenlerin tövbe etmesi için de gündüz elini uzatır.
Allah, yeyip içtikten sonra kendisine hamd eden kulundan razı olur.
–Yâ Resûlallah, ben ceza gerektiren bir suç işledim. Allah’ın Kitabı’nda bildirilen cezayı bana tatbik buyur,
Resûlullah : –Bizimle namazda bulundun mu, diye sordu. –Evet, cevabını verdi. Öyle ise bağışlanmışsındır, dedi.
Allah Teâlâ, “(Ey Muhammed) gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın vakitlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri giderir.” ** âyeti indirdi.
Adam: –Yâ Resûlallah, hüküm yalnız benim için mi geçerli, deyince, Resûlullah : –Ümmetimin tamamı için geçerlidir, buyurdu.
Kıyamet günü mümin, Rabbine (lütuf ve inayetine) o kadar yaklaşır ki, Allah onu rahmetiyle kuşatır ve günahlarını ikrar ettirir, sonra da şöyle der:
–Şu günahı biliyor musun? –Yâ Rab, biliyorum, der. Allah Teâlâ: –Ben bu günahı dünyada gizlemiştim, bugün de bağışlıyorum, buyurur.
Allah Teâlâ: –Ben bu günahı dünyada bağışlıyorum, buyurur. Bunun üzerine o kimseye iyiliklerinin yazıldığı defter verilir.
Kıyamet günü Allah, her Müslümana bir Yahudi veya Hıristiyan verecek ve bu, senin ateşten kurtuluş fidyendir, diyecektir.
Peygamber : –Siz cennet halkının dörtte biri olmaya razı mısınız, buyurdu. Biz: –Evet, dedik. Resûlullah : –Cennet ehlinin üçte biri olmaya razı mısınız, dedi. –Evet, dedik.
Müslüman olanlardan başkası cennete giremez.
Bir Müslüman ölür de Allah’a ortak koşmayan kırk kişi onun cenaze namazını kılarsa, Allah onların şahitlikleri sebebiyle (onun hakkındaki) şefaatlerini kabul eder.
Beş vakit namaz, birinizin kapısı önünde akan ve içinde her gün beş kere yıkandığı suyu bol bir nehir gibidir.
İnkârcı biri, bir iyilik yaptığı zaman ona iyiliği karşılığında dünyalık verilir.
İnanana gelince, Allah Teâlâ onun iyiliklerini âhirete saklar, dünyada da itaatine göre rızık verir.
Müslüman, kabirde sorguya çekildiği zaman, eşhedü en lâ ilâhe illâllâh ve enne Muhammeden Resûlullah, der.
İşte “Allah, iman edenleri, hem dünya hayatında hem de âhirette sabit bir sözle sağlamlaştırır.” *
–Allah’ın kulları üzerindeki hakkı, onların Allah’a ibadet etmeleri ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmamalarıdır.
Kulların da Allah üzerindeki hakkı, Allah’ın kendisine ortak koşmayan kimseye azap etmemesidir,
Rabbim, o putlar insanları saptırdı. Artık kim bana uyarsa o bendendir.” Eğer onlara azap edersen şüphe yok ki, onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, yine şüphe yok ki sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin
şüphe yok ki sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin
Allah Teâlâ: “Ey Cebrail, Muhammed’e git ve ümmetin konusunda seni memnun edeceğiz ve seni üzmeyeceğiz.” dediğimi ona söyle, buyurdu.
Git ve Allah’tan başka ilâh olmadığına canı gönülden şehâdet eden kime rastlarsan, onu cennetle müjdele, buyurdu.
Eğer siz günah işlemeseydiniz, (Allah sizi yok eder) yerinize günah işleyip, istiğfar edecek bir topluluk getirir, sonra da onları bağışlardı.
Bir kul bir günah işler ve “Allah’ım, benim günahımı bağışla.” diye niyaz ederse Allah Teâlâ, “Kulum bir günah işledi, fakat günahını bağışlayacak veya o yüzden kendisini sorgulayacak bir Rabbi olduğunu hatırladı.” buyurur
Ey Rabbim, beni bağışla.”
