Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
KUR'AN'DAKİ İSLAM Hüseyin TURHAL
Bu eseri yazmaya iten temel motivasyon, İslam ümmetinin yaşadığı derin anlam krizi ve kaynaktan kopuş gerçeğidir. Son birkaç yüzyıldır, Batı'nın ilerlemesi karşısında kendi medeniyet değerlerini sorgu...
38. Bölüm

Bölüm 32: Kader ve Kaza'nın Tarihsel Yorumları: Selef, Mu'tezile ve Ehl-i Sünnet

8 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

32.1. Tartışmanın Doğuşu: Neden Kader Anlaşmazlığı Çıktı?
İslam düşünce tarihinde Kader (Takdir) ve İrade (İhtiyar) sorunu, Kur'an'ın iki farklı yönde yorumlanabilecek ayetlerinden kaynaklandı. Bir yanda Allah'ın mutlak gücünü, ilmini ve yaratıcılığını vurgulayan ayetler (cebr), diğer yanda ise insanın sorumluluğunu, seçme özgürlüğünü (kesb) ve hesaba çekilmeyi vurgulayan ayetler (ihtiyar) vardı.
Bu ikilemin çözümü için, İslam'ın erken dönemlerinden itibaren farklı felsefi ve teolojik ekoller ortaya çıkmıştır:
32.2. Cebrî Eğilim (Mutlak Kadercilik)
Bu eğilim, insanın eylemlerinde hiçbir özgür iradesi olmadığını, her şeyin Allah tarafından önceden belirlendiğini ve zorlandığını (cebr) savunur.
Tez: İnsan, rüzgârın önündeki yaprak gibidir. Eğer kötü bir eylemde bulunursa, bu Allah'ın takdiri ve zorlamasıyla olmuştur; dolayısıyla insan sorumlu değildir.
Kur'anî Eleştiri: Bu görüş, Kur'an'ın yüzlerce ayetle vurguladığı imtihan, sorumluluk, hesap verme, ödül ve ceza sistemini tamamen anlamsız kılar. Bölüm 27'de belirtildiği gibi, Kur'an, kötülüklerini kadere yükleyenleri şiddetle eleştirir.
32.3. Mu'tezile (İradenin Önceliği ve Adalet Vurgusu)
Mu'tezile ekolü, özellikle Adalet (Adl) ilkesini merkeze alarak, insan iradesini öne çıkarmıştır.
Tez: Allah, adil olmak zorundadır. Eğer Allah, insana kötü bir eylemi zorlar (cebr) ve sonra bu eylemden dolayı onu cezalandırırsa, bu zulüm olur. Bu nedenle insan, eylemlerini tam anlamıyla kendi yaratır (halku'l-ef'âl) ve bu sayede sorumluluk altına girer.
Eleştiri: Mu'tezile'nin bu yaklaşımı, Allah'ın mutlak yaratıcılığını ve gücünü (Tevhid) sınırlandırma riskini taşır. Eğer insan kendi eylemini yaratıyorsa, Tevhidin "Yaratıcı (Halık) sadece O'dur" ilkesi zedelenir.
32.4. Ehl-i Sünnet Kelamı: Eş'arî ve Mâturîdî Görüşleri
Ehl-i Sünnet kelam ekolleri, yukarıdaki iki aşırı ucun arasında denge kurmaya çalışmıştır:
A. Eş'arî Görüşü (Kesb (Kazanma) Teorisi)
Eş'arîler, Allah'ın mutlak gücünü korumayı önceliklendirmiştir:
Tez: Eylemleri yaratan (halk) sadece Allah'tır. İnsan ise, Allah'ın yarattığı bu eylemi yapmaya yönelir ve kazanır (kesb). Yani insan, eylemin yaratıcısı değil, yapıcısı ve sorumlusudur. Bu, insanın iradesini ve sorumluluğunu kısmen korurken, Allah'ın yaratıcılığını mutlak tutar.
Eleştiri: Bu görüş, felsefi olarak zorlama (cebr) tehlikesine yakındır. İnsan, eylemi kendisi yaratmadığı halde neden sorumlu tutulsun sorusuna net bir cevap vermekte zorlanmıştır.
B. Mâturîdî Görüşü (İrade-i Cüz'iyye)
Maturidîler, insan iradesini daha fazla öne çıkarır ve Turhal'ın yaklaşımına daha yakındır:
Tez: Allah, insana seçme gücü ve iradesi (İrade-i Cüz'iyye) vermiştir. İnsan, bir eylemi yapmayı gerçekten seçer ve irade eder. Allah, bu seçimi engellemez, ancak bu eylemi varlık alanına çıkaran gücü ve imkânı (halkı) yaratır. Yani insanın seçimi (tercihi) özgürdür, fakat eylemin yaratımı (yaratılış) Allah'a aittir.
32.5. Hüseyin Turhal'ın Kur'anî Denge Yorumu
Turhal, bu tarihsel tartışmaları inceledikten sonra, Kur'an'daki İslam'ın amacının felsefi ince detaylar değil, ahlaki sorumluluk olduğunu vurgular.
Tevhidin Önceliği: Kur'an, Kaderi, Allah'ın mutlak ilmi ve evreni yönetme yasası (Sünnetullah) olarak anlar. Bu bilgi, insanın iradesini bağlamaz.
Ahlaki Sonuç: İnsan, özgür seçimi (irade-i cüz'iyye) ile iyilik veya kötülüğe yöneldiği için mutlak sorumludur. Kaderi bahane ederek kötülük yapmak, Kur'an ahlakına aykırıdır.
Tevekkül Dengeleyici Rolü: Bölüm 27'de belirtildiği gibi, Müslüman, çalışma ve çabanın (tedbir) sınırlarında özgür iradesini kullanır, sonuçları ise Allah'a havale eder (Tevekkül). Bu, ne tam teslimiyet ne de tam bağımsızlıktır; dinamik ve sorumlu bir teslimiyettir.
Sonuç: Kader tartışmaları, Kur'an'ın Adalet ve Kudret ayetlerini birbiriyle çatıştırma eğiliminden doğmuştur. Kur'an'daki İslam, bu iki ilkenin birbirini dengelediğini ve insanın imtihanın gerçekliği için özgür iradeye sahip olduğunu açıkça belirtir.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL