Bu eseri yazmaya iten temel motivasyon, İslam ümmetinin yaşadığı derin anlam krizi ve kaynaktan kopuş gerçeğidir. Son birkaç yüzyıldır, Batı'nın ilerlemesi karşısında kendi medeniyet değerlerini sorgu...
31.1. Gayb Kavramının Tanımı ve Önemi Gayb, Kur'an'daki İslam'ın temel kavramlarından biridir ve gözlemlenemeyen, beş duyu organıyla veya bilimsel metotlarla erişilemeyen bilgi ve varlık alanını ifade eder. Müslümanlar için imanın başlangıcı, Gayb'a İman etmekle başlar. Bakara, 2:3: "(Onlar ki) Gayba inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden infak ederler." Gayb Bilgisi: Kur'an, mutlak ve kesin Gayb bilgisinin yalnızca Allah'a ait olduğunu çok net bir şekilde belirtir. Hiçbir insan, cin, melek veya başka bir varlık, bu mutlak bilgiye vakıf değildir. Cin, 72:26-27: "O, gaybı bilendir. Kendi gaybını (bilgisini) ise hiç kimseye açmaz (bildirmez). Ancak razı olduğu elçisi (peygamberi) hariç..." Bu ayetler, Turhal için, dinî veya mistik iddialarla ortaya çıkan keşif, ilham, rüya tabiri veya keramet gibi kavramların Kur'anî sınırlara çekilmesi gerektiğini gösteren temel delillerdir. 31.2. Kehanet ve Batıl İnançlara Kur'anî Eleştiri Kur'an'daki İslam, geleceği bildiğini iddia eden her türlü kehanet, falcılık, medyumluk, astroloji ve sihir pratiğini kesin bir dille reddeder. Bu tür iddialar, doğrudan Tevhid ilkesini zedeleyen ve insan aklını esir alan hurafeler olarak görülür. Ama İslam Alimleri ilmi Havas ile Astroloji Yıldızname Metafizik medyumluğu kabul etmiş, bu ilmi doğru yoldan kullandığı taktirde doğru bulmuştur. Sadece, büyü sihir yapmayı yasaklamış, ilmi yanlış kullanmasını doğru bulmamıştır. A. Fal ve Kehanet (Kâhinlik) Yasağı Falcılar, kâhinler veya medyumlar, Kur'an'a göre geleceğe dair bir bilgiye sahip değildir. Bunların iddiaları, genellikle tahmin, genel geçer sözler (palmpsikoz) veya şeytanın vesvesesiyle karışan, asılsız şeylerdir. Bu yasağın temel sebebi: ( İslam Alimleri bu konuda farklı düşüncelere ayrılıklara düşmüşler) İnsan İradesini Devre Dışı Bırakma: Geleceğin sabitlenmiş olduğunu iddia etmek (fatalizm), Bölüm 27'de ele alınan özgür irade ve sorumluluk ilkesini ortadan kaldırır. İstismar: Gayb bilgisini bilme iddiası, daima ekonomik sömürüye ve manevi baskıya yol açar. B. Sihir (Büyü) Eleştirisi Sihir, Kur'an'da genellikle insanları ayırma, aldatma veya onlara zarar verme amaçlı bir eylem olarak ele alınır. Kur'an, sihri bir gerçeklikten çok, bir aldatma ve fesat çıkarma eylemi olarak tanımlar ve onu kesinlikle yasaklar. Sihir, imtihanın ahlaki sınırlarını ihlal etme çabasıdır. 31.3. İslami Mistik Tecrübelerde (Keşif ve İlham) Sınır Tasavvuf ve mistik geleneklerde sıkça bahsedilen keşif, ilham veya rüya yoluyla gayb bilgisine ulaşma iddiaları, Kur'an'ın Gayb sınırları karşısında eleştirel bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Peygamberlik Sınırı: Mutlak Gayb bilgisinin açıldığı tek kanal, Peygamberlik (Nübüvvet) makamıdır. Hz. Muhammed'in (s.a.v.) vefatıyla bu kanal kapanmıştır. Hiçbir veli, şeyh veya dindar kişi, Peygamberlik iddiası taşımadığı sürece, vahiy veya mutlak gayb bilgisi alamaz. İlham ve Fücur: İlham, bir kişinin kalbine gelen iyi düşünceler ve duygular olabilir, ancak bu, mutlak bilgi kaynağı değildir. Bu ilham, kişinin kendi arzularıyla (fücur) karışabilir. Bu nedenle, ilham daima Kur'an'ın açık hükümleri (Muhkemât) ile test edilmelidir. Keramet: Olağanüstü olaylar (Keramet) gerçek olsa bile, bu durum o kişinin yasa koyucu (Müşerri) olduğu veya mutlak gaybı bildiği anlamına gelmez. Keramet, bir velinin gücü değil, Allah'ın izniyle gerçekleşen bir olaydır ve Takva ile ilişkilidir. 31.4. Gayb'a İmanın Pratik Sonuçları Kur'an'daki İslam, Gayb bilgisini Allah'a tahsis ederek, insana pratik hayatta iki temel ders verir: Mütevazılık: İnsan aklının ve bilgisinin sınırlı olduğunu kabul etmek (Bölüm 7). Bilmediğimiz alanlarda spekülasyon yapmak yerine, Kur'an'ın öğrettiği kesin bilgilere odaklanmak. Hareket ve Sorumluluk: Geleceği (Gayb'ı) bilmediğimiz için, endişe ve korku yerine ümit, tevekkül ve sürekli çalışma prensibine odaklanmak. Madem geleceği bilmiyoruz, o halde en iyi şekilde davranarak (İhsan) en iyi geleceği (Âkıbet) inşa etme sorumluluğuna sahibiz (Bölüm 27). Sonuç: Kur'an, Müslüman'ı gerçekliğe, mantığa ve bilimsel düşünceye davet ederken; ona, bilim ve akıl yoluyla ulaşamayacağı mutlak gücün, bilginin ve nihai sonucun Allah'a ait olduğunu hatırlatır. Gayb bilgisini bilme iddiasında bulunan her türlü kişi veya gelenek, Kur'an'ın Tevhid ve Akıl ilkelerine meydan okumaktadır.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.