Söz Uçar, Yazı Kalır
Elinizdeki bu derleme, yıllardır yerel ve ulusal basında yayınlanmış ve yayınlanmamış makale ve köşe yazılarımın bir araya getirilmesinden oluşmaktadır.
Kitap, tek bir konuya de...
Türkiye'de tarihi eser kaçakçılığı denildiğinde akla hemen defineciler gelir ve defineciler hakkında hızla "tarihi eser kaçakçısıdır" şeklinde bir algı oluşur. Peki, defineciler gerçekten tarihi eser kaçakçısı mıdır? Bunun somut delilleri nelerdir? Veya insanları kaçakçılığa iten faktörleri yeterince araştırdık mı? Tarihi eser kaçakçılığında definecilerin rolü nedir? Bilimsel olmayan bir yaklaşımla insanları suçlamak ve mağdur etmek doğru mudur? Defineciler yıllardır tarihi eser kaçakçısı ve kültürel tahribatın sorumlusu olarak suçlandılar, zan altında bırakıldılar, dışlandılar ve toplumun dışına itildiler; bu durum mahalle baskısına bile yol açtı. Bu tutum, definecileri yalnızlığa ve bu işi gizlice yapmaya mecbur bıraktı. Bir defineci veya sıradan bir vatandaş, köylü veya çiftçi, tarlasında tesadüfen bulduğu eseri veya defineyi gönül rahatlığıyla evine getiremedi, müzeye götürme cesaretini gösteremedi. Bunun nedeni, "tarihi eser kaçakçısı" damgası vurulacağı korkusuydu. Şimdi soruyorum size: Bulduğu eşyayı kendi evine getirmekten, üzerinde taşımaktan korkan bir defineci, eseri il dışına veya yurt dışına nasıl götürecek ve tarihi eser kaçakçılığı yapacaktır? Bunu aklınız ve mantığınız alıyor mu, hiç düşündünüz mü? Yurt dışına kaçırılan tarihi eser kaçakçılığından hiçbir defineci sorumlu değildir. Definecileri zan altında bırakmak büyük bir haksızlıktır. Yaptığımız araştırmalarda, definecilerin tarihi eser kaçakçısı olmadığını görüyoruz; çünkü defineciler tarihi eserlerle değil, sadece altın veya define arayışıyla ilgilenirler. Peki, bugüne kadar yurt dışına kaçırılan eserleri kimler kaçırdı? Bu sorunun cevabı kolaydır: Bu eserleri, bazı müze müdürleri, yurt dışından gelen arkeologlar ve perdenin arkasındaki karanlık güçler kaçırmıştır. Uşak'taki müzeden Karun Hazinelerini yurt dışına kaçıranlar defineciler miydi, yoksa müze görevlileri mi? Müzedeki eserlerin orijinallerini alıp yerlerine imitasyonlarını koyarak asıllarını yurt dışına çıkaranlar kimlerdi? Onlar da mı defineciydi? Definecileri tarihi eser kaçakçısı olarak suçlamak, buna kargalar bile güler. Türkiye'de gerçekten tarihi eser kaçakçılığının bitmesini istiyorsak, definecilik yasal bir statüye kavuşturulmalı ve kanunlarda düzeltme yapılmalıdır. Definecilik, Avrupa'daki gibi serbest bırakılmalı; definecilere ve vatandaşlara bu konuda eğitim verilmelidir. Bir definecinin veya vatandaşın tesadüfen bulduğu eseri müzeye rahatlıkla getirip, gerçek değerinden nakit payını alması sağlanırsa, tarihi eser kaçakçılığının sona ereceğini çok iyi biliniz. Yasaklayıcı ve baskıcı yöntemlerle tarihi eserler korunamaz. Biz istiyoruz ki, bu Anadolu topraklarından çıkan eserler yurt dışına gitmesin, bir çakıl taşı bile bu memlekette kalsın. Bu nedenle, Türkiye'deki definecilerin sorunları acilen çözülmelidir. Biz istiyoruz ki, arkeologlar definecilerle birlikte çalışsın; arkeoloji bünyesinde definecilik bölümleri açılsın. Defineciler dışlanmasın, arkeologlar definecilere kulak versin, defineciler de arkeoloji kazılarında bulunsun ve maaşları devlet tarafından ödensin. Arkeologlar ve defineciler dayanışma içinde çalışsın. Bir defineci veya vatandaş bulduğu eseri müzeye getirdiğinde, gerçek değerinde nakit parası ödensin. Ancak bu şekilde tarihi eser kaçakçılığı biter ve kültürel tahribat önlenir. Tarihi eser kaçakçılığının bitmesi için defineciliğin yasal statüye kavuşturulması umuduyla; gelecekte Anadolusuz kalmamak, defineciliğe sahip çıkmak, “Tarihi Eser Yerinde Güzeldir” sloganıyla çakıl taşlarımızın dahi Anadolu’da kalması için... (8 Ekim 2018)
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.