Kralı Uyandırmak: Dördüncü Bölüm (Epilog)
Tılsımın Gücü ve Sonsuz Yemin

Cendere Köprüsü’nün altındaki mahzen, Nemrut Dağı’nın asıl hazinesini saklamıyordu; asıl hazine, o hazineye giden anahtardı. Tılsım, Nemrut'un zirvesindeki odaya giden gizli bir geçidin yerini gösteren karmaşık bir harita ve şifre içeriyordu.
Hüseyin, Nurten ve Şeref Dayı, Cendere Köprüsü’nün altındaki keşiflerini, tılsımı ve tünelin yerini resmi makamlara bildirdiler. Nurten, tılsımın üzerindeki Kommagene şifrelerini çözerek, Nemrut Dağı'nda yeni bir kazı izni almayı başardı. Hüseyin, artık resmi bir danışman olarak, Nurten ile birlikte Nemrut’un zirvesine, bu kez ellerinde doğru harita ile, yasal bir keşif için döndü.
Yolculukları, onları sadece Kommagene'nin kayıp kayıtlarına değil, aynı zamanda birbirlerinin en derin duygularına götürmüştü.
Aylar sonra, Nemrut Dağı’nın zirvesinde, güneşin doğuşu sırasında, Nurten ve Hüseyin, Cendere Köprüsü’nden aldıkları tılsım ile Kral Antiokhos’un gizli mahzenini açtılar. İçeride, paha biçilmez tarihi belgeler ve Kommagene krallarının hazinesi duruyordu.
Hazineyi güvence altına aldıktan sonra, Hüseyin, yorgun ama mutlu bir şekilde Nurten’e döndü. Elinde, Cendere Köprüsü'nün altındaki mahzenden bulduğu, Laodike'nin küçük bir kızı için yaptırdığı tahmin edilen, küçük, zarif bir yüzük vardı.
"Tılsım, aşık olana yol gösterir, Nurten," dedi Hüseyin, diz çökerek. "Cendere'nin suları bizi ayırmadı, aksine birleştirdi. Benimle evlenir misin, Arkeolog Nurten? Bizim maceramız, antik dünyanın en büyük aşk hikayesi olsun."
Nurten, Nemrut’un zirvesinde, binlerce yıllık heykel başlarının gölgesinde, sevinç gözyaşlarıyla gülümsedi.
"Evet, Defineci Hüseyin," dedi Nurten. "Sana hep inandım. Bizim aşkımız, bu kadim coğrafyanın en büyük keşfidir."
Nemrut'un zirvesinden doğan güneş, Nurten ve Hüseyin'in sonsuz yeminini aydınlatırken, Cendere Köprüsü’nden Karakuş’a, Sofraz’a uzanan o macera dolu arayış, antik dünyaya yapılan bir aşk yolculuğu olarak tarihe geçti.
SON