Bu eseri yazmaya iten temel motivasyon, İslam ümmetinin yaşadığı derin anlam krizi ve kaynaktan kopuş gerçeğidir. Son birkaç yüzyıldır, Batı'nın ilerlemesi karşısında kendi medeniyet değerlerini sorgu...
26.1. Hukukun Amacı: Adalet, Islah ve Caydırıcılık Kur'an'daki hukukun (Şeriatın) temel amacı, sadece suçluyu cezalandırmak değil; aynı zamanda adil bir toplum (Kıyam bi'l-Kıst) tesis etmek, suçluyu ıslah etmek ve suçun işlenmesini caydırmaktır. Hukuk, intikam aracı değil, toplumsal düzenin ve ahlakın koruma kalkanıdır. Hüseyin Turhal, ceza hükümlerinin, Kur'an'ın temel ahlaki ve hukuki amaçlarından (Makasıd-ı Şeria) ayrı düşünülemeyeceğini vurgular. Bu amaçlar, canın, aklın, dinin, neslin ve malın korunmasıdır. 26.2. Hudud Kavramı ve Sınırlamalar Hudud kelimesi, "hadd" kökünden gelir ve "sınır, limit" anlamına gelir. Kur'an terminolojisinde, hem Allah'ın emrettiği sınırları aşmamayı (genel ahlak ve hukuk sınırları) hem de bu sınırların aşılması durumunda uygulanabilecek ceza hükümlerini ifade eder. Geleneksel Hukuk Eleştirisi: Geleneksel fıkıh, Hudud cezalarını (hırsızlıkta el kesme, zinada recm, vb.) değiştirilemez, mutlak ve harfi harfine uygulanması gereken cezalar olarak görmüştür. Turhal, bu yaklaşımın, Kur'an'ın merhamet ve adalette titizlik ilkelerini ihmal ettiğini belirtir. A. Tövbe ve Islahın Önceliği Kur'an, birçok cezai hükümden bahsederken, bu cezaların uygulanmasından önce veya sonra gelen tövbe (istiğfar) ve ıslah kapısının açık olduğunu vurgular. Maide, 5:39: "Kim, haksız davrandıktan sonra tövbe eder ve (davranışını) ıslah ederse, şüphesiz Allah onun tövbesini kabul eder. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir." Bu, cezanın amacının, suçluyu toplumdan dışlamak değil, onu ıslah ederek topluma yeniden kazandırmak olduğunu gösterir. 26.3. Cezai Hükümlerdeki Şartların Ağırlaştırılması Kur'an, cezai hükümlerde (özellikle zina ve hırsızlık gibi konularda), cezanın uygulanmasını o kadar zor ve ağır şartlara bağlamıştır ki, bu durum, cezanın uygulanmasından çok, caydırıcılığını öne çıkarmıştır. Zina Cezası ve Şahitlik: Zina suçu için dört görgü şahidinin (olayı bizzat gören) şart koşulması (Nur, 24:4), bu cezanın uygulanmasının neredeyse imkânsız olduğunu gösterir. Bu, suçu örtmeyi, teşhir etmemeyi ve aile/toplum mahremiyetini korumayı amaçlar. Amaç, cezayı uygulamak değil, toplumu şehvetin yayılmasından korumaktır. Hırsızlık ve Zorunluluk Hali: Hırsızlık cezasının (el kesme) uygulanabilmesi için, hırsızın açlık, yoksulluk veya zorunluluk halinin bulunmaması gerekir. Bölüm 20'de ele alınan sosyal adaletin sağlanmadığı, herkesin rızkının garanti altına alınmadığı bir toplumda, bu cezanın uygulanması adil kabul edilemez. Sonuç: Kur'an, cezaları bir maksimum sınır olarak belirlemiştir. Yargıçlar, cezayı uygulamadan önce, sosyal koşulları, niyeti, zorunluluk halini ve tövbe durumunu dikkate alarak, Kur'an'ın genel merhamet ve adalet ilkelerine uygun hareket etmek zorundadır. 26.4. Kısas ve Af (Merhamet) İlkesi Kur'an'daki ceza hukuku, Kısas (cana karşılık can, göze karşılık göz) ilkesini içerir. Ancak Kur'an, bu cezayı uygulamaktan daha faziletli bir yol sunar: Af ve bağışlama. Maide, 5:45: "Kim de kısas hakkından vazgeçerse (affederse), bu kendisi için bir kefaret olur..." Af: İnsaniyetin Zirvesi: Kur'an, affetmeyi, zulme uğrayanın hakkını almasından daha üstün bir erdem olarak tanımlar. Bu, hukuki sistemin intikam duygularıyla değil, merhamet ve yüce gönüllülükle yönetilmesi gerektiğini gösterir. Tazminat ve Diyet: Kısas, sadece cezai bir hüküm değil, aynı zamanda maktulün ailesiyle anlaşarak diyet (maddi tazminat) ile sonuçlanabilen bir hukuki süreçtir. Turhal'ın Eleştirisi: Geleneksel İslami rejimler, Kısas hükmünün zorunlu uygulamasını vurgularken, Af ve Tövbe gibi Kur'an'ın yüksek ahlaki çağrılarını görmezden gelmişlerdir. Bu durum, İslam'ın imajını şiddet odaklı göstermiş, oysa Kur'an'ın kendi hükümleri merhameti teşvik eder. 26.5. Hukukta Kaynak Önceliği ve İçtihat Kur'an'daki ceza sistemini doğru anlamanın yolu, Bölüm 11'de bahsedilen metodolojiyi uygulamaktır: Kur'an'ın Üstünlüğü: Cezai konularda dahi, Kur'an'ın açık hükümleri (Muhkemât) ve genel amaçları (Makasıd) her türlü rivayet ve mezhep görüşünün üzerindedir. İçtihat: Kur'an'da net olarak belirlenmeyen (ta'zir) cezai konularda, çağın şartlarına uygun, adil, ıslah edici ve caydırıcı yeni cezalar (örneğin hapis, para cezası, sosyal hizmet) getirmek İctihad yoluyla mümkündür. Kur'an, bir katı ceza kanunu değil, adil ve merhametli bir hukuk sistemi kurmak için gerekli olan ahlaki ve hukuki çerçeveyi sunar.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.