Bu eseri yazmaya iten temel motivasyon, İslam ümmetinin yaşadığı derin anlam krizi ve kaynaktan kopuş gerçeğidir. Son birkaç yüzyıldır, Batı'nın ilerlemesi karşısında kendi medeniyet değerlerini sorgu...
27.1. Kader: Mutlak Bilgi ve Evrensel Yasalar (Sünnetullah) Kur'an'daki Kader kavramı, genellikle yanlış anlaşılarak fatalizm (cebr), yani insanın tüm eylemlerinin önceden belirlenmiş olması şeklinde yorumlanır. Hüseyin Turhal, Kur'an'daki Kader'in bu edilgen tanımını reddeder. Kaderin Gerçek Anlamı (Takdîr): Kader, Allah'ın evrendeki tüm olayları ve zaman çizelgesini mutlak bilgisiyle (İlm-i Ezelî) önceden bilmesi ve yaratılışın tüm detaylarını ölçüp düzenlemesidir. Allah'ın bilmesi, bizim eylem özgürlüğümüzü ortadan kaldırmaz. Sünnetullah (Evrensel Yasalar): Kader aynı zamanda, Allah'ın evrene koyduğu değişmez fiziksel, sosyal ve ahlaki yasalar anlamına gelir. Yerçekimi, sebep-sonuç ilişkisi, dürüstlüğün toplumsal faydası gibi yasalar Kader'in bir parçasıdır. Örnek: Bir öğrencinin ders çalışmayarak sınavdan kalması, kaderin bir gereği değil, çalışma-başarı yasasının (Sünnetullah) sonucudur. Dolayısıyla Kur'an, kaderi bir mazeret kapısı değil, mutlak bilgiye dayalı ilahi bir düzen olarak tanımlar. 27.2. Özgür İrade (İhtiyar) ve İnsanın Sorumluluğu Kur'an'daki İslam'ın temel direği, insanın özgür irade (ihtiyar) sahibi olmasıdır. Eğer insan özgür iradeye sahip olmasaydı, sorumluluk (mes'ûliyyet) ve hesap verme (Ahiret) kavramlarının hiçbir anlamı kalmazdı. Seçim Hakkı: Allah, insana iyi (Hayr) ve kötü (Şer) yolları açıkça göstermiş ve ona bu yollardan birini seçme yeteneği vermiştir. Şems, 91:8: "Ona fücûrunu (kötülüğünü) ve takvâsını (iyiliğini) ilham edene (yöneltene) andolsun." Kazanma (Kesb) ve Yükümlülük: İnsan, yaptıklarını kendi kazanır (kesb) ve bu nedenle eylemlerinin sonuçlarından sadece kendisi sorumludur. Kimse başkasının günahını veya sevabını yüklenmez (En'âm, 6:164). Turhal'ın Görüşü: İnsan, özgür iradesini kullanarak Allah'ın kendisine verdiği potansiyeli (Fıtrat) geliştirme veya bozma gücüne sahiptir. Bu, Bölüm 16'da ele alınan Nefs-i Emmare'den Nefs-i Mutmainne'ye geçiş mücadelesinin temelidir. 27.3. Kaderciliğin (Cebr) Eleştirisi Kur'an'daki İslam, insanın tüm eylemlerini Allah'ın zorla belirlediğini (Cebr) ve bu nedenle insanın yaptıklarından sorumlu olmadığını savunan cebrî (kaderci) yaklaşımları kesinlikle reddeder. Mazeret Üretme: Kur'an, müşriklerin ve inkârcıların kendi sapkınlıklarını "Allah böyle diledi" diyerek kadere yüklemelerini şiddetle eleştirir (En'âm, 6:148). Kur'an, kaderin, kötülüklerin ve tembelliğin bahanesi yapılmasını yasaklar. Edilgenlikten Kaçınma: İman eden bir birey, hastalandığında şifa arar, yoksullaştığında çalışır, zulme uğradığında ise kıyam (ayağa kalkar). Bu eylemler, kaderin pasif bir bekleyiş olmadığını, aktif bir sorumluluk olduğunu gösterir (Bölüm 17). 27.4. Hidayet ve Dalalet (Doğru ve Sapık Yol) İlişkisi Kur'an'da sıkça geçen "Allah dilediğini hidayete erdirir, dilediğini dalalette bırakır" şeklindeki ayetler, genellikle cebr (zorlama) olarak yorumlanmıştır. Turhal bu ayetlerin doğru yorumlanması gerektiğini belirtir: İnsan Kaynaklı Seçim: Allah, hidayeti (doğru yolu) isteyeni hidayetle mükafatlandırır ve haktan yüz çevireni, kibirleneni ve inkârda ısrar edeni kendi sapıklığıyla baş başa bırakır. Hidayet: Ödül Olarak: Allah, kimseye zorla doğru yolu göstermez; ancak kulun samimi çabasını ve isteğini (ihlâs) gördüğünde, ona doğru yolu bulma imkânını ve başarısını (tevfiki) verir. Hidayet, kulun çabasının ilahi bir karşılığıdır. Özetle: İnsan seçer, Allah yaratır. İnsan, kötü eylemi yapmayı seçme özgürlüğüne sahiptir, ancak o eylemi varlık alanına çıkaran güç (halk) Allah'a aittir. 27.5. Özgür İrade ve Tevekkül Dengesi Kur'an'daki İslam, özgür irade ile tevekkülün (Allah'a güvenme) mükemmel bir dengesini sunar. Önce Özgür İrade (Tedbir): Kişi, elinden gelen tüm çabayı, aklı ve iradeyi kullanarak üzerine düşen tedbiri (önlemi) almak zorundadır. Örneğin, bir çiftçi tohumu ekmeden hasat bekleyemez. Bu, kesb (kazanma) prensibidir. Sonra Tevekkül (Teslimiyet): Tüm çaba sarf edildikten sonra, sonuçların sadece Allah'ın izniyle gerçekleşeceğine inanmak ve kaygıdan özgürleşerek O'na güvenmek (Bölüm 20). Sonuç: Kur'an, insanı, kaderin pasif bir kurbanı olmaktan çıkarır ve onu hayatının mimarı, akıl sahibi, sorumlu ve aktif bir özne (fail) olarak tanımlar. Kader, eylemlerimizi belirlemez; eylemlerimizi kapsayan ilahi bir düzendir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.