Allah Tebâreke ve Teâlâ, “Kulum bir günah işledi, fakat günahını bağışlayacak veya o yüzden kendisini sorgulayacak bir Rabbi olduğunu hatırladı.” der.
Ey Rabbim, beni bağışla.” diye niyaz eder. Bunun üzerine Allah Teâla, “Kulum bir günah işledi, fakat günahını bağışlayacak ve sorgulayacak bir Rabbi olduğunu hatırladı. Bu kulumu ben affettim buyurur.
Allah, rahmeti yüz parçaya bölmüştür. Doksan dokuzunu kendi katında tutmuş, bir parçasını da yeryüzüne indirmiştir.
İşte bu bir parça rahmet ile yaratılmışlar birbirine şefkat eder. Hatta hayvan, yavrusunu (emzirirken) incitirim korkusuyla ayağını bu rahmetle kaldırır.
Allah mahlûkatı yarattığı zaman, “Benim rahmetim gazabımdan fazladır.” diye yazdı. O yazı, arşın üstünde, O’nun katındadır.
Resûlullah esirler arasında bir kadın gördü. Kadın, rast geldiği bir çocuğu hemen kucağına aldı ve emzirmeye başladı. Resûlullah–Bu kadın çocuğunu hiç ateşe atar mı, ne dersiniz, dedi. Onlar: –Hayır, asla atmaz, dediler Resûlullah : –O hâlde bilin ki, Allah’ın merhameti, bu kadının çocuğuna olan merhametinden çok daha fazladır, buyurdu.
O, Allah’ı ve Resûlü’nü sevmeyen bir münafıktır, dedi. Resûlullah ona: –Böyle deme, o Allah’ın rızasını arzu ederek lâ ilâhe illâllâh diyor, görmüyor musun, buyurdu
Allah’ın rızasını gözeterek lâ ilâhe illâllâh diyen kimseyi Allah, cehenneme haram kılmıştır, buyurdu.
–Allah’tan başka ilâh olmadığına, kendimin de Allah’ın Resûlü olduğuma şehâdet ederim
Allah’ın birliğine ve Muhammed’in risaletine şeksiz, şüphesiz inanarak Allah’a kavuşanlar mutlaka cennete gireceklerdir.
–Bir insan samimi olarak, “Eşhedü en lâ ilâhe illâllâh ve enne Muhammeden abdühû ve resûlühû” derse, Allah ona cehennemi haram kılar,
Bir gün bedeviler gelerek: –Yâ Resûlallah, (cennet ve cehenneme girmeyi) gerektiren durumlar nelerdir, diye sordu. Resûlullah : –Allah’a şirk koşmadan ölen kimse cennete girer, Allah’a şirk koşarak ölen de cehenneme girer, buyurdu.
Allah, “Bir iyilik yapana, onun on mislini hatta daha fazlasını veririm. Bir kötülük edene kötülüğü kadar ceza veririm, yahut mağfiret ederim.
Allah, Bana bir karış yaklaşana, ben bir arşın, bir arşın yaklaşana da bir kulaç yaklaşırım. buyurmuştur
Allah, Bir kimse bana yürüyerek gelirse, ben, ona koşarak gelirim. Bana ortak koşmayan bir kişi, dünya kadar günah ile bana gelse dahi, ben onu, o kadar mağfiretle karşılarım.” buyurmuştur.
Eşhedü en lâ ilâhe illâllâhü vahdehû lâ şerîke leh ve enne Muhammeden abdühû ve resûlühû” de
Kim İsa’nın Allah’ın kulu, elçisi ve O’nun Hz. Meryem’e ilka ettiği sözü olup, Allah tarafından (yaratılmış) bir ruh olduğuna, cennet ve cehennemin hak olduğuna şehâdet ederse, Allah o kimseyi, amellerine göre, cennete koyar.
Bismillahirrahmanirrahim De ki: “Ey kendilerine karşı aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin.
Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.”(Zümer, 39/53)
Biz ancak nankörleri cezalandırırız. (Sebe, 34/17)
Şüphesiz bize, azabın yalanlayan ve yüz çevirenlere olacağı vahyolundu. (Tâhâ, 20/48)
...Rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır... (A’râf, 7/156)
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.