İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak daha iyidir. cafer b. muhammed
NAZIM BİR ROMAN Yazar: Hüseyin Turhal
Nazım Hikmet Ran. Bu isim, bir biyografinin, bir davanın ve bir şiir devriminin toplamıdır. Onu anlamak; sadece onun 1902’de başlayan hayat çizgisini takip etmek değil, aynı zamanda 20. yüzyıl Türkiye...
15. Bölüm

BÖLÜM XI: ŞİİRİN MATEMATİĞİ

14 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

Tema: Sanatının Analizi, Serbest Nazım ve Modern Türk Şiirine Katkıları (Tüm Sanat Yaşamı)
Nazım Hikmet, sadece bir dava adamı değil, aynı zamanda şiirin isyankâr bir mimarıydı. Onun en büyük devrimi, demir parmaklıklar ardında değil, kağıt üzerindeki kelimeler arasında gerçekleşti. Türk şiirinin bin yıllık geleneği, onun eliyle, yeni bir çağın ritmine kavuştu.
Gençlik yıllarında Divan ve hece ölçüsünün etkisinden sıyrılışı, Moskova'da karşılaştığı Rus Fütürizmi ve özellikle Mayakovski'nin etkisiyle hızlandı. Nazım, şiirin melodik bir ezgi olmaktan çıkıp, fikirlerin ve kitlelerin gür sesi olması gerektiğine inandı. Bu inanç, onu serbest nazım ve basamaklı mısra tekniğine götürdü.
Nazım, dizeyi bir ölçü kalıbından kurtardı; kelimeleri, anlamın gerektirdiği yerde uzayan, vurgunun istediği yerde kesilen, görsel bir yapı haline getirdi. Şiir, artık kulaktan çok, gözle de okunan bir sanat eseriydi.
Onun Şiirin Matematiği, halkın dili ve günlük konuşma ritmi üzerine kuruluydu. Sokağın sesini, fabrikaların gürültüsünü, Anadolu'nun kederli nefesini, yüksek edebi dilin kibirinden kurtarıp, saf ve yalın bir anlatımla şiire taşıdı. "Memleketimden İnsan Manzaraları", bu teknik dehanın zirvesidir; sinematografik montaj ve epik anlatım, onu sadece bir şair değil, Türkiye'nin ilk modern edebi sinemacısı yapmıştır.
Tüm bu teknik yeniliklere rağmen, Nazım'ın şiirinin merkezinde insan kalmıştır. Onun lirik dehası, en çetin politik dizelerinde bile, sevgi, hasret ve özgürlük gibi evrensel temalara dokunmaktan çekinmedi. Teknik zeka ve duygusal samimiyetin bu eşsiz birleşimi, Nazım Hikmet'i sadece çağdaşlarının değil, kendisinden sonra gelen bütün şairlerin (İkinci Yeni dahil) dönüp bakmak zorunda kaldığı bir mihenk taşı haline getirdi.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL