Bu eseri yazmaya iten temel motivasyon, İslam ümmetinin yaşadığı derin anlam krizi ve kaynaktan kopuş gerçeğidir. Son birkaç yüzyıldır, Batı'nın ilerlemesi karşısında kendi medeniyet değerlerini sorgu...
6.1. Ailenin Temeli: Huzur (Sekine) ve Sevgi (Meveddet) Kur'an'daki İslam, toplumu oluşturan en küçük ve en önemli birimin aile olduğunu kabul eder. Aile kurumu, sadece biyolojik bir birliktelik değil, karşılıklı huzur (sekine), sevgi (meveddet) ve merhamet (rahmet) üzerine kurulu manevi bir sığınaktır. Rûm, 30:21: "O'nun âyetlerinden biri de, size kendileriyle huzur (sekine) bulmanız için kendi (cinsi)nizden eşler yaratması ve aranıza bir sevgi ve merhamet (meveddet ve rahmet) koymasıdır. Şüphesiz bunda, düşünen bir toplum için gerçekten âyetler vardır." Hüseyin Turhal bu ayeti merkeze alarak, evliliğin Kur'an'daki amacının hakimiyet veya kölelik ilişkisi değil, eşler arası eşit sorumluluk, saygı ve duygusal tatmin olduğunu vurgular. Eşler, birbirlerinin elbisesi gibidir (Bakara, 2:187), yani birbirlerini tamamlar, korur ve kusurlarını örterler. Çocuklar ve Ebeveynlere Karşı Sorumluluklar Aile içindeki ilişkilerde iki temel eksen öne çıkar: Ebeveynlere İhsan (En Güzel Davranış): Kur'an, Allah'a kulluktan hemen sonra anne ve babaya iyi davranmayı (ihsan) emreder. Onlara karşı "öf bile" denilmesi yasaklanmıştır (İsra, 17:23). Bu, yaşlı ebeveynlere bakma sorumluluğunu ve onların tecrübesine saygıyı içerir. Çocukların Eğitimi ve Adalet: Çocuklar, birer emanet olarak görülür. Onlara karşı adil davranılması, iyi bir eğitim verilmesi ve Allah'a kulluk bilincinin aşılanması (Lokman, 31:13-19) temel görevdir. 6.2. Toplumsal Yapı: Kardeşlik (Uhuvvet) ve Farklılık (Tearüf) Aile sınırlarının ötesinde, Müslümanların oluşturduğu toplum, inanç kardeşliği (Uhuvvet) temeline dayanır. Bu kardeşlik, ırk, dil veya coğrafya ayrımı gözetmez. Hucurat, 49:10: "Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkup sakının ki, merhamet olunasınız." Kur'an, inanç temelli kardeşliğin yanı sıra, insanlığın farklılıklar (kabileler ve halklar) üzerine kurulduğunu kabul eder, ancak bu farklılıkların üstünlük sebebi değil, tanışma (tearüf) vesilesi olması gerektiğini belirtir. Hucurat, 49:13: "Ey insanlar, gerçekten biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler kıldık. Şüphesiz, Allah katında en üstün olanınız, takvaca en ileride olanınızdır..." Turhal, bu ayetin ırkçılık, milliyetçilik ve mezhepçilik gibi tüm ayırıcı unsurları reddeden, evrensel bir insanlık ahlakı sunduğunu savunur. Üstünlük, sadece ahlaki erdem (takva) ile belirlenir. 6.3. Sosyal Sorumluluk ve Komşuluk Hukuku Kur'an'daki İslam, bireyi sosyal çevresine karşı sorumlu kılar. Komşuluk hukuku bu sorumluluğun en yakın dairesini oluşturur. Peygamberin (s.a.v.) hadislerinde de vurgulandığı gibi, komşusu açken tok yatanın (ruhunun) Müslüman olamayacağı fikri, Kur'an'ın infak (paylaşma) emrinin pratik bir sonucudur. Yetim ve Muhtaçlara Sahip Çıkma Kur'an'da adalet ve takva ile birlikte en çok vurgulanan ahlaki eylemlerden biri de yetim, miskin (fakir) ve yolda kalmış (ibn-i sebil) kişilere sahip çıkmaktır. Yetim Malını Yemek: Şiddetle yasaklanmış ve büyük bir günah sayılmıştır (Nisa, 4:10). Miskinleri Gözetmek: Maddi ibadet olan zekâtın temel hedefidir. Sosyal Güvenlik: İslami toplumun temel görevi, kimsesiz ve muhtaç bireyleri aç ve desteksiz bırakmamaktır. Bu, İslam'ın sadece bireysel kurtuluşu değil, toplumsal refahı da hedeflediğini gösterir. 6.4. İyiliği Emredip Kötülükten Nehyetme (Emr-i bi'l-Maruf) Toplumsal ilişkilerin sağlıklı yürümesi için son kilit nokta Emr-i bi'l-Maruf ve Nehy-i ani'l-Münker (İyiliği emretme ve kötülükten sakındırma) ilkesidir. Bu ilke: Zorbalık Değildir: Baskı veya şiddet kullanmayı değil, güzel söz, hikmet ve nasihat yoluyla toplumsal bilinci yüksek tutmayı amaçlar (Nahl, 16:125). Karşılıklı Sorumluluktur: Sadece yöneticilerin değil, her bireyin yaşadığı topluma karşı ahlaki bir sorumluluğudur. Sessiz Kalmaya Karşı Çıkış: Haksızlık ve kötülük karşısında sessiz kalmayı (vurdumduymazlığı) yasaklar. Bu bölüm, Kur'an'daki ahlaki ve hukuki ilkelerin sadece bireyin vicdanını değil, aynı zamanda sağlam ve adil bir sosyal yapıyı da inşa ettiğini göstermektedir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.