Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
KUR'AN'DAKİ İSLAM Hüseyin TURHAL
Bu eseri yazmaya iten temel motivasyon, İslam ümmetinin yaşadığı derin anlam krizi ve kaynaktan kopuş gerçeğidir. Son birkaç yüzyıldır, Batı'nın ilerlemesi karşısında kendi medeniyet değerlerini sorgu...
42. Bölüm

Bölüm 36: Toplumsal Sınıflar ve Fakir-Zengin İlişkisi: Kur'an'ın Sosyal Adalet Modeli

8 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
36.1. Zenginlik ve Fakirliğin İmtihan Boyutu
Kur'an'daki İslam, zenginlik (Gına) ve fakirlik (Fakr) durumlarını, bireysel ve toplumsal hayatın kaçınılmaz birer imtihanı olarak görür. Bu, ne zenginliği mutlak bir üstünlük ne de fakirliği mutlak bir erdem olarak kutsar.
Zenginliğin Sınavı: Servet, bireye Allah tarafından verilmiş bir emanettir. Zengin, malını Bölüm 20'de ele alındığı gibi infak, helal kazanç ve adalet ilkelerine göre kullanmakla yükümlüdür. Zenginliğin sınavı, kibirden (istiğna) ve haksız sömürüden kaçınmaktır.
Fakirliğin Sınavı: Fakirlik ise, sabır, şükür ve onurunu koruma sınavıdır. Fakir, yoksulluğu nedeniyle ümitsizliğe ve inkâra düşmekten sakınmalıdır.
Turhal'a göre, Kur'an'ın amacı, sınıflar arası ayrımı ve düşmanlığı körüklemek değil, bu iki durum arasındaki sosyal sorumluluk köprüsünü kurmaktır.
36.2. Servet Dolaşımı ve Ekonomik Fesadın Reddi
Kur'an, servetin belirli bir zümrenin elinde dönüp dolaşmasını (tekel oluşturmasını) engelleyecek ekonomik mekanizmaları zorunlu kılar. Servetin yığılması, toplumsal fesat ve adaletsizliğin kaynağıdır.
Haşr, 59:7: "... (Bu ganimet malları) içinizden sadece zenginler arasında dolaşan bir servet olmasın diye..."
A. Riba (Faiz) Yasağı ve Risk Paylaşımı
Bölüm 20'de vurgulandığı gibi, Faiz (Riba) yasağı, servetin emek harcamadan büyümesini engelleyerek, sermayenin üretken yatırımlara ve risk paylaşımına (kar-zarar ortaklığı) yönlendirilmesini amaçlar. Bu, pasif sermayedar yerine, üreten ve risk alan girişimciyi teşvik eder.
B. Zekâtın Toplumsal Rolü
Zekât, fakirin zengin üzerindeki bir lütuf değil, haktır. Zekât, servetin bir kısmını sistemli bir şekilde yoksul, miskin, borçlu ve sosyal hizmetlere yönlendirerek, ekonomik uçurumu kapatmayı amaçlayan zorunlu bir vergidir. Zekât, bu yönüyle İslam'ın en önemli sosyal güvenlik mekanizmasıdır.
36.3. Mülkiyetin Sınırları ve Hak Kavramı
İslam, özel mülkiyeti meşru kabul etmekle birlikte, bu mülkiyetin mutlak ve sınırsız olmadığını belirtir. Mülkiyet, emanet esasına dayanır.
Başkalarının Hakkı: Malda, zengin dışındaki muhtaç ve mahrumun da hakkı vardır (Zâriyât, 51:19). Bu hak, Zekât ve İnfak yoluyla yerine getirilir.
İsraf Yasağı: Kişi, malını haksız yere kazanmayacağı gibi, onu gösteriş, savurganlık ve israf yoluyla da tüketemez (Bölüm 20). İsraf, bireysel bir hata olmaktan öte, toplumun kaynaklarını heba eden ahlaki bir suçtur.
Kamu Yararı: Mülkiyet hakkı, toplumsal düzenin ve kamu yararının (Maslahat) üstünde değildir. Su, otlak ve ateş gibi temel kaynakların toplumsal mülkiyeti (veya ortak kullanımı) ilkesi, Kur'an'ın bu bakış açısıyla desteklenir.
36.4. Fakirin Onurunun Korunması (İffet)
Kur'an'ın sosyal adalet modeli, sadece fakire maddi yardım yapılmasını değil, aynı zamanda onun onurunun ve iffetinin korunmasını da şart koşar.
Dilenciliğin Reddi: Kur'an, dilenciliği meslek haline getirmeyi (Bölüm 16: Tembellik) veya yoksulluk nedeniyle onurunu kaybetmeyi tasvip etmez. İdeal olan, fakirin çalışarak geçimini sağlamasıdır (Bölüm 20).
Yardımın Gizliliği: İnfak (yardım) yapılırken, yardım edilen kişinin küçük düşürülmemesi ve yardımın gösterişten uzak (gizli) yapılması teşvik edilir (Bakara, 2:271). Yardımlaşma, tevazu ve merhamet ile yapılmalıdır.
Haksızlık Yasağı: Yoksulun emeğini sömürmek, ona zorbalık yapmak veya borcunu ödemekte zorlananlara zulmetmek, Kur'an'ın en büyük yasaklarındandır.
36.5. Sonuç: Sosyal Adalet ve Barış
Kur'an'daki sosyal adalet modeli, ne servetin tamamen yok edilmesini (aşırı sosyalizm) ne de sınırsız serbestiyi (vahşi kapitalizm) savunur. İslam'ın modeli, mülkiyeti emanet kabul eden, zorunlu Zekât ve Riba yasağı ile servet dolaşımını sağlayan ve İnfak ile toplumsal dayanışmayı sürekli kılan dengeci bir sistemdir.

Bu sistemin nihai amacı: Toplumsal sınıflar arasındaki ekonomik uçurumu kapatarak, yeryüzünde zulmü ve fesadı bitirmek ve huzur içinde bir arada yaşanılan bir toplum inşa etmektir.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL