İnsanlar sizden, onları tenkit etmenizi isterler, fakat asıl istedikleri onları övmenizdir. w. somerset maugham
Noktalama
Öykülerde kaçırmalar.....
1. Bölüm

Güneşi Kucaklamak

80 Okuyucu
1 Beğeni
0 Yorum
İşte bu gecenin kralı, kapıdan sıyrılarak bedeninden akan pelerinin gölgesi ahşap oymalı dolaplara yavaşça seriliyor. Zaten krallığı böyle yönetir gece; yavaş ve sinsice, güneşin ardından akıp gökyüzünde ayın yüzünden dökülerek evlere dağılır. Gökyüzünde, tek tük yıldızların fısıltılı parıldamalarını kendine sakladığı bir geceydi yine. Mahne için zamanın çarkları yeni çalışmaya başlamıştı. Evde tek bir çıtırtı sesi dahi yokken, Mahne’nin gözleri yakılan bir ampul gibi hızla açıldı.

“Gece kralım!”

Mahne’nin bembeyaz suratı renklenmedi. O hep böyleydi. Galiba küçükken kar suyu çok içmişti, böylelikle kar gibi beyazlamıştı. Kara bir mürekkebin kâğıda damlayıp dağılması gibi, gür siyah saçlarıyla zıt bir uyum içindeydi.

“Buradayım Mahne, odanda ağırlanmam benim için bir şereftir.”

Yamulmuş düğmeyi andıran iri kahverengi gözleri mutluluktan iyice büzüştü ve elinde tuttuğu ayıcığının kulağına fısıldadı:

“Bu gece kralı nasıl tanımazsın? Her gün batımından sonra ortaya çıkar.”

Ayıcık başını iki yana kararsızca salladığında, Mahne ayak uçlarında zıplayarak ispatlamaya karar verdi.

“İzninizle kralım, bana zaman tanıyın. Ayıcığım Tomri buna inanmakta kararsız.”

Gece kralı usulca ağaç dallarında sallandı.

“Pekâlâ Mahne, bunu bize ispatla.”

O zaman, kafasına çarpan düşüncenin sesi duyuldu. Ama bunu nasıl ispatlayabilirdi? Gündüzleri çıkamadığı yatağında hep uyuklayıp kalırken, gündüzleri nasıl anlatabilirdi Tomri’ye?

O da şuradan başlamaya karar verdi. Masasının başına geçti ve bir kâğıt ile sarı bir kalem çıkardı. Tomri ardından gelip masaya zıplayarak çıktı.

“Bak, bu çizdiğim sarı yuvarlak Güneş.”

Ve Batı yönüne doğru bir sürü yuvarlak çizerek zamanı dilimlerine böldü. Güneşin en son durduğu noktada kâğıdı ters çevirip oraya da içi boş bir yuvarlak çizdi.

“Bu da Ay. Eğer Güneş en son noktasına gelirse hava kararır ve Ay ortaya çıkar. Bu da gecenin başladığını gösterir.”

Tomri’nin kafasının tepesinde çizgiler döner. Anlaşılan biraz işler karışmıştı.

“Hâlâ anlamadıysan, hiç yapamadığım bir kahramanlıkla sana bunu ispatlayacağım. Ve ilk defa bugün, gece krallığından çıkıp uykuya dalacağım. İşte o zaman sana kucağımda güneşi getireceğim. Sana söz veriyorum.”

Elleri titriyordu Mahne’nin. Bu kahramanlık olağanüstüydü. Yüksek yatağına tırmandı ki peşi sıra Tomri de ardından yastığa başını koydu.

Pencereden ilk gün ışıkları girerken odaya ılık bir tebessüm yayılmıştı. Mahne ve Tomri hâlâ uyuyordu. Ta ki cama tık tık yapan bir kuşun sesiyle ikisinin de göz kapakları aralandı.

Mahne hızla fırladı yatağından ve pencerenin kenarına geldi. Pencereyi araladığında kuş başını öne uzattı.

“Gece tellalında duyduğuma göre güneşi kucaklayacak çocuk sen olmalısın. Neydi adın?”

Kalbi küt küt atan Mahne, başardığını damarlarına kadar hissetti.

“Mahne efendim, adım bu.”

Kuş biraz daha başını itti, sendeleyerek cam pervazından içeriye daldı.

“Ama ben etrafta Güneş’i göremiyorum...”

Omuzları geriledi bir an.

“Hı!”

Gündüzleri nadiren uyanık kaldığı için Güneş’in nerede olduğunu bilmiyordu. Şimdi kahramanlığı sona mı erecekti? Peki ya Gece Kralı ve Tomri’ye ne olacaktı? Verdiği bir söz vardı ve bunu başarmak istiyordu.

Tam pencerenin kenarından ayrılmak üzereydi ki, içi su dolu fanusa yansıyan ışıkları fark etti.

“Bu ışıklar Güneş’ten buraya yansıyor olmalı çünkü şimdi gündüz. Eğer bu ışıkların yolunu takip edersem Güneş’e ulaşabilirim.”

Fanusu kucaklarken şıp şıp yere birkaç damla düşmüştü. Sarsmamaya özen göstererek tuttu kollarının arasında. Fanusun içindeki suda yuvarlak bir ışık birikimi vardı.

“Tomri!”

Tomri elleriyle uykulu gözlerini ovuşturdu ve aksayarak yataktan hoplayarak indi.

“İşte bu Güneş! Hem sarı hem de yuvarlak.”

Tomri kafasını hızla onaylayarak salladı.

Mahne bugün Güneş’i kucaklamıştı ve gece krallığından ayrılmanın da eğlenceli bir yanı olduğunun farkına varmıştı.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL