Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Riyazus Salihin
Riyazus Salihin adlı hadis kitabından derleme ve hadis...
36. Bölüm

10 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Bir gece sahâbîler, Hz. Peygamber’in mescide gelmesini beklediler. Resûlullah gece yarısına yakın gelerek onlarla birlikte yatsı namazını kıldırdı. Sonra bize hitap ederek Bakın, şu anda halk namazlarını kılmış ve uyumuştur. Siz ise namaz için beklediğiniz sürece namaz içindesiniz, buyurdular.

Resûlullah , hayatının son günlerinde bize yatsı namazını kıldırdı. Selâm verince:
Bu geceyi görüyorsunuz ya, işte bu geceden itibaren yüz senesinin başında, bugün yeryüzünde olanlardan hiçbir kimse hayatta kalmayacaktır, buyurdu.

Resûlullah , yatsı namazından önce uyumayı, yatsıdan sonra da konuşmayı hoş karşılamazdı. **

Siz, “Allah ve filan dilerse.” demeyin “Allah dilerse, sonra da filan dilerse.” deyin.

Sizden biri, dua ettiği zaman kararlı ve kesin bir şekilde istesin ve “Allah’ım, dilersen bana ver.” demesin; çünkü Allah’ı zorlayan (hiçbir kuvvet) yoktur.

Biriniz dua ederken, “Allah’ım, istersen beni bağışla, istersen bana rahmet et.” demesin; dileğini kesin olarak istesin. Çünkü Allah’ı zorlayan (hiçbir kuvvet) yoktur.

Bir kadın, başka bir kadınla tensel temasta bulunmasın. Sonra o kadın, kocasına onun güzelliğini anlatır da, adam sanki ona bakmış gibi olur.

Şarap yapılan üzüme) ‘kerm’ demeyin, lakin ‘üzüm çubuğu, üzüm asması’ deyin.

Üzüm (şarabına ve içen)e ‘ker(e)m’
(cömert) demeyin. Asıl ker(e)m, (cömertlik) müminin kalbindedir.

Sizden biri, “Nefsim murdar oldu!” demesin, “Nefsim kötü oldu!”, desin. **

Bana en sevgili olanlarınız ve kıyamet gününde meclisime en yakın bulunanlarınız, ahlâkı güzel olanlarınızdır.

En sevmediğim ve kıyamet günü benden en uzak kalacak olanlarınız da, gevezeler, avurtlarını şişirip (küstahça) konuşanlar ve bilgiçlik taslamak için kibirlenerek laf kalabalığı eden kimselerdir.

Allah, sığırın ağzını evirip çevirdiği gibi, dilini ağzının içinde dolaştıra dolaştıra konuşan (gösteriş için söz sarf eden) kimselere öfkelenir.

Hz. Peygamber: “Eylem ve söylemlerinde aşırıya kaçanlar helâk oldu!” buyurmuş ve bu sözü üç defa tekrarlamıştır.

Arsızlık/fuhşiyat, bulunduğu ortamı kirletir; hayâ ise bulunduğu ortamı süsler.

Mümin, ne insanları karalayan, ne lânet eden, ne kaba ve kötü sözlü, ne de hayâsız biridir.

Her kim, birine: ‘Ey kâfir!’ veya ‘Ey Allah’ın düşmanı!’ derse ve o kişi de böyle değilse o sözler, söyleyene geri döner.

Bir adam (Müslüman) kardeşine, ‘Ey kâfir!’ derse bu söz ikisinden birine döner. Eğer o, dediği gibiyse söz yerini bulmuş olur. Aksi takdirde söz, onu söyleyene döner.

Resûlullah , Hudeybiye’de gece yağan yağmurdan sabah namazını kıldırdı. Namaz sonrasında cemaate dönüp:
Biliyor musunuz, Rabbiniz (bu gece) ne buyurdu, diye sordu. Sahâbîler: –Allah ve Resûlü daha iyi bilir, dediler. Resûl-i Ekrem: Allah Teâlâ, “Kullarımdan kimi bana iman ederek, kimi de kâfir olarak (nimete nankörlük ederek) sabahladı. ‘Allah’ın fazlı ve rahmeti ile yağmur yağdı.’ diyenler bana iman etmiş, yıldızları inkâr etmiştir; ‘Filan ve filan yıldızın batıp doğması ile yağmur yağdı.’ diyenler ise beni inkâr etmiş, yıldıza iman etmiştir.” buyurdu, dedi.

Horoza sövmeyin. Çünkü o, (insanı) namaza uyandırır.

Rüzgâr şiddetlendiği zaman Peygamber :
Allah’ım, senden bu rüzgârın hayrını, taşıdığı ve getirdiği şeylerin de hayrını diler, bunun şerrinden ve  zararlardan da sana sığınırım, şeklinde dua ederdi.

Rüzgâr, Allah tarafından gönderilmektedir. Bazen rahmet, bazen azap getirir. Rüzgârı gördüğünüzde ona sövmeyin; onun hayrını isteyin, şerrinden Allah’a sığının.

