Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
KUR'AN'DAKİ İSLAM Hüseyin TURHAL
Bu eseri yazmaya iten temel motivasyon, İslam ümmetinin yaşadığı derin anlam krizi ve kaynaktan kopuş gerçeğidir. Son birkaç yüzyıldır, Batı'nın ilerlemesi karşısında kendi medeniyet değerlerini sorgu...
30. Bölüm

Bölüm 24: Vahyin Toplumsallaşması: Eğitim ve Davet Metodolojisi

6 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

24.1. Davetin Esası: İkna ve Tebliğ
Davet, Kur'an'daki İslam'ın temel direklerinden biridir. Bu, sadece gayrimüslimleri değil, aynı zamanda Müslümanları da sürekli olarak Kur'an'ın ilkelerine çağırma görevini ifade eder. Davetin temel esası, zorlama (ikrah) değil, ikna (burhan) ve açıkça duyurmadır (tebliğ).
Ra'd, 13:40: "...Senin üzerine düşen yalnızca tebliğdir (duyurmaktır). Hesap ise yalnızca Bize aittir."
Hüseyin Turhal bu ilkeyi vurgulayarak, davetçinin görevinin sadece mesajı en güzel biçimde sunmak olduğunu; sonucu zorlamanın veya garantilemenin insana ait olmadığını belirtir. Davet, Allah ile kul arasındaki ilişkiye saygılı olmalı ve Bölüm 10'da belirtilen inanç özgürlüğü ilkesini asla ihlal etmemelidir.
24.2. Davetin Üç Temel Metodu
Kur'an, davetin başarıya ulaşması için üç temel metodolojik ilke belirlemiştir:
A. Hikmet (Derin Bilgelik)
Hikmet, doğru olanı, doğru zamanda, doğru kişiye, en uygun yöntemle söyleme sanatıdır. Bu, sadece dini bilgi sahibi olmayı değil, aynı zamanda psikoloji, sosyoloji ve iletişim bilimleri gibi alanlarda yetkin olmayı da gerektirir. Hikmet, muhatabın eğitim düzeyine, kültürel yapısına ve anlayış biçimine göre dili ve üslubu ayarlamayı zorunlu kılar.
B. Güzel Öğüt (Mev'iza-i Hasene)
Güzel Öğüt, mesajı sevgi, merhamet ve yumuşaklık ile sunmaktır. Öğüt, tehdit edici, yargılayıcı veya kınayıcı bir dille değil; teşvik edici, yapıcı ve samimi bir dille verilmelidir. Hz. Musa ve Harun'un Firavun'a dahi yumuşak bir dille (Kavl-i Leyyin) hitap etme emri, bunun en çarpıcı örneğidir.
C. En Güzel Şekilde Tartışma (Cedel-i Ahsen)
Tartışma (Cedel), fikir ayrılıklarının yaşandığı durumlarda başvurulur. Bu, muhatabı susturmayı veya küçük düşürmeyi amaçlayan bir çekişme değil; ortak paydada buluşmayı ve gerçeği ortaya çıkarmayı hedefleyen nezaket, mantık ve delile dayalı bir diyalogdur (Bölüm 7).
Nahl, 16:125: "Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et ve onlarla en güzel (ahsen) bir biçimde tartış."
24.3. Eğitim ve Toplumsallaşma: Kur'an'ın Okulu
Kur'an'daki İslam, bilgiyi ve ahlakı kitaplardan öğrenmek kadar, yaşayarak ve örnek alarak edinmeyi de önemser. Eğitim (Terbiye), sadece bilgi aktarımı değil, Nefs'i (benliği) ve toplumu Kur'an ahlakına göre şekillendirme sürecidir.
Örnek Olma: Davetçi ve eğitimci, sözleriyle eylemleri arasında çelişki olmayan, Salih Ameli (iyi eylemi) hayatında somutlaştıran kişi olmalıdır. En büyük davet metodu, yaşayan Kur'an örneği olmaktır.
Halkalama: Kur'an'ın bilgisi, sadece seçkin bir elit zümrenin (ruhban sınıfının) tekelinde kalmamalıdır. Bilgi, toplumun her katmanına, sade ve anlaşılır bir dille yayılmalıdır.
24.4. Kur'an'ın Dili ve Hedef Kitlesi
Bölüm 11'de belirtildiği gibi, Kur'an kendisini açık (mübîn) bir dille yazılmış bir kitap olarak tanımlar. Bu, vahyin toplumsallaşmasının önündeki dil bariyerlerinin kaldırılması gerektiğini gösterir.
Sadelik: Kur'an, karmaşık felsefi jargon yerine, günlük yaşamdan ve doğadan örnekler vererek anlaşılır bir dil kullanır.
Tercümenin Önemi: Turhal'a göre, Kur'an'ın mesajının toplumsallaşması için, Arapça bilmeyen Müslümanların kendi dillerindeki anlamını (mealini) okumaları ve anlamaları hayati önem taşır. Anlaşılmayan bir kitap, rehberlik görevini yerine getiremez.
24.5. Sosyal Yapıların Davetteki Rolü
Davet, sadece kişisel çabalardan ibaret değildir; aynı zamanda adil sosyal yapılar (Bölüm 9) oluşturmayı da gerektirir.
Adil Yönetim: Kur'an'ın ilkeleriyle yönetilen, hukukun üstünlüğüne sahip bir toplum, zaten başlı başına bir davettir. Adaletin olduğu bir yerde, insanlar o sistemi sorgusuz sualsiz kabul etme eğilimi gösterir.
İnfak (Paylaşma): Toplumsal dayanışma, yoksullukla mücadele ve ekonomik adalet (Bölüm 20) gibi İslami ekonomik prensipler, sözden daha etkili bir davet aracıdır. Bir toplum, yoksulunu bırakmıyorsa, bu ahlak, en güçlü tebliğdir.
Sonuç: Kur'an'daki Davet, bir kültür transferi veya zorla kabul ettirme misyonu değil; Hikmet, Adalet ve İhsan ilkelerine dayalı, toplumu sürekli olarak en doğru ve en güzel olana (Sırat-ı Müstakîm) çağıran sürekli bir eğitim ve iletişim sürecidir.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL