Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
KUR'AN'DAKİ İSLAM Hüseyin TURHAL
Bu eseri yazmaya iten temel motivasyon, İslam ümmetinin yaşadığı derin anlam krizi ve kaynaktan kopuş gerçeğidir. Son birkaç yüzyıldır, Batı'nın ilerlemesi karşısında kendi medeniyet değerlerini sorgu...
46. Bölüm

Bölüm 39: Tasavvuf ve Zühd (Dünyadan El Çekme): Kur'an'daki Dengeli Ruhsallık

7 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

39.1. Ruhsallığın Merkezi: Tezkiye ve İhsan
Kur'an'daki İslam, insanın ruhsal arınmasını (Tezkiye-i Nefs) ve ahlaki mükemmeliyete (İhsan) ulaşmasını temel bir hedef olarak belirler. Tasavvuf (İslami mistisizm) ve Zühd (dünyaya karşı kayıtsızlık) kavramları, tarih boyunca bu hedefe ulaşma yolları olarak ortaya çıkmıştır.
Tezkiye (Arınma): Kalbi, kibir, haset, riya (gösteriş) ve dünya hırsı gibi kötü ahlaktan temizleyerek Takva (Allah bilinci) ile doldurmaktır.
İhsan (Mükemmeliyet): Yaptığı her işi ve ibadeti, sanki Allah'ı görüyormuşçasına büyük bir titizlik ve samimiyetle (ihlas) yapmaktır (Bölüm 4).
Hüseyin Turhal'a göre, Kur'an'daki ruhsallık; dünyadan kaçmayı değil, dünya ile doğru ilişki kurmayı öğretir.
39.2. Zühd Kavramının Kur'anî Yorumu: Dünya Terki Değil, Kalp Bağını Kesme
Zühd (zâhidlik), kelime anlamı olarak bir şeyi arzulamamak, ona değer vermemektir. Geleneksel olarak dünyadan tamamen el çekme, çile çekme ve maddiyatı reddetme şeklinde yorumlanmıştır.
Kur'an'daki Zühd: Kur'an, dünyayı (Dâr-ı Dünya) ne mutlak kötü ne de mutlak amaç olarak gösterir. Dünya, Ahiret'i (Son Yurdu) kazanmak için kullanılan bir tarla ve bir imtihan mekânıdır.
Dengeli Ruhsallık: Kur'an'ın istediği zühd, malı veya eşi terk etmek değil, kalbin onlara olan aşırı bağımlılığını terk etmektir. Müslüman, meşru kazançtan, temiz yemekten ve aile hayatından el çekmez. Tersine, dünya nimetlerini Allah'ın bir lütfu olarak kabul eder ve onları israf etmeden, cimrilik yapmadan kullanır.
Kasas, 28:77: "...Allah'ın sana verdiklerinden Ahiret yurdunu kazanmaya bak. Ama dünyadan da nasibini unutma. İyilik yap, Allah'ın sana iyilik yaptığı gibi..."
Bu ayet, dünya ve ahiret arasındaki dengeyi net bir şekilde kurar. Zühd, dünya nimetlerini kullanırken ahlaki sınırları ve sorumlulukları akılda tutmaktır.
39.3. Tasavvufun Kayması: Tekke Hayatı ve Ruhbanlık Tehlikesi
Tasavvuf, başlangıçta samimiyet, ahlaki eğitim (seyr-i sülûk) ve ihsan arayışı olarak ortaya çıkmıştır. Ancak tarih içinde, özellikle bazı tarikatlarda, Kur'an'ın ruhsallık anlayışından sapmalar olmuştur:
Ruhbanlığa Kayış: Bölüm 2 ve Bölüm 25'te eleştirildiği gibi, İslam'da ruhbanlık (dini bir sınıfın oluşumu) yoktur. Ancak bazı tasavvufi yapılar, şeyhin mutlak otoritesini ve müridin sorgusuz itaatini dayatarak, Kur'an'ın bireysel sorumluluk ilkesine aykırı bir ruhbanlık hiyerarşisi kurmuştur.
Keşif ve Hurafe İddiaları: Bölüm 31'de incelendiği gibi, bazı mistik tecrübeler, Gayb bilgisine (keşif) ve kerametlere aşırı önem vermiş, bu da akıldan uzaklaşmaya ve hurafelere kapı açmıştır.
Toplumsal Hayattan Çekilme: Bazı tarikatlar, zühdü toplumsal sorumluluktan kaçış olarak yorumlamış; cami ve toplumsal hayat yerine, tekke ve inziva hayatını esas kabul etmiştir. Bu, Emr-i bi'l-Maruf (iyiliği emretme) görevini ihmal eder.
Turhal'a göre, Kur'anî ruhsallık, caminin, çarşının, devlet yönetiminin ve ailenin içinde yaşanır; dağlarda, mağaralarda veya inziva köşelerinde değil.
39.4. Kur'an'daki Kalp Temizliği ve Amel İlişkisi
Gerçek manevi arınma, söz ve eylem ile ayrılmaz bir bütündür.
Kalbin Rolü: Kur'an'da kalp (fuâd, sadr, kalb), inancın, anlayışın ve niyetin merkezidir. Kalbin temizliği, riya (gösteriş) ve gururdan arınmakla başlar.
Amel-i Salih: Manevi yolculuk (Tasavvufi yolculuk), soyut tecrübelerle değil, somut iyi eylemlerle (Amel-i Salih) kanıtlanır. İyi ahlak ve toplumsal fayda (Nâfî') üretmeyen bir ruhsal durum, Kur'anî değildir.
Örnek: Namazda huşu (derin saygı) ile duran bir kalbin, dışarıda zulme ve haksızlığa karşı sessiz kalması düşünülemez. Bu, ruhsal eğitimin toplumsal adaleti getirmesi zorunluluğunu gösterir.
39.5. Sonuç: Fıtrata Uygun Ruhsallık
Kur'an'daki İslam, insanın nefsini tamamen ezmeyi (çileciliği) değil, onu eğitmeyi ve ıslah etmeyi (Tezkiye) amaçlar.
Dengeli Ruhsallık:
Aşırı Dünyeviliği (Şehvet Köleliğini) reddeder.
Aşırı Ruhbanlığı (Dünyadan Kopuşu) reddeder.
Müslüman, dünyada yaşarken kalbini Ahiret'e bağlayan, zenginliği cimrilik yapmadan kullanan ve fakirliği onurla taşıyan kişidir. Bu denge, Fıtrata (İnsan doğasına) en uygun ve en sürdürülebilir ruhsallık biçimidir.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL