5. Masal: Büyülü Kitaplık ve Zaman Bekçisi
Minik bir kasabanın en eski binasında, tozlu ve sessiz bir kütüphane vardı. Bu kütüphanenin içinde, kimsenin dikkatini çekmeyen, sıradan görünen ama aslında büyülü bir kitaplık bulunuyordu.
Kitaplığın koruyucusu, adı Saniye olan yaşlı bir adamdı. Saniye, her zaman elinde kocaman bir kum saatiyle dolaşır, kendisini "Zaman Bekçisi" olarak tanıtırdı.
Bir gün, Can isminde yaramaz bir çocuk, kütüphanede koşarken yanlışlıkla büyülü kitaplığın alt çekmecesini açtı. Çekmeceden mavi, parlak bir mürekkep damlası dışarı süzüldü ve hemen yakındaki bir kitaba damladı.
O an, kütüphanedeki tüm kitapların sayfaları kendiliğinden açılmaya başladı! Kılıçlı şövalyeler havada uçuşuyor, ejderhalar kükrüyor, masal kahramanları kütüphane raflarında koşuşturuyordu. Kitapların içindeki zaman birbirine karışmıştı!
Zaman Bekçisi Saniye, hızla Can'ın yanına geldi. "Eyvah, Can! Kitapların zamanını karıştırdın. Hikâyelerin bitişleri başlangıçlarına karışmadan, o mürekkep damlasını geri almalıyız!"
Saniye, kum saatini ters çevirdi ve Can'a küçük, sihirli bir tüy verdi. "Şimdi, kitapların arasına gir ve bu tüy ile karışan mürekkebi topla."
Can, korkuyla ama merakla, açık bir masal kitabının sayfasına atladı. Orada, Kırmızı Başlıklı Kız'ın büyükannesi, uzaya giden bir astronotla sohbet ediyordu. Can, hızla mürekkep damlasını tüy ile topladı ve damlayı Saniye'ye geri getirdi.
Saniye, mürekkep damlasını dikkatlice çekmeceye geri koydu. Anında, tüm kahramanlar sessizce ait oldukları sayfalara geri döndüler.
Saniye, Can'a gülümsedi: "Unutma Can, hikâyeler güçlüdür ve her hikâyenin doğru zamanda anlatılması gerekir. Kitaplara her zaman saygı göster."
O günden sonra Can, kütüphaneye gittiğinde artık koşmuyor, kitaplara daha çok değer veriyordu. Çünkü o, sayfaların arasında gizlenen büyüye şahit olmuştu.
Masalın mesajı: Kitaplar sihirli dünyalardır ve onlara değer verip dikkatli olmalıyız.