Rüzgâra sövmeyin; hoşunuza gitmeyen tarafını gördüğünüzde, “Allah’ım, senden bu rüzgârın hayrını, onun getireceği ve sebep olacağı şeylerin hayrını isteriz. Onun kötülüğünden, getireceği ve sebep olacağı zararların kötülüğünden de sana sığınırız.” diye dua edin.


Bir gün Resûlullah Ey Ümmü’s-Sâib sana ne oldu titreyip duruyorsun, dedi. Ümmü’s-Sâib Allah kahretsin, sıtmaya yakalandım, dedi. Bunun üzerine Resûlullah : –Sıtmaya sövme, çünkü körüğün demirin pasını gidermesi gibi, sıtma da insanoğlunun (küçük) günahlarını temizler, buyurdu.

Münafık kimseye “Efendi!” diye hitap etmeyin; zira onu efendi (başkalarından üstün) saymanız (hâlinde), Aziz ve Celil olan Rabbinizin öfkesini çekmiş olursunuz.

Aziz ve Celil olan Allah katında en kötü isim, “melikler meliki (krallar kralı)” diye adlandırılan kimsenin ismidir.

Allah için size sığınan kimseyi koruyun. Allah için bir şey isteyene verin. Davet edenin davetine katılın. Size bir iyilik yapana onun benzeriyle karşılığını verin.

Eğer benzeri ile karşılık vermeye gücünüz yetmezse, karşılıkta bulunduğunuza kanaat getirinceye kadar ona dua edin.

Allah’ın rızası ile sadece cennet istenir.

Alışverişte çok yemin etmekten sakının, çünkü bu, size önce malı sattırır, sonra (bereketini) kaybettirir.

Alışverişte) yemin, malın satışını artırır, kazancın bereketini ise götürür.

“Allah Teâlâ, boş yere yemin etmenizden dolayı sizi sorumlu tutmaz.”

Allah, bile bile yaptığınız yeminlerle sizi sorumlu tutar.

yeminin kefâreti, ailenize yedirdiğinizin orta hâllisinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir.

Kim (bu imkânı) bulamazsa onun kefâreti üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin kefâreti budur. Yeminlerinizi tutun...


Birinizin, ailesi hakkındaki yemininde ısrarcı olması, Allah nezdinde yeminini bozup da Allah’ın farz kıldığı kefâreti vermesinden daha günahtır.

Resûlullah buyurmuştur: Vallahi ben, Allah’ın izniyle bir şey üzerine yemin ederim de, sonra ondan daha hayırlısını görürsem, yeminimin kefâretini verir ve hayırlı olanı yaparım.

Bir konuda yemin edip de, onun aksini daha hayırlı gören, yemini için kefâret versin ve hayırlı olanı yapsın.

Günün birind Herhangi bir konuda yemin edip de, onun aksini daha hayırlı görürsen, hayırlı olanı yap ve yemininin kefâretini öde, buyurdu.

Büyük günahlar; Allah’a ortak koşmak, anne ve babaya asi olmak, adam öldürmek, bile bile yalan yere yemin etmektir.

Buhârî’nin diğer bir rivayeti de şöyledir:
Bir bedevi Hz. Peygamber’e gelip:
–Ey Allah’ın Resûlü, büyük günahlar nelerdir, diye sordu. Resûlullah : –Allah’a şirk koşmak, dedi.

Ey Allah’ın Resûlü, gamûs yemini nedir, dedim. Resûlullah Bir Müslümanın malından alabilmek için yalan yere edilen yemindir, buyurdu.

–Allah Teâlâ, yalan yere yemin ederek bir Müslümanın hakkını gasbeden kimseye cehennemi vacip, cenneti de haram kılar,

Müslümanın hakkını gasbeden kimseye cenneti haram kılar, buyurdu Sahâbîler Ey Allah’ın Resûlü, eğer o hak, değersiz bir şey ise, diye sordu.Hz. Peygamber:
–Misvak ağacından kesilmiş bir dal parçası bile olsa, (böyledir), buyurdu.

Bir Müslümanın malını haksız yere almak için yalan yere yemin eden kimse, Allah’ın huzuruna vardığında O’nun öfkesiyle karşılaşır,

Allah Teâlâ ile olan ahitlerine ve yeminlerine bedel, az bir şey satın alanlar yok mu? İşte onların ahirette (Allah’ın nimetlerinden) nasipleri yoktur,

kıyamet günü Allah onlarla konuşmaz, onlara iltifat buyurmaz, onları (günahtan) temizlemez. Onlar için acıklı azap vardır.

Allah’tan başkasına yemin etme. Çünkü ben, Resûl-i Ekrem’in, ‘Allah’tan başkasına yemin eden, O’nu inkâr etmiş yahut O’na şirk koşmuştur.’ buyurduğunu işittim.”
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL