Siyasetçilere Açık Mektup
Siyasetçi veya politikacı, parti siyasetinde faal olan ya da devlette herhangi bir görev üstlenen kişidir. Politikacılar, belirli bir toprak parçasını ve dolayısıyla üzerinde yaşayan insanları yönetecek yasaları ve politikaları önerir, destekler ve oluşturur.
Ancak unutulmamalıdır ki: Ey siyasetçiler, sizler devletin kendisi değilsiniz. Sizler, devlet mekanizmasında görev alan geçici birer çalışansınız.
Devlet, belirli bir kara toprağı üzerinde, sınırları belirlenmiş, vatandaşlardan, yani halktan ve milletten oluşan bir insan topluluğudur. Devlet, halkın ta kendisidir.
Göreviniz: Eşit Hizmet ve Adalet
Ey siyasetçiler, sizi halk seçmiştir. Temel göreviniz halka hizmet etmektir.
Göreviniz; din, dil, ırk ve mezhep ayrımı yapmaksızın bütün vatandaşlara hizmet götürmektir.
Halkın sorunlarını medeni yollarla, kanunlara uygun biçimde çözmek ve kalıcı çözümler üretmektir.
Göreviniz; barışı, huzuru ve eşit adalet paylaşımını sağlamak için, Devlet bütçesinden bütün halka adil bir pay tayin etmektir.
Hazine ve Sorumluluk
Ey siyasetçiler, Devlet bütçesi; halkın, milletin ve vatandaşın bütçesidir, halkın hazinesidir. Vatandaşın vergileriyle meydana gelen bir ortak havuzdur.
Bu havuzdaki paralarla bütün vatandaşlara eşit hizmet götürmek ve adaleti sağlamak sizin görevinizdir.
Bu kaynakların paylaşımında tam bir eşitlik sağlamak sizin sorumluluğunuzdadır.
Kendi vatandaşına, kendi halkına, kendi emekçisine asgari ücret adı altında kölelik koşulları dayatmak zulümdür, haksızlıktır ve adaletsizliktir.
Siyasetin Sınırları
Ey siyasetçiler, bağırmak, birbirinize hakaret etmek, halka baskı ve şiddet uygulamak sizin göreviniz değildir. Kin, nefret, kibir ve düşmanlık yaymak göreviniz değildir.
Göreviniz, Devletin mekanizmalarını kullanarak halkı ve vatandaşı ezmek değildir.
Bu Devletin vatandaşının haklarını gasp etmek değildir.
Kanunları kendi çıkarlarınız doğrultusunda kullanmak, yasalarla bu millete ve devlete ihanet etmek değildir.
Bu koltuk sevdasından, bu kibirden, bu hırstan vazgeçin! Bu koltuk, babanızın malı değil, milletin koltuğudur. O koltukta oturan kişi, kendini devlet zannetmesin. O koltuk, halkın seçtiği, millete hizmet edecek geçici bir çalışana aittir.
Devlet ve Vatan değişmez, ancak bütün siyasetçiler ve yöneticiler değişir.
Sonuç
Ey siyasetçiler, hepiniz geçicisiniz; haddinizi bilin ve yalnızca görevinizi yapın. Bu Devlet, bu Vatan ve bu millet kalıcıdır.
Tek göreviniz, bu Vatana, bu millete ve vatandaşa eşit Adalet paylaşımı sağlamak ve yalnızca hizmet etmektir.
Ya bu millete hakkıyla hizmet edeceksiniz, ya da bu milletin sizi göndermesini iyi bildiğini unutmayacaksınız.
(3 Ocak 2021) - Hüseyin TURHAL